DOLAR 34,2158 0.03%
EURO 36,8090 0.09%
ALTIN 2.925,98 0,04
BITCOIN 2573387 5,14%
Yalova
12°

AÇIK

06:06

İMSAK'A KALAN SÜRE

Yeni yasama yılı başladı

ABONE OL
Ekim 1, 2022 16:30
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TBMM (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemiz açık bir ekonomik saldırıyla karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere nasıl karşı çıktıysak buna da aynı tavrı sergiledik." dedi.

Erdoğan, Meclis'in 27. Dönem 6. Yasama Yılı'nın açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kuruluna hitabında ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu dönemde küresel sınamalara ilave olarak merkezinde ekonominin yer aldığı tuzaklarla da uğraştıklarını ifade eden Erdoğan, ülkenin bekasını ilgilendiren her başlığın önemli olduğunu ancak insanların doğrudan günlük hayatlarına dokunan ekonomi meselesinin de ayrıca ehemmiyet teşkil ettiğini söyledi.

Türkiye Ekonomi Modeli'ne ilişkin yaklaşımlarını, dün İstanbul'da bir grup yabancı iktisatçıyla enine boyuna değerlendirme imkanı bulduklarını anlatan Erdoğan, "Orada da ifade ettiğim gibi, bizim uyguladığımız ekonomi politikası, kesinlikle 'akıntıya kürek çekme' gibi akıl dışı bir amaca dayanmıyor. Tam tersine biz, ekonomik araçlar üzerinden ülkemize diz çöktürmek gayesiyle bugüne kadar ne kadar iyi, doğru, kazançlı olduğu hep telkin edilmiş iktisat politikalarına da aykırı şekilde, maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik. Daha önemlisi, bu modelin hem iktisat ilminde yeri vardır hem dünyada örnekleri mevcuttur hem de ülkemiz gerçekleriyle ve sahip olduğumuz potansiyelle en üst düzeyde uyumludur. Dolayısıyla kendimize, neresinden bakarsanız bakın ülkemize eşsiz kazançlar sağlayacak bir yol seçtik." değerlendirmesinde bulundu.

– "Kendi özgün ekonomi modelimizi inşa ettik"

Ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere de gitmediklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Şayet maç sürerken oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı, belki bir müddet daha buna ihtiyaç duymayabilirdik. Fakat ülkemiz açık bir ekonomik saldırıyla karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere nasıl karşı çıktıysak buna da aynı tavrı sergiledik. Küresel gelişmelerin önümüze çıkardığı fırsatları da değerlendirerek 'olanda hayır vardır' anlayışıyla yönümüzü geleceğe çevirdik. Dünyanın ve ülkemizin tecrübelerinden en üst düzeyde istifadeyle kendi özgün ekonomi modelimizi inşa ettik. Evvela maruz kaldığımız saldırıların önünü kesecek tedbirleri aldık, mekanizmaları oluşturduk, kaynakları bulduk. Bununla birlikte kısa, orta ve uzun vadeli programlarımızı yeni ekonomi yaklaşımımıza uygun şekilde süratle güncelleyerek tutarlı bir yapı ortaya çıkardık. Her aşamada bu modelin teorik çerçevesini de uygulamalarının sonuçlarını da hedeflerimizi de milletimizle paylaştık, paylaşmayı sürdürüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi yollarını çizerken, dünyayı da ihmal etmediklerini belirterek salgın döneminde yaşanan trajedileri ve onu takip eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nın tetiklediği krizleri dikkatle izlediklerini kaydetti.

– "Ekonomi modelimizin merkezinde insan vardır"

Her küresel gelişmenin bu özgün modelin doğruluğunu ve isabetini teyit ettiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye Ekonomi Modeli'nin başarısında ve kabul görmesinde geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız altyapı sayesinde sahip olduğumuz üretim ve istihdam gücünün çok büyük katkısı vardır. Çünkü bizim 'yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmek' olarak özetlediğimiz ekonomi modelimizin merkezinde insan vardır, insanımız vardır. Modeli, her bir vatandaşımızın iş ve aş sahibi olarak geleceğine güvenle bakmasını sağlamak, bunu da yatırımı, üretimi, ihracatı geliştirerek yapacak şekilde kurguladık.

Önceleri bu tercihimiz yüzünden bizi şiddetle eleştiren çevrelerin; enerji, emtia ve gıda krizi tehditlerinin ardından bizimle aynı noktaya gelmelerini ibretle takip ediyoruz. Gelişmiş ülkelerin, zahirde beyan ettikleri politikaların ötesinde, örtülü olarak istihdamı koruma odaklı bir yaklaşıma yönelmelerinin sebebi de budur. Aksi takdirde ortaya çıkacak sosyal sorunların ve beraberinde getireceği siyasi istikrarsızlıkların altından kimse kalkamaz. Bizim farkımız, bu gerçeği herkesten önce görüp pozisyonumuzu erken almış olmaktır. Tabii bunları söylerken yaşanan sıkıntıları, sorunları, dalgalanmaları asla görmezden gelmiyoruz."

Erdoğan, ülkenin ve vatandaşların, döviz kurundaki dengesiz yükselişten ve enflasyondaki fahiş artıştan kaynaklı refah kayıplarını, endişelerini, beklentilerini gayet iyi bildiklerini aktararak bunların önüne geçecek tedbirleri ilk günden itibaren almaya başladıklarına işaret etti.

