DOLAR 34,2158 0.03%
EURO 36,8090 0.09%
ALTIN 2.925,98 0,04
BITCOIN 2573387 5,14%
Yalova
12°

AÇIK

06:06

İMSAK'A KALAN SÜRE

Yeni yasama yılı başladı

ABONE OL
Ekim 1, 2022 17:00
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TBMM (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Adaları silahlandıran Yunanistan'ın teşvik edilmesi akılla, müttefiklikle bağdaşmaz. Tahrik ve gerilim siyaseti, kimsenin hayrına değil, olmayacak." dedi.

Erdoğan, Meclis'in 27. Dönem 6. Yasama Yılı'nın açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, insanlığın, salgınların, savaşların, krizlerin ve istikrarsızlıkların merkezinde olduğu sancılı bir süreçten geçtiğini söyledi.

Dünyanın, aynı zamanda sosyal barışı, insanların bir arada yaşama iradesini ve demokratik kazanımları tehdit eden büyük bir girdaba doğru sürüklendiğini dile getiren Erdoğan, üç kıtanın kavşak noktasında yer alan Türkiye'nin, yaşanan tüm gelişmelerden en fazla etkilenen ülke konumunda olduğunu belirtti.

Erdoğan, Türkiye'nin içine kapanma, kendini dış dünyadan izole etme, bölgesindeki hadiseleri tribünden seyretme lüksü olmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın 34 farklı ülkesine yayılan 78 şehitliğimiz, dış politikamızın tabii sınırlarını da çiziyor. Hiç kimse Türkiye'nin ufkunu 780 bin kilometrekareye hapsedemez. Bize uzunca bir vakittir unutturulmaya çalışılsa bile bölgemizde cereyan eden her olay, bu hakikati hepimize tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak işte bu gerçekler ışığında, vatandaşlarımızla birlikle dost ve kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmenin çabasındayız.

Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde inisiyatif alan, yapıcı ve aktif bir siyaset uyguluyoruz. Gerilim peşinde koşmadığımız gibi kimden gelirse gelsin baskılara da boyun eğmiyor, milletimizin izzetine asla halel getirmiyoruz. Onurlu, sabırlı, kararlı ve basiretli bir tavırla Türkiye'nin hak ve hukukunu her alanda güçlü bir şekilde savunuyoruz."

– "Tercihimizi barıştan, adaletli hakemlikten yana kullandık"

Türkiye'nin, uluslararası planda fikirlerine başvurulan, önerileri dikkate alınan, arabulucu ve kolaylaştırıcı olarak sorunlara çözüm üreten diplomatik güç haline geldiğine dikkati çeken Erdoğan, "255 dış temsilciliğimizle dünyanın en büyük 5 diplomasi ağından birine sahibiz. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki; Türk diplomasisi son asırların en başarılı dönemini yaşıyor." dedi.

Ukrayna krizindeki tutumlarının, Türkiye'nin barışı, istikrarı, insanı ve insan hayatını merkeze alan dış politikasının en son örneği olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu kriz ilk başladığında kimi çevrelerin yoğun baskılarına maruz kaldık. Bazı dış güçler ve onların içimizdeki sözcüleri, ağızlarını her açtıklarında bizi treni kaçırmakla, yalnız kalmakla, hata yapmakla suçladılar. Türkiye'ye ve Türk ekonomisine çok ağır bedeller ödetecek fevri kararlar almamız için bize etmediklerini bırakmadılar ama biz politikalarımızı bunların dediklerine göre değil, ülkemizin çıkarlarını merkeze alarak belirledik. İki komşumuz arasındaki bu savaşta tercihimizi barıştan, diyalogdan, adaletli hakemlikten yana kullandık. Her iki ülkeyle var olan yakın ilişkilerimizi gözeterek ateşi harlamak, fitneyi körüklemek yerine, savaşı sonlandırmak için çabalamayı tercih ettik. Bu anlayışla süreçte kolaylaştırıcı rol üstlendik, Rusya ile Ukrayna dışişleri bakanlarını Antalya'da buluşturduk, müzakere heyetlerine İstanbul'da ev sahipliği yaptık."

Birleşmiş Milletlerle birlikte Ukrayna tahılının dünya pazarlarına sevk edilmesine yönelik "tahıl koridoru" mutabakatını hayata geçirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "Ülkemizin yoğun gayretleri neticesinde varılan bu mutabakat, küresel krizler karşısındaki etkisizliği sebebiyle prestiji sarsılan Birleşmiş Milletlerin son yıllarda kaydettiği en büyük başarılardan biri. 5 milyon tonun üzerinde tahılı, bu koridordan dünyaya sevk ettiğimiz bütün kayıtlarda mevcut." dedi.

