ANKARA (AA) – Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "2000'li yıllarda 5 yaştaki okul öncesi okullaşma oranı yüzde 11'di. Bugün yüzde 92 düzeyinde. Benzer şekilde orta öğretimde, yüksek öğretimde tüm alanlarda gerçekten bu memleketin evlatları bulundukları yerlerde kaliteli eğitime erişmeyle ilgili her türlü imkana sahip." dedi.
Bakan Özer, İçişleri, Milli Eğitim, Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlıkları ile Türkiye Belediyeler Birliği arasındaki "Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin İş Birliği Protokolü"nün Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen Polis Müzesi Şehit Demet Sezen Konferans Salonu'ndaki imza törenine katıldı.
Bakanlık olarak 6 Eylül 2021'de başlattıkları 2021-2022 eğitim-öğretim yılını 17 Haziran'da tamamladıklarını belirten Özer, eğitim öğretimi bir gün bile kesintiye uğratmadan, yüz yüze eğitime kararlı bir şekilde devam ederek yılı tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Eğitim öğretim yılının sorunsuz şekilde tamamlanmasındaki katkılarından dolayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere mülki idari amirleri ve güvenlik güçlerine teşekkür eden Özer, şöyle konuştu:
"Bir ülkenin en kalıcı ve sürdürülebilir sermayesi beşeri sermayesidir. İşte bu beşeri sermayesini nitelikli hale getirmede kullandığı en önemli enstrüman da eğitimdir. Dolayısıyla eğitim sadece bir eğitim meselesi değildir. Eğitim bir ülke için milli güvenlik meselesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu beşeri sermayenin, eğitimden maksimum yararlanması için gerçekten okul öncesinden yüksek öğretime kadar devasa yatırımlar yapıldı. Cumhuriyet tarihinde olmayan yatırımlara tanıklık ettik. Kısa sürede bunun sonuçlarını gördük. Okullaşma oranlarımızda bunu gördük. 2000'li yıllarda 5 yaştaki okul öncesi okullaşma oranı yüzde 11'di. Bugün yüzde 92 düzeyinde. Benzer şekilde orta öğretimde, yüksek öğretimde tüm alanlarda gerçekten bu memleketin evlatları bulundukları yerlerde kaliteli eğitime erişmeyle ilgili her türlü imkana sahipler. Bunlar yapılırken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın yürüttüğü sosyal politikalar önemli bir işlev görmüştür. Şartlı eğitim yardımından diğer alanlara kadar. Taşımalı eğitim sisteminde ücretsiz yemek vermeye kadar devasa bir seferberlik. OECD ülkelerinin, gelişmiş ülkelerin 1950'li yıllarda tamamlamış olduğu eğitimde kitleselleşmeye bu ülke 70 yıl gecikmeyle erişebilmiştir. Bunun mimarı Sayın Cumhurbaşkanımızdır."
– "Son 20 yılda eğitime erişim sorunu çözüldü"
Bazı çevrelerin yıllarca, muhafazakar kesimi irite edecek şekilde, "Vatandaşlar kız çocuklarını okullara göndermiyor" retoriğini tekrarladığını belirten Özer, şunları dile getirdi:
"Bunun yanında okullar açmayan, onun eğitime erişim sürecini güçleştiren bir dönemden, şu anda kız çocuklarımızın okullaşma oranının erkek çocukları geçtiği bir eğitim sistemine evrildik. Bu ülke son 20 yıl içerisinde eğitime erişim sorununu çözdüğü gibi kız çocuklarının eğitime erişim sorununu da çözdü. Eğitimde 2000'li yıllardan önce ortaya konulmuş, kat sayı uygulamasından başörtüsü yasaklarına kadar, farklı eğitim politikalarının ürettiği maliyetleri de 20 yılda çözebildi. Bugün beyin gücünü sıklıkla gündeme getiren insanların, dün başörtüsü yasağı nedeniyle yurt dışına giden kızlarımızla ilgili hiçbir şey konuşmadığını görürsünüz. Çünkü onların kapsama diye bir dertleri yok. Bu son 20 yıl, bu kapsayıcılığın zirveye ulaştığı bir dönem olmuştur. Bundan geçici koruma altındaki mülteciler de yararlanmıştır. Bizim 18,9 milyon öğrencimizin yaklaşık 1 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer yabancılardır. Böyle bir ülke yok."
– "Hedef çok daha güzel okul iklimleri"
İmzalayacakları iş birliği protokolün önemine değinen Bakan Özer, şöyle konuştu:
"Bundan sonra Bakanlık olarak diğer bakanlıklarımızla da iş birliği içerisinde çocuklarımızın sadece akranlarıyla rekabetini değil, tam insan yolunda, devletiyle milletiyle barışık, coğrafyasının değerlerini içselleştirmiş, diğerine hizmet etmekten mutluluk duyan ve dünyaya farklı şey söyleme potansiyeli olan gençler olarak yetiştirmek için büyük çaba sarf edeceğiz. İşte bugünkü iş birliğimizin ana mihenk taşını da bu oluşturuyor. Çocuklarımızı fütüvvet ahlakının neşet ettiği bir okul iklimi içerisinde yetiştirme çabasındayız. Madde bağımlılığından internet bağımlılığına kadar herhangi bir bağımlılığa feda edecek tek bir gencimiz yok. Terör örgütlerine kaybedecek tek bir gencimiz yok. Elbirliği yaparak, gençlerimize değer vererek ve onlarla dertleşerek, inşallah çok daha güzel okul iklimleri oluşturarak geleceğimizin inşasında üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz."
Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin İş Birliği Protokolü, Bakan Özer, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin tarafından imzalandı.