Görsel İletişim Uzmanı Akademisyen Dr. Begüm Aylin Önder’in ’Yüzleşme’ isimli son solo sergisi, Beylikdüzü’nde açıldı. “Özgürlüğe, acıya, umuda yönelik izleyicinin düş dünyasını harekete geçirmeyi” planlayan sergi, farklı dünyaları aynı mekanda bir araya getiriyor.
Akademisyen Dr. Begüm Aylin Önder’in 14’ü dijital, 2’si enstalasyon eserden oluşan sergisi, Beylikdüzü’nde ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
“Aslında uzun zamandır çalışmalarımda yer verdiğim eşitlik, adalet, özgürlük gibi söylemler benim en çok hassasiyet beslediğim konular” diyen Önder, sergisiyle ilgili şunları söyledi:
“Çalışmalarımda gündelik yaşantımda gözlemlediğim ya da bizzat yaşadığım bu konuları işlemeyi, derdime ortak bulmayı seven birisiyim. Bu dertler aslında cinsiyet, köken, ırk, toprak, din, dil fark etmeksizin hepimizin yaşadığı öfke, üzüntü. Bu dertler aslında içinde kimi zaman aktör kimi zaman izleyici olarak, şahit olarak yaşadığımız dertler, üzüntüler. Bu işlenen konular aslında hepimizin ortak sorunu. Dolayısıyla bir akademisyen, bir anne ve bir tasarımcı olarak amacım tam da yapmam gerektiği gibi bu ortak sorunu en yüksek sesle duyurma arzusuydu. Ne mutlu ki benim gibi düşünen, dünyayla, insan haklarıyla alakalı her türden olumsuzluğa karşı dertleri olan insanlar var çevremde. Bunlar benim hayatım, bunlar senin, onların, bu eserler hepimizin hayatı. Yüzleşme; kulakları sağır olana daha çok seslenirken, bu konuya hassasiyet duyana, bizzat yaşayana da yalnız olmadığı mesajını veren bir sergi”
“Sorumluluk, sanatta, tasarımda hep bir konuda farkındalık oluşturmak ister”
Kendisini sanatçıdan çok iletişimci olarak tanımladığını söyleyen Önder, “Zira sanatçı olmak için geçmem gereken pek çok yol olduğunu düşünüyorum. İster yerel ister küresel ister bölgesel olsun, sorumluluk bireyin üstüne aldığı, yapmak zorunda bulunduğu ya da yaptığı bir iş için gerektiğinde hesap verme durumudur. Sorumluluk, topluluk içinde başkalarına duyduğu saygı bilincidir. Etiktir, ahlaktır, saygıdır, sevgidir. Sanatta, tasarımda hep bir konuda farkındalık oluşturmak ister. İster tuale ister dijitale ister sadece bir kağıda bir hashtag’e yansısın; sosyal konulara olan bilinç açıklığı, farkındalık oldukça önemlidir. Toplumun içinden olan bu sorunları bizzat yaşayan ya da şahitlik edenin sessiz kalması mümkün mü? Sen bir tasarımcı olarak o sessizlerin sesi, cılız seslerin ise duyurucusu olmak durumundasın, tasası olanla o tasayı paylaşmak zorundasın. Özellikle ben Z kuşağının sosyal sorunlara yönelik çok belirgin hassasiyetleri olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Dijital kolaj ve farklı baskı teknikleriyle oluşturulan birbirinden çarpıcı grafik poster eserlerin yer aldığı sergide, ayrıca iki tane de enstalasyon çalışması bulunuyor.