İSTANBUL (AA) – Ticaret Bakanı Mehmet Muş, en fazla şubeye sahip 4 ulusal zincir marketin üst yöneticileriyle yaptığı görüşmeye ilişkin, "Kurallar çerçevesinde akılla izah edilemeyecek, piyasa dengesiyle bile izah edilemeyecek durumlar olursa bunların oluşmasını arzu etmiyoruz. Bu konuda, verdiğimiz bu mücadelede, onların da bu işin bir tarafı olmasını beklediğimizi konuştuk. Onların da bu mücadelede elinden geleni yapacağını düşünüyoruz." dedi.
Muş, Turkuvaz Medya Grubu’nun Sabah Gazetesi tarafından düzenlenen, Türkiye İhracat Seferberliği Eğitim Hizmeti İhracatı Zirvesi'ndeki konuşmasında, Türkiye'de en fazla şubeye sahip 4 ulusal zincir marketin üst yöneticileriyle bir araya gelmesine ilişkin bilgi verdi.
Bütün dünyanın şu an enflasyonist bir ortamda bulunduğuna dikkati çeken Muş, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada durumun böyle olduğunu ve bunun çeşitli sebepleri olduğunu anlattı.
Küresel ölçekte yaşanan enflasyon sorunun sebepleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Muş, şunları kaydetti:
"Pandemiden dolayı üretime ara verildi, talep ertelendi. Şimdi üretim ertelenen talebi karşılayamıyor. O dönemde inanılmaz likidite veridi piyasaya, o verilen likiditeden dolayı enflasyon bütün dünyada çığrından çıktı. Dolayısıyla bir kere resmin büyüğü bu. Bu enflasyonist ortamlarda ya küçülmeyi göze alacaksınız ya da hem bir taraftan büyümeyi tutacaksınız, bir taraftan enflasyonu kontrol altında tutmaya çalışacaksınız. Küçülme bizim istediğimiz bir şey değildi zaten. Şimdi bir tarafın büyümeyi sağlamak istiyoruz, bir taraftan da bu enflasyonu tutmak, artış hızını kesmek istiyoruz, kontrol altına almak istiyoruz. Kolay bir iş değil, bunu yaparken tabii zorlanıyorsunuz. Bunu yapıyorken piyasa içerisinde bazen izah olmayacak durumlarla karşı karşıya gelebiliyoruz. Bizim aslında müdahale edeceğimiz alan burası. Şimdi enflasyonist ortamlarda fiyatların seviyesi sadece marketlerde değil, giyimde de artıyor, diğerlerinde de artıyor. Bunun bir kısmı ekonomik rasyonalite ile izah edilebiliyor.
İzah edilemeyen durumu, işte bir kartelleşme varsa, bir ortak hareket etme varsa o zaman bu bizi ilgilendiriyor, orada müdahale ediyoruz. Rekabet hukukuna aykırı davranmışsa Rekabet Kurulu devreye giriyor, orada gerekli adımları atıyor, taahhütlerini alıyor, o yapılan işlemi bir daha yaptırmıyor. Ticaret Bakanlığı'nın yaptığı şey de genel bizim mevzuatımızda, Perakende Kanunu'muzda, cari hukukumuzda aykırılıklar varsa buna müdahale etmek, dolayısıyla yaptığımız şey bu. Bunu yapıyorken de bir dengede yapmanız lazım bunları, bir taraftan çünkü erişilebilirliği, piyasada ürünün ulaşılabilirliğinin bozulmaması gerekiyor çünkü vatandaşın rahat bir şekilde istediği ürüne piyasada ulaşıyor olabilmesi lazım. Her şeye rağmen Türkiye'de erişilebilirlikte, ne pandemi döneminde, ne sonrasında ne de şimdi hiçbir problem yaşatılmadı vatandaşa."
– "Türkiye serbest piyasa iklimindedir, ama bazen de akılla izah edemediğimiz durumların oluşmasını arzu etmiyoruz"
Bakan Muş, tedarik, üretim, lojistik mekanizmasının, dağıtım sisteminin çalıştığını ve burada bir sorun yaşanmadığının altını çizerek, aykırılıklar, makul olmayan, piyasanın kendi dengesi içerisinde, kendi yapısı içerisinde izahı zor durumlar olursa iki tane enstrümanla bunlara müdahale ettiklerini dile getirdi.
