DENİZLİ (İHA) – Ana vatanı Kuzey Amerika olan ‘Süper Meyve’ olarak bilinen ‘Aronya’nın Denizli’de de kolaylıkla yetiştirilebileceğini ve birçok hastalığa karşı şifa olduğunu belirten Prof. Dr. Turan Karadeniz, üreticilere meyve hakkında önemli tavsiyelerde bulundu.
Geçmişi en az bir yıl öncesine dayanan fakat ülkemizde yeni yeni tanınan aronya meyvesinin üretiminin yaygınlaştırılması amacıyla bilinçli yetiştirilmesi adına çalışmalar yürüten Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Turan Karadeniz, meyve hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ülkemizde 10 yıldır aronya yetiştirilmesine yönelik yapılan çalışmaları Denizli’de kendi koordinesinde yürüten Prof. Dr. Turan Karadeniz, meyveyi yetiştiren üreticinin büyük bir kazanç elde edeceğini belirtti. Ekonomik kazancın yanında birçok hastalığa da iyi geldiğini dile getiren Karadeniz, “Aronya, ülkemize 2012 yılında Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü müdürü Dr. Yılmaz Boz tarafından kazandırılan önemli bir yeni meyve türü. Daha çok orijini Kuzey Amerika ile Kuzey Avrupa ülkeleridir. Bu meyve türü üzerinde yurtdışında oldukça fazla sayıda çalışma bulunuyor. Bu meyvenin antioksidan içeriği, antioksidan bakımından en zengin olan 100 meyve arasında ilk başı çekiyor” dedi.
“Denizli’de adaptasyon çalışmaları olumlu sonuçlandı”
Yurdumuzun birçok bölgesinde aronya bahçesi kurulduğunu ifade eden Prof. Dr. Turan Karadeniz, “Bağışıklık sistemini çok güçlü şekilde destekleyen ve içerisinde biyoaktif maddeler bulunmakta. Aronya Yalova, Bursa, Zonguldak başta olmak üzere Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu gibi yörelerde ilk adaptasyon çalışmalarında önemli olumlu sonuçlar alınan bir meyve türü. Tabi bu peyderpey diğer bölgelerimize de yayıldı. Bugün Antalya, Manisa, Denizli ve Ankara’da da önemli ticari bahçeler kuruldu. Biz de bu meyve türünün Denizli’de yetiştirile bilirliği konusunda çalışmalarımıza 4 yıl önce başladık. Bugün ise olumlu sonuçlar aldık. Denizli’de adaptasyon çalışmaları olumlu sonuçlandı” diye konuştu.
“Antitoksin içeriği en yüksek meyve türü”
Bir insanın günlük 50 mililitre aronya alması gerektiğini söyleyen Dr. Turan Karadeniz, “Aronya bitkisi, eksi 25 dereceye kadar dayanıklı bir meyve türüdür. Soğuklama ihtiyacı 400-500 saat civarlarında. Bu durum ise Anadolu’nun eksi 25 dereceye kadar olan yerlerde yetişebilir bir meyve olduğunu gösteriyor. Adaptasyon kabiliyeti çok yüksek. Güneşlenmeyi seviyor ve yarı gölgeli alanlarda da olumlu sonuçlar veriyor. Hastalıkları ya da zararları çok yaygın değil. Dekara bir buçuk, iki ton ürün alına biliniyor. Antitoksin içeriği en yüksek meyve türü. Dolaysıyla vücudumuzdaki serbest radikalleri bloke edici özelliği yüksek. Günlük 50 mililitre alınması gereken bir meyve türü. Kullanım alanları da yaygın bir meyve. Aronya hem yaş olarak tüketildiği gibi kurutularak meyveleri tüketilmekte. Aronya meyve suyuna işlenmekte, dondurma endüstrisinde kullanılmakta, meyvelerinden reçel, marmelat yapılmakta, yaprağı, çiçeği ve meyvesinden çay elde edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Şu anda ülkemizde aronya yetiştiriciliğine çok ilgi duyulmaya başlandı”
Üretimi ekonomi bakımından karlı olduğunu ve birçok alanda kullanımı yaygınlaştığını açıklayan Dr. Karadeniz, şu sözlerle üreticilere seslendi:
“Şu anda ülkemizde aronya yetiştiriciliğine çok ilgi duyulmaya başlandı. Bu meyve türünün ülkemizde hızlı bir şekilde yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasını, üretimin ise 50-100 bin tonlara kadar çıkmasını bekliyoruz. Şu anda karlı bir meyve türü. Sanayisi geliştikçe işin karı da artacaktır. Yaş olarak bu meyvenin satılması yerine biz çiftçilerimizin örgütlenerek ve üretici birlikleri kurarak bu aronyayı meyve suyuna, süt ürünlerine, derin dondurarak kurutmaya, reçele, marmelata, çaya işleyerek katma değeri yüksek şekilde değerlendirilmesini istiyoruz”