TBMM (AA) – TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Türkiye, güvenliğini, mevcudiyetini ve istikbalini tehlikeye sokacak hiçbir dayatmayı kabul etmeyecek; tarihin en zorlu çağlarında ve en zorlu coğrafyalarda yaptığı gibi yeniden insanlığın beklediği adalet ve umut merkezi olma vasfını koruyacaktır." dedi.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında, TBMM'deki 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nda anma töreni düzenlendi.
Törene, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Adil Karaismailoğlu, Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti TBMM Grup Başkanı İsmet Yılmaz, İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, MHP Grup Başkanvekili Muhammet Levent Bülbül, eski TBMM Başkanları Bülent Arınç ve Mehmet Ali Şahin, milletvekilleri, kuvvet komutanları ve bazı şehit yakınları katıldı.
Törende, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, darbe girişimi sırasında Meclis bahçesinde bombalanan alana karanfil bıraktı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın söylenmesinin ardından Kur'an-ı Kerim okundu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlar için dua etti.
Şentop, törende yaptığı konuşmada, hain darbe teşebbüsünün mağlup edilmesi için canlarını feda eden şehitlere rahmet, yaralanan gazilere sıhhat ve hayırlı ömür diledi.
15 Temmuz'un asırlarca unutulmaması gerektiğini dile getiren Şentop, asıl üzerinde durulması gereken hususun 15 Temmuz'da gerçekleşen hain girişimin sebepleri olduğunu söyledi.
Tarihin belli dönemlerinde dönüşümün hızlandığını belirten Şentop, tarihin hızlandığı bu dönemleri daima küresel tasarımların, büyük siyasi değişikliklerin takip ettiğini belirtti.
– "İnsanlık, geleceğini doğrudan etkileyecek bir küresel tasarımın eşiğinde"
Son yüzyılda birinci ve ikinci dünya savaşları, ardından da Sovyet blokunun yıkılması sonrasında bu türden küresel tasarımların gerçekleştiğine dikkati çeken Şentop, dünyadaki gelişmelere, özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede yaşananlara bakıldığında, insanlığın geleceğini doğrudan etkileyecek, belirleyecek yeni bir küresel tasarımın eşiğinde olunduğunu ifade etti.
Dünya sisteminin yeniden tanzim edildiği, küresel ve bölgesel düzeyde belirleyici tasarımların gerçekleştiği böyle bir dönemde, bazı güçler için Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve kültürel düzeyde etkili ve iddialı bir aktör olarak öne çıkmasının tehdit olarak görüldüğünü söyleyen Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyayı, 80 yıl önce gerçekleşmiş bir tarihi olayın kurduğu dengelere göre yönetmeye çalışanlar, dünyanın 5'ten, Türkiye'nin de sınırlarından ve sanıldığından büyük olduğunu kabule yanaşmamaktadırlar. Köhnemiş ve geçerliliğini yitirmiş bu yaklaşıma göre Türkiye, teknoloji değil, şeftali üretmesi gereken; bölgesindeki sorunlara karşı bağımsız politika geliştirme iradesi göstermeyen, ekonomisi ucuz iş gücüne dayalı ve askeri önemi tampon bölge olmaktan ibaret bir ülke olmalıdır.
Oysa Türkiye'nin durumu, talebi ve kaderi artık farklıdır. 19. yüzyılın bütün büyük güçlerinin yeniden tarih sahnesine çıkarak küresel roller peşinde olmayı kendilerine hak saydığı, bölgesel altüst oluşların derinden hissedildiği bir dönemde, Türkiye'den kabuğuna çekilip kendisine çizilen sınırlara mahkum yaşamasını, güvenlik önceliklerini ihmal etmesini beklemek, Türkiye'nin kesinlikle rıza göstermeyeceği ve yaşadığımız dünyanın gerçekleriyle de bağdaşmayan bir dayatmadır. Dostlarımız müsterih, düşmanlarımız emin olsunlar ki Türkiye, güvenliğini, mevcudiyetini ve istikbalini tehlikeye sokacak hiçbir dayatmayı kabul etmeyecek; tarihin en zorlu çağlarında ve en zorlu coğrafyalarda yaptığı gibi yeniden insanlığın beklediği adalet ve umut merkezi olma vasfını koruyacaktır."
– "Terör meselesinde yürütülen kararlı mücadele sonuçlarını vermiştir"
Türkiye'de 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası pek çok atılımın gerçekleştiğine işaret eden Şentop, şöyle devam etti.
"On yıllardır bölgemizin ve ülkemizin en önemli başlıklarından birisi olan terör meselesinde özellikle son 6 yılda hem sınırlarımız içinde hem de sınır ötesinde yürütülen kararlı mücadele sonuçlarını vermiştir. Terörü bir diplomasi aracı ve yöntemi olarak kullanmak isteyenlerin aynı zamanda FETÖ'nün de açık veya gizli hamisi olduğu, PKK/PYD terör örgütleri ile FETÖ'yü koordineli ve birbirlerine müzahir aparatlar olarak kullandığı bugün artık çok daha net görülmektedir."
TBMM Başkanı Şentop, Türkiye'nin son yıllarda yerli enerji kaynaklarını arama ve keşfetme konusunda gösterdiği çaba ve ulaştığı sonuçlara değinerek, "Bu sonuçlar, 15 Temmuz da dahil askeri darbelerin ne gerekçeyle planlandığının ve başarısız kılınmasının Türkiye için ne kadar hayırlı sonuçlar verdiğinin en önemli ispatları arasındadır." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 1956'da başlayan enerjide bağımsızlaşma çalışmalarının yaklaşık 60 yıl kesintiye uğradığını anlatan Şentop, şunları kaydetti:
"Bu yönde atılan adımlar sürekli surette siyasi belirsizlikler ve antidemokratik müdahaleler sebebiyle durdurulmuştur. Ülkemizin güvenliği ve milletimizin refahı bakımından hayati önem taşıyan yerli enerji kaynakları keşfetme ve dışa bağımlılığı sona erdirme çabasının, hain yapıların ve gayrimilli unsurların tasfiyesinden sonra netice vermeye başladığı açıkça görülmektedir. Türkiye için hayati önem taşıyan yerli ve milli savunma sanayi kurma stratejisi, parlak neticelerini ve çıktılarını bütün dünyanın kabul ettiği bir başarı hikayesidir. Sadece cesareti ve şartların doğurduğu fırsatları değerlendirme kabiliyeti bakımından değil, üstün askeri teknolojileri üretmesiyle de öne çıkan milletimiz için bu başarılar, yeni bir dönemin müjdeleri olmaları bakımından da önemli ve ilham vericidir. Kökü dışarıda devşirilmiş yapılar ve öğrenilmiş çaresizlikle iğdiş edilmiş zihniyetler tasfiye edildikçe, aziz milletimizin kudreti ve tarihe yön verme istidadı bir kez daha ve en belirleyici haliyle ortaya çıkacaktır."
(Sürecek)