GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
– Salondaki komisyon üyeleri
– Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin sunum yapması Hazine ve Maliye Bakanlığının 2023 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda
– Bakan Nureddin Nebati: (1)
– “9 Kasım itibarıyla 2,3 milyon mudinin yaklaşık 1,5 trilyon TL'lik tasarrufu kur korumalı mevduat hesaplarında değerlenmektedir. Hazine tarafından desteklenen KKM hesaplarına bugüne kadar yaklaşık 91,6 milyar TL destek ödemesi gerçekleştirilmiştir”
– “Hazine destekli hesaplarda yenileme oranı yaklaşık yüzde 70 seviyesindedir. KKM hesaplarının toplam vadeli mevduatlar içindeki payı ise yüzde 27'dir”
– “İlerleyen zamanlarda da kredi politikamızda selektif yaklaşımımızı sürdürerek yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı kredi kullandırımını önceliklendirmeye devam edeceğiz”
TBMM (AA) – Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 9 Kasım itibarıyla 2,3 milyon mudinin yaklaşık 1,5 trilyon TL'lik tasarrufunun kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarında değerlendirildiğini, yaklaşık 91,6 milyar TL destek ödemesi gerçekleştirildiğini bildirdi.
Nebati, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.
Zorlu küresel şartların yaşandığı ve küresel konjonktürün hızlı değiştiği bir dönemde, makroekonomik ve finansal istikrar ile fiyat istikrarını eş zamanlı olarak sağlamak, yüksek katma değerli üretimi teşvik etmek, tedarik zincirlerindeki değişimi fırsata çevirmek ve cari işlemler açığı sorununu kalıcı olarak çözmek amacıyla “Türkiye Ekonomi Modeli”ni devreye aldıklarını belirten Nebati, modelin hedefleriyle uyumlu olarak; sanayinin milli gelir içindeki payının artış eğilimine girdiğini, turizm sektörünün dünyadan aldığı payın arttığını ifade etti.
Nebati, enerji dışı cari işlemler dengesinde önemli bir iyileşme kaydedildiğini, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatta önemli kazanımlar elde edildiğini dile getirerek, şunları söyledi:
“Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke için resesyon riskinin arttığı bu dönemde, modelimiz sayesinde Türkiye ekonomisi güçlü biçimde büyümeye devam ederken, büyümenin kompozisyonu da dengeli bir görünüm sergilemektedir. Türkiye, 2021 yılında yüzde 11,4 oranındaki GSYH büyümesi ile G20 içinde en hızlı büyüyen ülke olmuş ve son 50 yılın en yüksek büyüme oranını kaydetmiştir. Bu büyümenin 6,6 puanı yurt içi talepten, 4,8 puanı ise net dış talepten gelmektedir. Belirtmek isterim ki net dış talebin büyümeye olan bu katkısı, 2001'den sonra ulaşılan en yüksek rakam olmuştur.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın neden olduğu belirsizlik ortamına ve zayıflayan küresel ekonomiye rağmen, gayrisafi yurtiçi hasılamız reel olarak 2022 yılı ilk yarısında yüzde 7,5 büyüme kaydetmiştir. İkinci çeyrek itibarıyla yüzde 7,6 büyüme oranıyla Türkiye OECD'de en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer almıştır. Yılın ilk yarısında ekonomimiz, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme hedefimiz doğrultusunda dengeli görünümünü korumuştur. Büyümeye net dış talebin katkısı ilk çeyrekte 3 puan, ikinci çeyrekte ise 2,7 puan olmuştur.”
Nureddin Nebati, 2022 yılının ikinci yarısına ilişkin öncü göstergelerin, küresel yavaşlamanın da etkisiyle ılımlı büyümeye işaret ettiğini vurgulayarak, “Yıl geneli için yüzde 5 oranında bir büyümenin gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2023 yılında da dengeli görünümünü koruması beklenen ekonomik büyümenin yüzde 5 olması hedeflenmektedir.” dedi.
Toplam istihdamın salgın öncesi dönemin üzerine çıkarak tarihi yüksek seviyelere ulaştığının altını çizen Nebati, “Böylece, işsizlik oranı tek haneye düşmüştür. Geride bıraktığımız son 20 yıllık dönemde Türkiye ekonomisi bir yandan üretirken bunun karşılığında istihdam sağlayabilen bir yapıya bürünmüştür.” ifadelerini kullandı.