Market yöneticileri ile olan görüşmeye atıfta bulunan Muş, şu bilgileri verdi:
"Görüşme yaptık market yöneticileri ile. Dediğim gibi bu sadece market meselesi değil, enflasyonist ortam olduğu zaman manavda da oluyor, tek bir şubesi olan bakkalda da olabiliyor. Ama bunlar daha büyük oldukları için alım güçleri, piyasadaki oyuunculuk güçleri daha güçlü olduğu için bunlarla daha rahat takip edebiliyoruz. Dolayısıyla biz talep ve beklentilerimizi ilettik. Türkiye serbest piyasa iklimindedir, piyasa ekonomik kurallara göre işler ama bazen de akılla izah edemediğimiz durumların oluşmasını arzu etmiyoruz. Dolayısıyla konuştuğumuz, onlardan beklentimiz, talebimiz bu.
Kimsenin ticaretine bir müdahalede bulunduğumuz yok. Kimsenin işine, alışına, satışına karıştığımız bir durum söz konusu değil. Türkiye demokrasi yönetilen bir ülke ve serbest piyasa ekonomisini benimseyen bir ülke. Ama dediğim gibi bu kurallar çerçevesinde akılla izah edilemeyecek, piyasa dengesiyle bile izah edilemeyecek durumlar olursa bunların oluşmasını arzu etmiyoruz. Bu konuda, verdiğimiz bu mücadelede, onların da bu işin bir tarafı olmasını beklediğimizi konuştuk. Onların da bu mücadelede elinden geleni yapacağını düşünüyoruz."
– "Üreticinin üretimden vazgeçmemesi, onun motivasyonunun bozulmaması lazım"
200 ve üzeri şubesi olan marketlerle ilgili alınan karara ilişkin verilerin 15 Ocak'a kadar gelmiş olacağını bildiren Muş, bu sistemle birlikte yapılacak analizlerle oynaklıkların daha rahat, daha derli toplu görüleceğini, adımların da buna göre atılacağını söyledi.
Muş, "Marketler neden daha sert müdahale edilmiyor eleştirileri geliyor, ne dersiniz buna? sorusunu şöyle yanıtladı:
"Biz olayın bütün boyutlarını düşünmek zorundayız. Şimdi biz tamam çok sert girdik. Yarın öbür gün rafta bazı gıdalar yok. Ne diyecek o zaman? 'Ya arkadaş önceden vardı şimdi yok, niye bu kadar sert girdiniz?' diyecekler. Sorumluluk noktasında olan insanlar bütün boyutlarını düşünmek zorunda. Ben o zincirin tamamını düşünmek zorundayım. Marketi de düşünmek zorundayım, oradaki fiyatlara bakmak zorundayım, çünkü vatandaş orayla muhatap oluyor, orada vatandaşın mağdur olmaması lazım. Bir taraftan da o zinciri geriye doğru götürdüğüm zaman üreticiye kadar gidiyoruz. Üreticinin de üretimden vazgeçmemesi lazım, onun motivasyonunun bozulmaması lazım. Eğer üretici, çiftçi üretimden vazgeçerse bu sefer almak isteseniz de alamazsınız, bulmak isteseniz de bulamazsınız. Dolayısıyla ekonomik yaptırımların bir yıkıcı olanları vardır, bir de ıslah etmek için olanları vardır.
Şimdi yıkıcı uygularsanız yıkarsınız, yıktığınız zaman aradaki zinciri o tedariği nasıl sağlayacaksınız? Onu hiç kimse düşünmez ama biz düşünmek zorundayız onu. Bütün o zinciri düşünmek zorundayız. O çiftçinin üretim motivasyonunun bozulmaması gerekiyor. Dolayısıyla bu zincirin tamamını düşünerek hareket etmek durumundayız, afaki konuşamayız, ayakları yere basmayan açıklama yapamayız. Bir şey konuşuyorsak, bir şey söylüyorsak gereğini de mutlaka yaparız. Dediğim gibi suistimaller varsa tespit ettiğimiz yerde zaten üzerine gidiyoruz."
