Mardin-Şırnak Veteriner Hekimler Odası Başkanı Muharrem Çakar, durgun olan, çevreye duyarlı olmayan hayvanın kurban olamayacağını ve kurbanlığı alındıktan sonra kesileceği güne kadar sağlıklı kalmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Yaklaşan kurban bayramı ile birlikte kurban satışları da başladı. Alınan kurbanların dini kurallara uygun olması, sağlıklı olması ve kurban olabilmesi için Mardin-Şırnak Veteriner Hekimler Odası Başkanı Muharrem Çakar uyarılarda bulundu. Çakar, çevreye duyarsız ve durgun olan hayvanın kurban olamayacağını ve kurbanın alındıktan sonra ise kesileceği güne kadar sağlıklı kalmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu yıl Kurban Bayramı’nda yaklaşık 3. 5 milyon küçükbaş ve büyükbaş hayvanın kesileceğini söyleyen Çakar, “2022 yılı içerisinde bizim tahmini olarak düşündüğümüz, kesimi olacak hayvan sayısı küçükbaşlarda 2 milyon 500 bin civarı, büyükbaş olarak da 900 bin yani 1 milyona yakın. Bu kadar hayvanın gerek taşınması, kesilmesi ve sofraya gitmesinde insan sağlığı açısından çok önemli noktalar bulunmaktadır. Bunun için de bu kadar hayvanın taşınması ve kesilmesinin kontrollü bir şekilde olması için ise çok ciddi bir altyapı gerekmektedir. Bu hayvanların sağlık kontrolü, küpelerine bakılması ve bunların nakilleri, sağlık raporlarının düzenlenmesine kadar her aşamasında veteriner hekimlerimiz rol almaktadır” dedi.
“Kurbanlık alınırken veteriner hekimlerden mutlaka yardım alınmalı”
Kurbanlık alınırken dikkat edilmesi gereken hususları aktaran Çakar, “Dini olarak sığır cinsi hayvanların en az 2 yaşını doldurması, koyun ve keçilerde ise 1 yaşını doldurması gerekmektedir. Bunlarda dikkat edilmesi gereken nokta ise büyükbaş hayvanlarının pasaportu ve küçükbaş hayvanların ise nakil belgelerinin olması, küpeli olması çok önemli, zaten oralarda bu hayvanların yaşı yazılmıştır. Bunun için dini olarak uygunluğu ise direkt kontrol altına alınmış bulunmaktadır. Her şeyden önce bu hayvanın sağlıklı olması gerekmektedir. Sağlıkla ilgili satış yerlerinde, belirlenen satış noktalarında veteriner hekimlerimizden yardım alınmalıdır. Bunlar satış noktalarından gidip alındığı zaman oradaki yaş tayini ile ilgili elindeki resmi evraklarla ve veteriner hekim gözetiminde zaten o kısım kontrol edilebiliyor. Fakat bunun dışında ise alındıktan sonra bunun taşınması ve evde kurban kesim gününe kadar beklendiği süreçte ise vatandaşımızın dikkat etmesi gereken bazı hususlar var” diye konuştu.
“Durgun olan hayvan kurban olamaz”
Alınan kurbanlığın kesileceği güne kadar evde geçireceği süreçte sağlıklı kalması gerektiğine dikkat çeken Çakar, “Dışarıdan aldığı kurbanlığı evine götürüp besleyen vatandaşımız yanında kaldığı süreçte bunun sağlıklı olup olmadığı aşamasını nasıl tespit edebilir? Her şeyden önce hayvanın tüylerinin mat olmaması, canlı ve parlak bir renkte olması gerekir. Çevreye duyarlılığı ise çok önemli. Çevreye duyarlı olan hayvanı bir sağlıklı kabul edebiliriz. Herhangi bir nefeste güçlük, öksürme ve aşırı yemden dolayı ishal durumuna girmemesi lazım. İshal olan her hayvan hasta kabul edilmeyebilir. Fakat bunun rengi ve kokusu ile alakalı herhangi bir değişiklik durumunda bu hayvan maalesef kurban olarak sayılmayabilir. Durgun olan hayvan kurban olamaz diyebiliriz. Çünkü durgun olan, çevreye duyarlılığı olmayan hayvan hasta hayvan demektir. Dini şartlara uygun değildir. Hayvanın sağlıklı olması gerekir” şeklinde konuştu.
Kurbanlığın kesim kısmında ise işin ehli tarafından yapılması gerektiğine vurgu yapan Çakar, “Bu işin ehli olan insan hayvanın etine mikrobun bulaşmasına engel olur. Sadece bizim buradaki en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi ise çevre sağlığı dediğimiz önemli bir husustur. Bu hayvanın kesildikten sonrasındaki gerek kan olsun gerek iç organlardaki akıntılar olsun bunların çevreyi kirletmemesi ve hastalık yaymaması gerekmektedir. Bunun için zaten sürekli diyoruz ki kurban kesim işlemlerinin belediyelerimizin belirlediği kesim yerlerinde yapılması lazım. Buralarda da zaten yine veteriner hekimlerimiz görev alıyor. Etin ve iç organlarında herhangi bir tüketime engel olacak bir şey varsa da orada bunu direkt önlemiş oluyorlar. Hayvanı kesime götürürken kesinlikle hayvana stres oluşturmamamız lazım. Nakil sırasında gerekirse bağlamamamız ya da herhangi bir şekilde sert bir şekilde davranmamamız lazım. 12 saat öncesinde de kesinlikle bir yem verilmemesi lazım. Bu şekilde gidip kesilme noktasında ise hijyene çok dikkat edilmeli. Aksi takdirde biz bir fayda sağlayalım derken toplum sağlığını tehlikeye atabiliriz” dedi.
Kesildikten sonra etlerin tüketim ve saklanma koşullarını da açıklayan Çakar, “Hayvanın kesilmesinden sonra etinin dağıtılması ve tüketilmesi kendi içinde ayrı uzun bir konu bu nasıl yapılabilir. Bu kurbanı alacak olan vatandaşlarımız her şeyden önce bu hayvanı eğer ki kısa vadede tüketecekse kesilen etin her şeyden önce 3-5 saat dinlendirilmesi lazım. Oradaki etteki kanın tamamen kendini bırakması açısından bunu sağlıklı et olarak kabul ediyoruz. Bunun temizlenmesi yıkanması zaten yapılacaktır. Önlem olarak eğer ki kısa bir vadede birkaç gün içerisinde tüketilme düşüncesi varsa ki buna 5-6 gün de diyebiliriz, buzdolabında saklanılabilir. Bu da aynı zamanda etin kesilme boyutu ile de alakalı bir durum. Örneğin kıyma olarak kısa vadede düşünülüyorsa kıyma yapılan et 3 gün buzdolabında kaldıktan sonra tüketilmesinde problem olabilir. 3 gün içinde tüketilmesi gerekir. Ama uzun soluklu tüketim düşünülüyorsa diyelim ki 15-20 gün vesaire bunun içinde eksi 17-18 derecede dondurucularda saklanması ve şoklanması tüketim açısından çok sağlıklı olacaktır” şeklinde konuştu.