Nebati, Orta Vadeli Program çerçevesinde, güçlü istihdam artışının devamı ve işsizlik oranının düşüş eğilimini sürdürmesinin öngörüldüğünü söyledi.
– “Enerji hariç cari denge fazla verme eğilimini sürdürüyor”
İhracatın tarihi rekorlar kırmaya devam ettiğini vurgulayan Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında atılan adımlarla ihracatçıların küresel tedarik zincirindeki aksaklıkları fırsata çevirmeyi başardığını ve ihracatı büyümenin lokomotifi haline getirdiğini belirtti. Nebati, “İhracatımız 2022 yılının her ayında rekor kırmış ve ekim ayında yıllıklandırılmış 253 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bugün Türkiye, 228 ülke ve bölgeye ihracat yapan ve dünya ihracatından aldığı payı yüzde 1'in üzerine çıkaran güçlü bir ekonomi konumundadır. Orta Vadeli Program dönemi sonunda ihracatın 305 milyar dolara ulaşmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.
Nebati, artan küresel enerji fiyatlarına bağlı olarak yüksek seyreden enerji ithalatı ile toplam ithalatın da yükseldiğini dile getirdi.
Turizmin, dünya ortalamasının üzerinde bir hızda büyüyerek salgın öncesi seviyelerinin üzerinde bir performans gösterdiğine dikkati çeken Nebati, yılın geri kalanında da turizmdeki seyrin devam etmesi ve rekor gelir elde edilen 2019 yılının da oldukça üzerinde performansa ulaşılmasını beklediklerini kaydetti.
Bakan Nebati, “Cari işlemler dengesi enerji ithalatı kaynaklı açık verirken enerji hariç cari denge fazla verme eğilimini sürdürmektedir. Ayrıca vurgulamak isterim ki enerji faturası geçen yılın aynı seviyesinde kalsaydı şu an cari işlemler açığını konuşmuyor olacaktık.” dedi
Nebati, uygulanan politikalarla cari işlemler dengesini orta ve uzun vadede kalıcı olarak iyileştirmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Katma değerli üretimi artırmak, yenilenebilir enerjinin payını daha da yükseltirken enerji teknolojilerini yerli ve milli imkanlarla geliştirmek, elektrik motorlu araç endüstrisi ve mobilite ekosistemini hayata geçirmek, dijital dönüşümü hızlandırmak ve iş gücünün niteliklerini iyileştirmek için kapsamlı politikalar uyguladıklarını anlatan Nebati, diğer yandan, 2023 başında Karadeniz'deki doğal gaz çalışmalarının tamamlanması ve yeni rezervlerin keşfi ile enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı ve cari işlemler dengesi ile dış finansman ihtiyacı üzerindeki baskıyı daha da aşağı çekmeyi hedeflediklerini söyledi.
Nebati, dış finansman üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlayan yaklaşımlarının da reel sektörün döviz pozisyonuna olumlu yansıdığını dile getirdi.
Uluslararası rezerv pozisyonunu güçlü tutmanın öncelikleri arasında yer aldığını aktaran Nebati, “TCMB brüt rezervleri yılbaşına göre 3 milyar doların üzerinde artarak 28 Ekim itibarıyla 114,2 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.” bilgisini verdi.
– Enflasyonla mücadele
Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında enflasyonla mücadeleyi birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin yaptığı gibi tüketim, üretim ve yatırım daralmasına neden olacak faiz artışları yoluyla değil, ekonominin üretim kapasitesini artıracak arz yönlü politikaları geliştirerek sürdürdüklerini belirtti.
“Hedefimiz, ülkemizi güçlü bir üretim ekonomisi haline getirmektir. Böylece durgunluk, yüksek işsizlik ve istikrarsızlık sorunlarını yaşamak yerine, insan odaklı bir yaklaşımla, kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı hedefliyoruz.” diyen Nebati, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşlarımızın karşılaştığı sıkıntıların elbette farkındayız. Alım güçlerinde gerçekleşen kaybın önüne geçmek için hükümet olarak üzerimize düşen hiçbir sorumluluktan kaçmıyoruz. Vatandaşlarımızı, çalışanlarımızı, emeklilerimizi, esnaf ve çiftçilerimizi enflasyona karşı ezdirmemek için gelir ve harcama politikalarını etkin bir şekilde kullanıyoruz.”