-"Esir mübadelesi Türk diplomasisini çok farklı bir lige yükseltti"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna arasında gerçekleştirilen esir mübadelesinin de Türk diplomasisini çok farklı bir lige yükselttiğini vurguladı.

Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu dolayısıyla yaptığı temaslarda Türk dış politikasının ulaştığı seviyeyi görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Bütün cumhurbaşkanları, başbakanlar, öncelikle bu esir mübadelesinde üstlendiğimiz rol dolayısıyla bizlere teşekkür ettiler, her türlü takdirin üstünde olduğunu söylediler." diye konuştu.

Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna krizi, göç meselesi, insani yardımlar, terörle mücadele ve barışı koruma yolunda attığı adımların, tüm dünya tarafından takdirle karşılandığına bizzat şahitlik ettiklerini belirten Erdoğan, "Birleşmiş Milletler kürsüsünden yıllardır dile getirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür' tespitimiz, Güvenlik Konseyi içinde bile artık makes buluyor. Şimdi daimi üyeler de geçici üyeler de dünyanın beşten büyük olduğunu kabule, hatta son dönemde bazı liderler açık açık bunun reforme edilmesi gerektiğini söylemeye başladılar. Havasını soluduğu, ekmeğini yediği ülkeden habersiz olanlar görmese de yurt dışında yaşayan herkes küresel bir güç haline gelen Türkiye gerçeğini gayet iyi biliyor." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, açılışını 2021'de yaptıkları Türkevi binasının, Türkiye'nin New York'taki sembolü olduğunu anımsatarak, Birleşmiş Milletlerin karşısında abide bir eser olarak yükselen Türkevi'nin, bu yıl diplomasinin kalbinin attığı yerlerden biri haline geldiğini vurguladı. Erdoğan, "Milletimize ve ülkemize böyle bir eseri kazandırmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Yine bu temaslarımızda, daha düne kadar bize olmadık ithamlarda bulunanların, savunma sanayi başta olmak üzere pek çok alanda ülkemizle iş birliğini geliştirmenin yollarını aradıklarını gördük." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, New York öncesi Özbekistan'ın Semerkant şehrinde yapılan ve diyalog ortağı olarak katıldıkları Şanghay Zirvesi'nin, ikili ve çok taraflı temaslarıyla Türkiye'nin genişleyen dış politika vizyonunun bir örneği olduğunu anlattı.

Rusya'dan Çin'e, Kazakistan'dan Pakistan'a, Hindistan'dan İran'a pek çok bölge ülkesinin katıldığı bu zirvede, Türkiye'nin Batı'yla birlikte Doğu'da da önemli bir iş birliği ortağı olarak görüldüğünü gözlemlediklerini anlatan Erdoğan, "Diğer yandan, terörizmle mücadeledeki kararlılığımızı, NATO'nun en son genişleme sürecinde açıkça gösterdik. Madrid'de kabul edilen NATO'nun Yeni Strateji Belgesi'nde terörizmin, ittifaka yönelik ana tehditlerden başlıcası olarak tanımlanmasını sağladık. Madrid Zirvesi öncesinde imzaladığımız Üçlü Muhtıra ile de terörle mücadeledeki beklentilerimizi kayda geçirdik." dedi.

– Terörle mücadelede kararlılık mesajı

İsveç ve Finlandiya'nın, verdikleri taahhütleri yerine getirip getirmediğini titizlikle takip ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Elbette nihai kararı milletimiz adına Gazi Meclisimiz verecek. Biz ülkemize verilen sözler tutulana kadar, bu konudaki ilkeli ve kararlı tutumumuzu koruyacağız. Yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele eden, on binlerce vatandaşını teröre kurban vermiş bir ülke olarak, bu konuda kimseye taviz verecek durumumuz yok." değerlendirmesinde bulundu.

Suriye'de ve Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilen harekatlarla, bölücü hainleri kıpırdayamaz hale getirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Yurt dışına kaçan FETÖ'cü alçakların ülkemize iadesi ve hukuk önünde hesap vermesi için de tüm kurumlarımızla dört bir koldan çalışıyoruz. Terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarana kadar mücadelemizi tavizsiz bir şekilde sürdüreceğiz." mesajını verdi.

Balkanlar'da barış ve istikrarın tesis edilmesi, huzur ikliminin sağlanması için çaba harcadıklarını, bu çerçevede eylül başında Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'a önemli bir ziyarette bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, Balkanlar'da huzurun ve istikrarın kökleşmesinin, gelecek dönemde de Türkiye'nin dış politika önceliklerinin başında yer almayı sürdüreceğine işaret etti.

