TUNUS (AA) – Tunus'ta 30 sivil toplum kuruluşu (STK), iktidarın, ülkedeki halk hareketini bastırmak için güvenlik güçleri ve yargıyı kullanmasına tepki gösterdi.
Aralarında Tunus Gazeteciler Sendikası, Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu, Tunus Demokratik Kadınlar Derneği ve Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliğinin de olduğu 30 STK konuya dair ortak yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Tunusluların taleplerini karşılamak için çalışmamakla birlikte yolsuzlukla mücadelede ihmalkar davranan ve cezasızlık politikasını egemen kılan hükümete karşı doğrudan bir tepki olarak, ülkenin bir süredir sosyal çalkantı içinde olduğuna işaret edildi.
İfade özgürlüğüyle ilgili konularda polis ve yargının kullanılmasının reddedildiği açıklamada; yoksullaştırma, aç bırakma, ötekileştirme ve halkın geleceğiyle oynanmasına karşı yapılan barışçıl gösterilerin desteklendiği ifade edildi.
Açıklamada, güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanması ve aktivistlerin gözaltına alınması kınanırken, iktidarın bunun yerine gösterilerin neden düzenlendiğini anlamaya ve göstericilerin sesine kulak vermeye çalışması gerektiği aktarıldı.
İktidarın, işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlik üreten ekonomi politikalarının sonuçlarından da sorumlu olduğunu belirten STK'lar, bu politikaların gözden geçirilmesi ve yolsuzlukla etkili bir şekilde mücadele edilmesi çağrısı yaptı.
Gösterilerde gözaltına alınanların serbest bırakılması ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması istenen açıklamada, dosyası yargıya intikal edenlere her türlü hukuki desteği sunmak için harekete geçildiği belirtildi.
– Ne olmuştu?
Tunus’ta polisten kaçarken yaralandığı iddia edilen 17 yaşındaki Malik es-Selimi'nin kaldırıldığı hastanede yaklaşık bir ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetmesine tepki olarak 14-15 Ekim'de başkent Tunus'un bazı bölgelerinde gösteriler düzenlenmişti.
Tunus Ulusal Muhafız İdaresi Sözcüsü Husameddin el-Cibali, 16 Ekim'de yaptığı açıklamada, gösterilerde, özel mülklere ve kamu mallarına zarar veren 6 kişinin gözaltına alındığını ifade etmişti.
Ölümüyle ilgili resmi makamlardan şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapılmayan Selimi'nin "güvenlik güçlerinden kaçarken vurulduğu" ile "kaçarken tırmandığı duvardan düşerek yaralandığı" şeklinde farklı iddialar dile getiriliyor.