Aralık ayında döviz kurunda dengesiz yükseliş yaşanmaya başladığında, aralarında kur korumalı mevduatın da olduğu bir dizi tedbirle paniğin önünü kestiklerini anlatan Erdoğan, enflasyondaki artışın insanların refah seviyelerinde yol açtığı kaybı önlemek için asgari ücreti, memur maaşlarını, emekli maaşlarını, sosyal yardım rakamlarını yıl başında ciddi oranlarda artırdıklarını söyledi.

-"Hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuz ayındaki ilave düzenlemelerle, bu artışları daha da ileriye taşıdıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

"İnşallah önümüzdeki yılbaşında, tüm ücretlilerin durumlarını, kayıplarını telafi edecek şekilde tekrar gözden geçireceğiz. Hep söylediğimiz gibi, hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm devletlerin en büyük sorunu olan enflasyonun yol açtığı kayıpları telafi konusunda da inşallah dünyaya örnek olacağız. Önündeki tüm engelleri birer birer kaldırarak, Türkiye’nin, küresel siyasi, ekonomik, askeri güç mücadelelerinin ortasında bir istikrar adası olarak hedeflerine doğru ilerlemesini sağlamakta kararlıyız. Küresel dalgalanmalar ülkeleri, alışageldiklerimizden farklı yöntem ve üsluplarla yürütülen yeni tür savaşların eşiğine getirmişken, biz kendimizi bu kırılgan süreçten de ayrıştıracağız. Son dönemde karşımıza çıkan kimi bölgesel krizlere de bu anlayışla yaklaşıyor, kuklaların değil onların iplerini ellerinde tutanların oyunlarını bozacak stratejilerle hareket ediyoruz."

– Eğitime ayrılan bütçe

Türkiye'nin eski günlerini unutanların ülkenin bu eserlere, bu hizmetlere, bu imkanlara hep sahip olduğunu sandıklarını dile getiren Erdoğan, "Eskiler, 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.' derler. Halbuki şöyle özetin özeti mahiyetinde bir karşılaştırmayla ifade etmek bile, Türkiye'nin 20 yılda nereden nereye geldiğini göstermeye yeterlidir. Bu tablo, gençlerimizin de ülkemizin 20 yılda yaşadığı asırlık değişimi görebilmelerine imkan sağlayacaktır. Milletimizin teveccühüyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu devraldığımız 2002 yılında vatandaşlarımıza bir söz verdik. Dedik ki 'Türkiye'yi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde yükselteceğiz.' Bununla yetinmedik; ulaştırmayı, enerjiyi, sanayiyi, tarımı, sporu, sosyal yardımları ve daha pek çok başlığı da ekleyerek ülkemizi 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturduk." diye konuştu.

Türkiye'ye yapıkları hizmetleri anlatan Erdoğan, eğitime ayrılan yıllık bütçeyi, yükseköğretim dahil 10,3 milyar liradan, haziran ayındaki ilaveyle birlikte 304 milyar liranın üzerine çıkardıklarını, derslik sayılarını 343 binden 612 bine yükseltirken, 750 bin yeni öğretmen ataması yaptıklarını kaydetti.

Erdoğan, hükümetleri döneminde ilk ve orta öğretim öğrencilerine toplam 3,5 milyar adet ücretsiz ders kitabı dağıttıklarını, bunun yanında yardımcı ders kitaplarını da öğrencilere verdiklerini anlattı.

Bir dönem darbe zihniyetinin kasıtlı olarak yerle yeksan ettiği mesleki eğitimi yeniden ayağa kaldırdıklarına dikkati çeken Erdoğan, bu okulların itibarını ve işlevini iade ettiklerini, eğitime erişimi ve fırsat eşitliğini sağladıklarını ifade etti.

Maarif Vakfı vasıtasıyla 49 ülkede 407 okul, bir yükseköğretim kurumu, 21 eğitim merkezi ve 42 yurt ile eğitim-öğretim faaliyetlerini yürüttüklerine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yükseköğretimde 76 olan üniversite sayımızı 208'e, 70 bin olan akademik personel sayımızı 184 bine çıkardık. Sağlıkta hastane yatak sayımızı 164 binden 263 binin üzerine yükselttik. Çarşamba günü açılışını yaptığımız Etlik Şehir Hastanesi ile birlikte son 5 yılda toplamda 29 bin yataklı 20 şehir hastanemizi hizmete sunduk. İnşası ve projesi devam edenlerle birlikte sayısı 35'e, yatak kapasitesi 47 bine çıkacak şehir hastanelerimizle ülkemizi sağlıkta eşsiz bir yere taşımış olacağız. Gençlik ve sporda; gençlik merkezi sayımızı 9'dan 417'ye, spor tesisi sayımızı bin 575'den 4 bin 138'e, yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi ise 182 binden 850 bine çıkardık. Şu anda Kredi Yurtlar Kurumunda kapasitemiz çok müsait. Müracaatlara cevap verme noktasında en ufak bir sıkıntımız yok. Yükseköğrenim burs ve kredi tutarı çok önemli. Göreve geldiğimizde lisans öğrencileri için bu ücret aylık 45 liraydı. 45 liradan 850 liraya, yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1700 liraya, doktora öğrencileri için 135 liradan 2 bin 550 liraya yükselttik."

(Sürecek)

En az 10 karakter gerekli