Uyuz hastalığının toplu kullanım alanlarında yayılma hızının arttığını söyleyen Deri ve Zührevi hastalıklar uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, kendilerine gelen 100 hastadan 30’unda uyuz vakasına rastladıklarını belirtti. Uyuz hastalığının tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlardan yeterince etki alınamadığını belirten Dirican, “Uyuz tedavisinde en temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde ilaca karşı yarı yarı bir direnç artışı söz konusudur. Bu durumda insanların tedaviyi uygun şekilde uygulamamasından kaynaklı olabiliyor. İlaca bağlı bir dirençte oluştuğu için hastalar genellikle kolay şekilde şikayetlerinden kurtulamamaktadır” ifadelerini kullandı.
“100 hastanın 30’u uyuz şikayeti ile bize başvuruyor”
Uyuz hastalığının yayılmasında ortak kullanım alanlarının etkisinin yüksek olduğunu belirten Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Muhammed Hanefi Dirican, “Uyuz hastalığı parazit yoluyla oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık kadın erkek fark etmeksizin her iki cinsiyette de görülebilmektedir. Tüm yaş gruplarında farklı insan gruplarında görülebilmektedir. Hastalık yakın temasla bulaşabilmektedir. Ortak kıyafet kullanımı, ortak yaşam alanı kullanımıyla da hastalık bulaşabilmektedir. Yurt, huzur evleri, askeriye gibi yerlerde daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Parazit vücuda bulaştıktan yaklaşık 4 veya 6 haftalık süre sonrasında şikayetlere sebep olmaktadır. En belirgin şikayet sıcak ve geceleri artan kaşıntıdır. Bu kaşıntı ellerde, koltuk altında, göbek deliği çevresinde ve kasıklarda yoğunlaşmaktadır. Bağışıklığı düşük yaşlı hastalarda kabuğu kalın yaralara sebebiyet verebiliyor. Kişiden kişiye yaraların miktarı farklılık göstermektedir. Tedavide kullanılabilecek, sürme ve ağız yoluyla alınan hap yöntemleri bulunuyor. Bu tedavi seçeneklerine rağmen artış devam ediyor bunun en büyük nedeni insanların tedaviyi olması gerektiği gibi kullanmamasıdır. Şuan muayene ettiğimiz 100 hastanın 30’u uyuz şikayeti ile bize başvuruyor. İlaç kullanıldıktan 7 veya 10 gün sonra aynı tedavi tekrarlanmalıdır. Diğer dikkat edilmesi gereken konu aktif şikayeti bulunmasa dahi aynı evi veya ortamı paylaşan bireylerin tedavi alması gerekiyor. İlacın sadece kaşınan bölgeye değil tüm vücuda uygulanması gerekmektedir. Erişkinlerde boyundan itibaren tüm vücuda uygulanmalıdır” dedi.
“En temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde direnç artışı söz konusudur”
Uyuz tedavisinde istenilen etkinin alınamadığını belirten Dr. Dirican, “Kendi klinik pratikliğimizden gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar daha hızlı çözüm alabilmek için farklı yerlerden krem veya sabun alabiliyorlar. Bunlar bazen durumu daha da kötüleştirmektedir. Az veya çok bir kaşıntı durumu varsa hekime başvurulması gerekiyor. Uyuz geçmiş dönemlerde de böyle salgına dönüştü ancak geçmiş dönemlerden farklı olarak uyuz tedavisinde ilk basamakta kullanılan ilaçlarda yeterince etki alınamamaya başlandı. Klinik pratikte bu durum bizim karşımıza çok çıkıyor. Bu hastalığın yayılmasında yurt dışından gelen insanlar, deprem felaketi gibi etkenler etkili oldu. Geçmiş döneme göre belirgin bir artış var. Yüzde 30 oranına yakın bir artış var, bazı bölgelerde bu sayı daha yüksek olabiliyor. Klinikte yapılan çalışmalarda, cansız ortamlarda yapılan çalışmalarda ilaç etkisinde düşüş bulunmuyor. Uyuz tedavisinde en temelde uygulanan ilaçta klinik gözlemlerde ilaca karşı yarı yarı bir direnç artışı söz konusudur. Bu durumda insanların tedaviyi uygun şekilde uygulamamasından kaynaklı olabiliyor. İlaca bağlı bir dirençte oluştuğu için hastalar genellikle kolay şekilde şikayetlerinden kurtulamamaktadır. İnsanlarda da tedavi sürecinde bıkkınlık oluşabiliyor. Hastaların sağlık kuruluşlarından doğru tanıyla tedavi olması daha iyi olacaktır” şeklinde konuştu.