TUNUS (AA) – MEHMET AKİF TURAN – Tunus, 17 Aralık'taki erken genel seçimlere hazırlanırken yeni seçim yasasıyla getirilen kısıtlamaların ülkede siyasi partilerin sonunu getirebileceği yorumları yapılıyor.
Tunuslu uzmanlar, Cumhurbaşkanı Kays Said’in Meclisi feshettiği 25 Temmuz 2021'deki kararlarıyla başlayan siyasi krizin gölgesinde seçimlerde partilerin aday göstermesinin yasaklanmasının siyasi partileri marjinalleştirebileceği uyarısında bulunuyor.
Uzmanların bu endişeleri, Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Sözcüsü Muhammed et-Telili en-Nesrin’in 29 Eylül’deki, “Siyasi partilerin seçimlerde kampanya yürütmeye hakkı yok, sadece adaylar kendi şahsi seçim kampanyalarını yürütebilir.” açıklamasıyla daha da derinleşti.
Yeni seçim yasasında, Temsilciler Meclisindeki sandalye sayısı 217’den 161’e indirildi. Milletvekili adaylarının ikamet ettikleri bölgeden olmak kaydıyla başvurularının kabul edileceği, sabıka kaydının ve vergi borcunun olmadığını kanıtlayan belgelerin sunulması gibi yeni adaylık şartlarına getirildi.
Seçim bölgelerinin de daraltıldığı yeni yasada, adayların seçime katılacakları bölgede ikamet eden 400 kişiden noter onaylı imza alması gerekiyor.
– "25 Temmuz kararları ve yeni seçim yasası partilere büyük bir darbe indirdi"
Tunuslu siyaset uzmanları, 25 Temmuz 2021 kararlarının ardından yaşanan gelişmeler ışığında siyasi partilerin durumunu ve yeni seçim yasasını AA muhabirine değerlendirdi.
Gelinen noktada siyasi partilerin durumunun pek iç açıcı olmadığını belirten siyasi analist Bulbabe Salim, "Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz kararlarının ardından duyurduğu siyasi yol haritası ve yeni seçim yasası partilere büyük darbe indirdi." dedi.
Said’in tüm diyalog yollarını geri çevirdiğini söyleyen Salim, "Cumhurbaşkanı Said ve taraftarları, diğer siyasi oluşumlarla aracılık yapmak isteyenleri de reddetti. Said, kendi siyasi yol haritasına sadık kalarak bunu harfiyen uygulamaya devam ediyor. Yeni seçim yasası ile partileri feshetmeden onları pasifleştirdi. Bu adımın Nahda Hareketi’ne karşı bir hamle olduğunu iddia edenlerin yanı sıra Said’in tüm siyasi oluşumlara karşı olduğu değerlendirmesinde bulunan uzmanlar da mevcut." diye konuştu.
Nahda Hareketi’nin feshedilen parlamentodaki en büyük siyasi parti olduğunu hatırlatan Salim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nahda Hareketi, Said’in olağanüstü kararlarını, 2014 Anayasası'na darbe olarak nitelendirerek en sert şekilde karşı çıkan siyasi parti oldu. Said’in olağanüstü kararlarını onaylayan veya ses çıkarmayarak dolaylı olarak destek veren taraflar ise Cumhurbaşkanı Said’in 2011 Yasemin Devrimi’ni tekrar rayına sokmak için bu kararları aldığını savundu.”
– "Cumhurbaşkanı, kendisini destekleyen partileri de hayal kırıklığına uğrattı"
Yeni seçim yasasından hiçbir siyasi partinin memnun olmadığını söyleyen Salim, "Cumhurbaşkanı’nın siyasi partileri yalnızlaştırma eğilimi, kendisine sadık partileri bile hayal kırıklığına uğrattı. Siyasi hayatımızın entelektüel ve siyasal örgütlenmesinin en gelişkin yöntemini temsil eden siyasi partilerin bu atmosferde marjinalleşmeleri kaçınılmaz. Adayların bireysel katılımı her ne kadar partilerin seçimlere katılmasına engel olmasa da partilerin listeler üzerinden seçimlere katılmalarının engellenmesi çağdaş siyasete darbedir." dedi.