– "Bakanlık olarak her gün ceza yazalım diye bir motivasyonumuz yok"
Kamu otoritesinin kuralları uygulamakla görevli olduğunun altını çizen Muş, "Biz kurallara uyulduktan sonra sürekli ceza yazalım diye bir gündemimiz olmaz. Kurallara uyulmasını sağlamamız lazım, asıl görevimiz bu. Çünkü biz bakanlık olarak her gün ceza yazalım diye bir motivasyonumuz yok. Motivasyonumuz kurallara uyulmasını sağlamak, vatandaşın mağdur olmasını engellemek. Görevimiz bizim bu." dedi.
Bakan Muş, geçtiğimiz günlerde özellikle tedarik kısmına ihlal yapanlarla ilgili yaklaşık 900 milyon TL civarında bir ceza kesildiğini hatırlatarak, ihlaller varsa karşılığının da bu olduğunu söyledi.
81 ilde denetim elemanlarını bulunduğunu, 200 bin üzerinde ürün denetlediklerini aktaran Muş, bu çalışmaların devam edeceğini, nerede problem varsa oraya müdahale edildiğini ve edilmeye devam edeceğini dile getirdi.
Muş, sadece market denetlemekle kalmadıklarını, girdi maliyetlerini aşağı çekecek adımlar attıklarını da aktardı.
– "AYM gündemini kendisi belirler, biz savunmamızı hazırladık, gönderdik"
Bakan Muş, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) e-ticaret düzenlenmesi hakkında değişiklik öngören yasayı inceleme sürecine yönelik soruyu, "AYM gündemini kendisi belirler, biz savunmamızı hazırladık, gönderdik. AYM'nin kararı ne yönde olur bilemiyorum ama kararın verilip, sürecin berraklaşmasını bekliyoruz." şeklinde yanıtladı.
Yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatan Muş, 1 Ocak 2023 itibarıyla bazı maddelerin yürülüğe gireceğini, kademeli şekilde bunun yürürlüğe gireceğini, amaçlarının piyasayı regüle etmek olduğunu söyledi.
Muş, "Normal konvansiyonel alanda 5 yılda katedilecek mesafeyi e-ticaretle 1 yılda yapıyorsunuz, çok hızlı. Bütün dünya bunu öngörülebilir bir kanunla düzenlemek istiyor. Biz düzenlemeyi başardık, yönetmeliği çıktı. Çok adil, şeffaf, öngörülür, rekabeti merkezine alan, kamu yararını koruyan, vatandaşın hukukunu koruyan, oradaki hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyan bir düzenleme. Arzu etmediğimiz konu bir tekelleşmenin oluşması." dedi.
– "Hali inceledik, tarladan başlayıp hale kadar olan zincirdeki kayıt dışılık çok yüksek, bunların bir kere kayıt altına alınması lazım"
Hal Yasası ve Perakende Yasası'na ilişkin değerlendirmeleri sorulan Muş, konuşmasını şöyle tamamladi:
"Biz hali çok detaylı inceledik. Burası çok büyük bir alan, hali ve perakendeyi aldığınız zaman çok büyük alan. İhracat dediğinizde ilişki halinde olacağımız 100 bin ihracatçımız var ama perakende dediğiniz zaman 84 milyon var. Alacağınız kararlar, vereceğiniz kararlar bu 84 milyonu etkiliyor. Hali inceledik, tarladan başlayıp hale kadar olan zincirdeki kayıt dışılık çok yüksek.
Çiftçi ürettiği ürün de kayıt altına girmekte imtina ediyor. Dolayısıyla bunların bir kere kayıt altına alınması lazım. Verinin sağlık olması lazım ki yaptığınız değerlendirme de sağlıklı olsun. Dolayısıyla hal bunun en son boyutu, bütün o üretim, o kayıt, hale ulaşana kadar olan kısımda kayıtdışılığımız söz konusu. Hale ulaşınca da oradaki Hal Kayıt Sistemi'nin yetersiz olduğunu düşünüyoruz, bunu iyileştirmemiz lazım. Bir de hal dışında satış yapan bir kısım var, oranın denetimi daha az, bunu hal içine çekmek gerekiyor. Burayı da zincir içine çekmemiz lazım. Hal Kanunu'ndan öte dışarda kalan zincirin kayıt içine tamamen alınması gerek. Kademeli şekilde burayı tamamen kayıt altına almış olacağız."
(Bitti)