– KKM uygulaması
Döviz kuru oynaklıklarının önüne geçerek finansal istikrarı tahkim etmek amacıyla Kur Korumalı TL Mevduat ve Katılma Hesapları (KKM) uygulamasını devreye aldıklarını anımsatan Nebati, uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“Vatandaşlarımızın KKM'ye destek ve teveccühleri sayesinde milli para birimimizde istikrar güçlendirilmiş ve TL'ye olan güven artmıştır. 9 Kasım itibarıyla 2,3 milyon mudinin yaklaşık 1,5 trilyon TL'lik tasarrufu bu hesaplarda değerlenmektedir. Hazine tarafından desteklenen KKM hesaplarına bugüne kadar yaklaşık 91,6 milyar TL destek ödemesi gerçekleştirilmiştir. Hazine destekli hesaplarda yenileme oranı yaklaşık yüzde 70 seviyesindedir. KKM hesaplarının toplam vadeli mevduatlar içindeki payı ise yüzde 27'dir.
KKM uygulaması olumsuz jeopolitik gelişmeler, küresel finansal koşullardaki sıkılaşma, avro-dolar paritesindeki gelişmeler ve arz güvenliğine ilişkin yaşanan tüm sorunlara rağmen finansal istikrarın sürdürülmesinde etkin rol oynamıştır. KKM uygulamasıyla birlikte TL mevduatın ortalama vadesi 2 katına yükselmiş, sektörün en önemli risklerinden olan vade uyumsuzluğunda önemli iyileşme sağlanmıştır. Ayrıca döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı yaklaşık 17 puan düşüş göstererek yüzde 52,3″e gerilemiştir.”
– Reel sektöre yönelik kredi destekleri
Bakan Nebati, finansal istikrarın güçlendirilmesinin yanı sıra Türkiye Ekonomi Modeli'nin önceliklerini yerine getirmede reel sektörün finansmana kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde erişiminin oldukça elzem olduğunu vurguladı.
Bu bağlamda, kredilerin tüketim yerine üretken alanlara yönlendirilmesi ve amacına uygun şekilde iktisadi faaliyetle buluşmasının selektif kredi politikasının odağını oluşturduğunu ifade eden Nebati, şöyle konuştu:
“2022 yılında yaklaşık 7 bin ticari işletmemize 54 bin kredi işlemi ile 71 milyar TL kredi ve 61 milyar TL'lik kefalet kullandırdık. İlave olarak, ülkemizin üretim kapasitesini ve ihracat potansiyelini artırmak için ihracatçılara ve turizm sektörüne uygun faizli, uzun vadeli toplam 150 milyar TL'lik kredi imkanı sunduk.
Selektif kredi yaklaşımımızın katkısıyla bankacılık sektörü toplam kredi hacminde 2022 yılında gerçekleşen yaklaşık 2 trilyon TL'lik artışta, imalat sanayi öncülüğünde kullandırılan ticari nitelikli krediler belirleyici olmuştur.
Ülkemizin büyümesi ve kalkınmasında önemli bir rol üstlenen KOBİ'lerin bankacılık sektöründen kullandıkları kredi hacmi ekim ayı itibarıyla 1,7 trilyon TL'yi aşmıştır. KOBİ kredilerinin tarihsel ortalamasının üç katı üzerinde büyümüş olması modelimizin çıktılarıyla uyumludur. KOBİ kredisi kullanan müşteri sayısı eylül ayı itibarıyla 4,3 milyon adedi geçmiştir.
Yakın dönemde devreye aldığımız ilave makro ihtiyati tedbirlerin olumlu yansımalarını son dönemde kayda değer biçimde azalış gösteren politika faizi ile kredi faizi makasında görüyoruz. İlerleyen zamanlarda da kredi politikamızda selektif yaklaşımımızı sürdürerek yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı kredi kullandırımını önceliklendirmeye devam edeceğiz.”
Bakan Nebati, sunumunda çiftçi, esnaf ve girişimcilere yönelik olarak hayata geçirdikleri finansal destek mekanizmaları hakkında da bilgi verdi.