Salim'in de işaret ettiği gibi siyasi partilere seçim kampanyası yürütme hakkı vermeyen yeni seçim yasası Said yanlılarının bile tepkisini çekmiş görünüyor.
Cumhurbaşkanı Said’e destek veren en büyük oluşumlardan biri olan Halk Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame Avidat da 4 Ekim’de yaptığı açıklamada, "Siyasi partiler seçim kampanyasının dışında bırakılamaz. Modern siyasi hayatımızda partilerin seçim kampanyası yürütmelerine engel olmak ve adayların kendi seçim kampanyalarını yürütmesinin yolunu açmak bir takım yolsuzluk iddialarını da beraberinde getirecektir." ifadeleriyle yeni seçim yasasını eleştirmişti.
– "Seçimlere katılmayan bir partiye darbe indirmek zordur"
Tunus Üniversitesinden siyaset bilimci Prof. Dr. Eymen Buganemi ise, "Ülkede, siyaset sahnesinde yaşanan en önemli gelişme siyasi partilerin ezici çoğunluğunun parlamento seçimlerini boykot etmesi. Seçimlere katılmayan bir partiye darbe indirmek zordur. Siyasi partilerin seçimleri boykot etmelerinin sebebi almaları muhtemel darbeleri savuşturmak." değerlendirmesinde bulundu.
Siyasi partilerin kaderinin Cumhurbaşkanı Said’in başarılı olup olmamasına bağlı olduğunu söyleyen Buganemi, "Cumhurbaşkanı Said’in yol haritasının başarısız olması durumunda bunun, seçimlere katılacak partiler için olumsuz sonuçları olacaktır. Yeni sistemin başarılı olması durumunda ise siyasetteki denklem değişecek." dedi.
Kısa vadede Said’in destekçilerinin üstünlüğü ele geçirebileceğini kaydeden Buganemi, şöyle devam etti:
"Seçimleri boykot eden siyasi partiler seçimlere katılmayarak zarar görme risklerini azaltmaya çalışıyor. Seçimlere katılmaları durumunda baştan beri karşı durdukları ve demokratik olmadığını her fırsatta söyledikleri sistemi kabul etmiş olacaklardı. Bu bağlamda anayasaya aykırı olduğunu belirttikleri seçimleri boykot etmeleri tutarlı bir davranış."
– "Siyasi partilerin sona ermesi söz konusu olamaz"
Tunus’ta “partilerin sonunun geldiği” yönündeki yorumlara katılmadığının altını çizen Buganemi, "Parti şahıs değil ki öldü, bitti diyelim. Parti, şirketler gibi bir müessese, bir kurum. Bazı durumlarda şirketler kapanır; ama kapansa dahi o iş hacmi devam ettiği için onun yerini doldurmak için başka şirketler kurulur. Bu yüzden siyasi partilerin sona ermesi diye bir durum söz konusu olamaz." diye konuştu.
Tunuslu siyaset bilimci, yeni seçim sisteminin particiliği desteklediğine inandığını belirterek, "Seçimlere adaylar üzerinden girilse bile bunun bir de 17 Aralık’tan sonrası var. Koalisyon kurabilmek ve Mecliste beraber hareket edebilmek için yine partilere ihtiyaç duyulacak. Bu yeni koalisyonların kurulması için kaçınılmaz bir durum. Kendisini parti olarak isimlendirmeyen fakat parti işlevini gören yeni girişimlerin de ortaya çıkması olası bir durum." dedi.
Cumhurbaşkanı Said taraftarlarının “Halk Kazansın Diye” girişiminin siyasi parti olmadığını, ancak seçimlerden sonra bir siyasi parti gibi çalışabileceğini söyleyen Buganemi, "Said’in sistemini meşrulaştıracak bu girişim, seçimlere çoğulcu ve katılımcı izlenimi verecek." yorumunu yaptı.