– Filistinli folklor grupları geleneksel “debke” dansı oynaması
– Sanatçı Doç. Dr. Fatih Koca'nın sahne alması
– Ödül töreninden detaylar Filistin’in mücadelesini destekleyen uluslararası 30 isme “Yılın Kişisi” ödülü verildi
– Filistin davasına verdikleri destekle tanınan kişilerin ödüllendirildiği törende, onur konuğu olarak yer alan Türk dini musiki sanatçısı Fatih Koca ezgilerini seslendirdi
RAMALLAH (AA) – Filistin davasına ve Filistin halkının hak ve özgürlük mücadelesine verdikleri destekle tanınan farklı alan ve mesleklerden 30 uluslararası isim “Yılın Kişisi” ödülüne layık görüldü.
Filistinli sivil toplum kuruluşu “Yeryüzünün Kadını Vakfı” tarafından, Ramallah’taki Filistin Kızılayının Genel Merkezinde “15. Yılın Kişisi Ödülleri” töreni düzenlendi.
15 Kasım Filistin Devleti'nin bağımsızlığının yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinliğe, Filistinli bakanlar, bazı Arap ülkelerinin büyükelçileri ve Arap dünyasının yanı sıra birçok ülkeden sanatçı, edebiyatçı, akademisyen, aktivist, gazeteci ve iş insanı katıldı.
Etkinliğin onur konukları arasında, Türkiye’den Hak-İş Konfederasyonu Filistin ve Kudüs Sendikal Dayanışma Komitesi Başkanı Hüseyin Tanrıverdi ile Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Bölümü Öğretim Üyesi akademisyen ve sanatçı Doç. Dr. Fatih Koca yer aldı.
Ödül töreni, dini musiki alanında akademik çalışmalarının yanında albümleri de bulunan Fatih Koca’nın “Birinci Söz Bismillah” adlı eserini seslendirmesiyle başladı.
Arap dünyasından sanatçıların da şarkılar seslendirdiği törende, Filistinli folklor grupları geleneksel “debke” dansı oynadı.
Ödül töreni kapsamında, işgal altındaki Filistin’e verdikleri desteklerden ötürü, sanat, medya, edebiyat, siyaset ve iş dünyası gibi farklı kesimlerden 30 kişiye “Yılın Kişisi” ödülü takdim edildi.
Bu yıl ödüle layık görülenler arasında, Avrupa ve ABD'deki diaspora Filistinlilerinden anavatanları için faaliyet gösteren isimlerin yanı sıra, şu isimler yer aldı:
Filistinli gazeteci Nasır el-Lahham, Filistin köylerine yönelik kalkınma projelerine öncülük eden Kudüslü girişimci Raid Saade, Filistinli yönetmen Beşşar en-Neccar, İsrail hapishanelerindeki “Filistinli tutukluların annesi” olarak ün kazanan Umm Mahmud el-Arida, Romanyalı fotoğrafçı Christian Popescu, savaş bölgelerinde çocuklar için güvenli oyun alanları kurmayı amaç edinen “Çocuk Parkı İnşacıları” adlı örgütün kurucusu Kanadalı iş insanı Keith Reynold, Belçika Parlamentosu Milletvekili ve Felemenk Meclisi Başkanı Fuad Ehidar, Filistin Sinema Enstitüsü ile iş birliği içinde filmler hayata geçiren Alman yapımcı Monica Maurer, Arap dünyasının en ünlü futbol sunucularından Cezayirli Hafiz Hicazi, Suriyeli papaz Josef Musa İlya ve Nelson Mandela'nın torunu Mandla Mandela.
Filistinli çocuklar, törene katılan misafirleri, Türkiye’nin Filistin’e verdiği desteğin takdir edilmesinin bir ifadesi olarak geleneksel Türk zeybek kostümü giyerek karşıladı.
Etkinliğin onur konukları Tanrıverdi ve Koca’ya da katılımlarından ötürü plaket verildi.
Yeryüzünün Kadını Vakfı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve ödül organizasyonun jüri heyetinde yer alan Hüseyin Tanrıverdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk defa 2003 yılında Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu'nu kurduğu için 2019 yılında bu ödüle kendisinin de layık görüldüğüne işaret etti.
Tanrıverdi, “2019 yılında ödülü alırken, 'Bu, yaptıklarımızın karşılığı değil, yapılması gerekenlerin bir başlangıcı olarak bana takdim ediliyor, bunu böyle kabul ediyorum.' demiştim. Şükür 2019’dan bu yana 3 yıl geçti ve bu zaman diliminde daha geniş, çeşitli ve etkin şekilde Filistin’e yönelik desteklerimizi sürdürdük.” dedi.
Türkiye’nin Filistin halkına desteğinin süreceğini vurgulayan Tanrıverdi, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gerek Birleşmiş Milletler kürsüsünden gerekse uluslararası toplantılarda Filistin’in kırmızı çizgimiz olduğunu, canımız olduğunu ifade eder. Bu çerçevede Türk milleti olarak hepimiz Filistin’in yanındayız. Çünkü Filistin bize Hazreti Ömer’in mirasıdır.
Filistin, Selahaddin Eyyubi’nin bize emanetidir. Aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman’ın ve Sultan Abdulhamid Han’ın bize bir emanetidir. Dolayısıyla biz bu emaneti, bir insan, bir Müslüman ve ümmet olarak kabul etmek ve korumakla mükellefiz. İnşallah bu anlamda biz her zaman Filistin halkının yanındayız.”