İSTANBUL (AA) – AHMET ESAD ŞANİ – Şair ve yazar A. Ali Ural, "Şairin attığı tohumların düştüğü her yerde yeni filizler verdiğini düşünüyorum. Yani bir avuç tohum atıyor şair ama bu tohumlar herkeste aynı şekilde filizlenmiyor. Herkesin kendi düş dünyasına, birikimine ve hayat tecrübesine ve dünyaya bakışına göre o tohumlar farklı ağaçlar oluyor." dedi.
İlk şiir kitabı 1998'de yayınlanan Ural, tüm şiirlerinin bir araya geldiği "Kana Karışan" eserini ve Türk edebiyatında şiirin gelişim sürecini AA muhabirine anlattı.
Türk edebiyatının katlanarak büyüdüğünü, geliştiğini ve derinleştiğini belirten Ural, Türk kültürü ve medeniyetinin içerisinde şiirin çok özel bir yeri olduğunu söyledi.
Ural, Türk edebiyatının aynı zamanda dünya edebiyatında da çok özel bir yere sahip olduğuna dikkati çekerek, "Harikulade eserler çıkıyor. Asıl olan bu eserlerin keşfedilmesidir, bu da tabii okura düşüyor. Okur sadece kendisine anlatılan, tanıtılan kitaplara değil, kendi keşfiyle ulaşılmamış dokunulmamış eserlere de yönelmek durumundadır." açıklamasını yaptı.
Yazmanın iki kişilik bir eylem olduğuna işaret eden usta edebiyatçı, "Yazar ve okur, aynı harmanın insanlarıdır. Okurla yazar bir iş birliği yapmadan, buradaki iş birliğinden kastım 'alımlama estetiği' bağlamında düşüncelerini ve hayallerini harmanlamadan, eser yerini bulamayacaktır. Bu yüzden ben bütün okurları yazarla aynı harmanda bulunmaya çağırıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
– "Şiir ele avuca gelecek bir şey değildir"
Ali Ural, şiirin ele avuca gelecek bir şey olmadığı yorumunu yaparak, şöyle devam etti:
"Şairin attığı tohumların düştüğü her yerde yeni filizler verdiğini düşünüyorum. Yani bir avuç tohum atıyor şair ama bu tohumlar herkeste aynı şekilde filizlenmiyor. Herkesin kendi düş dünyasına, birikimine ve hayat tecrübesine ve dünyaya bakışına göre o tohumlar farklı ağaçlar oluyor. Farklı çiçekler, varlıklar, şekiller, renkler oluyor."
Ural, tüm şiirlerinin Şule Yayınları tarafından Hüseyin Su editörlüğünde "Kana Karışan" adlı kitapta bir araya getirildiği belirterek, "Kana Karışan, şiirim için bir nevi harman meydanı diyebilirim. Beş kitap bir araya gelerek toplu şiirleri oluşturdu. Toplu şiirler hem şair açısından hem şiir okuru açısından hem de şairin izleğini belirlemek bakımından çok önemlidir." diye konuştu.
Kitabın başındaki yazıyı kaleme alan Hüseyin Su'nun "Şiirlerinin toplu olarak basılması gerekir" diyerek kitabın editörlüğünü de üstlendiğini aktaran Ural, "Burada daha önce yayınladığım 5 şiir kitabı bir araya gelmiş oldu. Kitap, hem bir ömrün şiir muhassalası hem şairin şiire bakışının poetik bir metin olarak kayda geçmesi hem de Hüseyin Su gibi bir edebiyat adamının takdimi ve Mustafa Köneçoğlu gibi iyi bir şairin değerlendirmesiyle bir bütünlük kazandı." ifadelerini kullandı.
– "Umarım ismi gibi kana karışır ve okurunu bulur"
Toplu şiirlerin, şairin kendi şiirlerine bakıp nasıl bir yol izleyeceğini de belirleyeceği bir ayna gibi olduğunu dile getiren Ural, "Umarım 'Kana Karışan' ismi gibi kana karışır, okurunu bulur ve bundan sonraki eserler için yeni bir çıkış noktası olur." temennisinde bulundu.
Ali Ural, ilk şiir kitabı "Körün Parmak Uçları"nın 1998'de yayınlandığını, sonrasında da birkaç yıl arayla "Kuduz Aşısı", "Gizli Buzlanma", "Mara ve Öteki Şiirler" ile "Kağıda Sarılı Rüzgar" adlı eserlerinin okuyucuyla buluştuğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Her şiir kitabında şairin yeni bir pencereden dünyaya bakması var. Özünde, kaynağı ve yönelimi itibarıyla şiir değişmiyor. Ancak şiir yeni formlar, yeni ivmeler kazanarak, yeni devinimlerle okuyucuya ulaşıyor. Yeni bir şey söylemek lazım sözünün takipçisi olmaya çalışıyorum. Kendimi tekrarlamamaya ve her kitapta yeni bir pencere, yeni bir kapı aralamaya çalışıyorum."
– Şiir, kelimelerle, mısralarla, bentlerle sınırlandırılamaz"
Ural, şiirin kısıtlanabilecek bir şey olmadığını, edebiyat öğretmenlerinin de "Şair burada ne demek istiyor?" sorusunu sormaması gerektiğini belirterek, "Bakalım şair bile ne demek istediğini yüzde yüz kendisi bilebiliyor mu? Çünkü şiirin şairi tarafından bilinen tarafı vardır, bir de şairi tarafından bile bilinmeyen bir tarafı vardır. Çünkü şiirin o gizemli oluşumu sırasında ortaya esrarengiz bir metin çıkar. Her gerçek şiir bir sırlar alanında var olur. Çünkü şiir metafizik bir olgudur, ne kelimelerle ne mısralarla, ne bentlerle sınırlandırılamaz." dedi.
Asıl olanın şairin oynadığı oyuna katılmak olduğunu ifade eden Ural, "Şair adeta bir oyun, bir ebelemece oynamaktadır, okurun sırtına elini dokundurur ve kaçar. Okurun sırtında şairin elinin sıcaklığı kalır. O sıcaklık düş dünyasını harekete geçirir ve o düş dünyası içerisinde herkes kendi bahçesini inşa eder." açıklamasını yaptı.
Usta edebiyatçı, okuyucuya anlama peşine değil, sezgi peşine düşmesi tavsiyesinde bulunarak, "Sanatta asıl olan anlam değil sezgidir. O sezgilerle nasıl bir dünya kuracakları şairin de merak konusudur. Sezgilerimizi rahat bırakalım, kısıtlamayalım. 'Buradan ne anlamam gerekir' diye çabalamayalım, şiirin rüzgarına, akıntısına ve şiirin yangınına kendimizi bırakalım." şeklinde konuştu.
Ali Ural'ın şiirlerinin bir araya getirildiği "Kana Karışan" kitabı, editörlüğünü üstlenen Hüseyin Su'nun esere ilişkin bilgiler paylaştığı yazısıyla başlıyor.
Şairin 5 kitabının bölümler halinde sunulduğu eserde, Ural'ın "Kana Karışan Şiir" ve Mustafa Köneçoğlu'nun "Resimde görünmeyen şiirler ya da Ali Ural'ın harmanladığı ocak" başlıklı inceleme yazısına yer veriliyor.