Orta Doğu'da, Türkiye'nin yakın çevresinde normalleşme ikliminin zemin kazanmaya başladığına değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail ile ilişkilerimiz karşılıklı çıkar temelinde gelişiyor, Mısır ile de benzer bir süreç işliyor. Filistin davasına verdiğimiz önemi ve Filistinli kardeşlerimizin de her daim yanlarında olduğumuzu burada tekrar ifade etmek istiyorum. Güney Kafkasya'da can Azerbaycan'ın Vatan Muharebesi zaferinden sonra bölgede kalıcı barış için bir umut ışığı doğdu. Can Azerbaycan'a olan desteğimiz, Şuşa Beyannamesi ile vücut bulduğu üzere çok kıymetli ve baki. Ortaya çıkan yeni durumun bölgede kalıcı barış ve huzurun tesisine vesile olması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Atadığımız Özel Temsilciler vasıtasıyla Ermenistan ile ilişkilerimizi yeni bir seviyeye taşıma iradesini ortaya koyduk. Ermenistan, kendisine sunulan barış fırsatını iyi değerlendirmeli. Belki de Prag zirvesinde Paşinyan ile de bir görüşme talebi var, bir görüşme olacak."

-Yunanistan'a kışkırtmalardan uzak durma tavsiyesi

Erdoğan, Kıbrıs'ta, izolasyon ve ambargolara son verilmesi, Kıbrıs Türkleri'nin hak ettikleri uluslararası tanınma ve meşruiyete yönelik tüm sözlerin tutulması gerektiğini belirtti.

ABD'nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını kabul etmediklerini bildiren Erdoğan, "Ege'deki gayriaskeri statüdeki adaları silahlandıran Yunanistan'ın, bu hususta adeta teşvik edilmesi de akılla, izanla, müttefiklikle bağdaşmaz. Bölgede tahrik ve gerilim siyaseti gütmek, hiç kimsenin hayrına değildir, olmayacaktır. Biz, 100 yıl sonra Yunanistan'ı kimlerin yeniden üzerimize saldığını çok iyi biliyor, bu şekilde oynanmaya çalışılan oyunun farkında olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Yunanistan yönetimine, kendini ve halkını felakete sürükleyecek kışkırtmalardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz." ifadelerini kullandı.

– "Türkiye kendi eksenini tahkim ediyor"

"Yeniden Asya" girişimine büyük önem verdiklerini dile getiren Erdoğan, Afrika ve Latin Amerika'da da ekonomi ve ticaret başta olmak üzere ikili ve çok taraflı platformlarla iş birliği ve diyalogu güçlendirdiklerini anlattı.

Erdoğan, aralık ayında İstanbul'da düzenlenen Üçüncü Türkiye-Afrika Zirvesi ile tüm Afrikalılarla bir kez daha kucaklaştıklarını hatırlatarak, böylece Türkiye'nin Afrika kıtasına yönelik ilgisinin uzun vadeli ve kalıcı olduğunu açıkça gösterdiklerini söyledi.

Türk dünyasıyla olan iş birliğini de her alanda ilerletmenin gayretinde olduklarını belirten Erdoğan, "Son zirve toplantısını Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda yaptığımız Türk Devletleri Teşkilatı'nın küresel ölçekte hak ettiği yeri alması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Şu hususun altını da özellikle çizmek istiyorum; dış politikadaki açılımlarımızı bazı çevreler eksen kayması olarak göstermeye çalışıyordu. Halbuki Türkiye, eksen kayması değil, dünyadaki çok farklı diplomatik ilişkilerini, milli menfaatlerimiz çerçevesinde aynı anda yürütmeyi başararak, kendi eksenini tahkim ediyor." değerlendirmelerinde bulundu.

Gelecek yıl yapılacak genel seçimlere işaret eden Erdoğan, "Önümüzdeki yıl hep birlikte coşkuyla kutlayacağımız Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılına atıfla 2023'te milletimizin huzuruna yeni bir sözle çıkıyoruz. Bu söz, ülkemize bugüne kadar kazandırdığımız eser ve hizmetlerin üzerine 'Türkiye Yüzyılı' inşa etme sözü." dedi. Erdoğan, bu sözleri, AK Parti milletvekillerince bir süre ayakta alkışlandı.

Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını, milletin asırlık hayallerini hayata geçirme dönemi haline dönüştürmekte kararlı olduklarını dile getiren Erdoğan, "İnşallah bunu yasaması ve yürütmesiyle hep birlikte gerçekleştireceğiz. Türkiye Yüzyılı'nın ilk seçiminin, ülkemizin bu vizyonu, milletimizin bu özlemi doğrultusunda en hayırlı şekilde sonuçlanacağına inanıyorum." diye konuştu.

Erdoğan, yeni yasama yılının hayırlı olmasını dileyerek sözlerini tamamladı.

(Bitti)

En az 10 karakter gerekli