İSTANBUL (AA) – AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in ABD Kongresi'nde ayakta alkışlanmasına ilişkin, "Amerikan kamuoyunda, hele hele bu son dönemde Türkiye NATO'ya Finlandiya ve İsveç'in girmesine karşılık bir rezerv koyacağını ortaya koyup ilan edince, belki onun da vermiş olduğu bir psikolojiyle Türkiye'ye karşı belki bir tavır olarak Yunanistan Başbakanı'nın bu kadar alkışlandığını düşünüyoruz." dedi.
Kurtulmuş, CNN Türk'te yayımlanan "Hafta Sonu" programında Hakan Çelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in ABD'ye yaptığı ziyaret ve Kongre'de ayakta alkışlanmasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Senato'da kimin kimi kaç dakika alkışlayacağına karar verecek biz değiliz. Hayırlı olsun madem ayağa kalktılar, alkışladılar buna söyleyecek bir şey yok. Ama dış politika, reel şartlar ve imkanlar çerçevesinde konuşulur. Bizim Yunanistan'a sürekli tavsiyemiz şudur: Yıllardır Türkiye'yle Yunanistan arasında sorunlar var mı? Var. Ege meselesi, Kıbrıs meselesi, vesaire diğer konular… Ama bu sorunlarda araya üçüncü ülkeleri koyarak değil, doğrudan doğruya biz temasımızı sürdürürsek ve sorunlarımızı müzakereyle karşılıklı rızayla çözebilecek bir performansı ortaya koyabilirsek, Türkiye'yle Yunanistan arasındaki sorunlar çözülemez değildir."
Kurtulmuş, tarihsel olarak Türk-Yunan ilişkilerine bakıldığında, o ilişkilerin gerilimlerinin ortaya çıktığı dönemlerin Yunanistan'ın bazı ülkeler tarafından "şımartıldığı" dönemler olduğunu kaydederek, "Amerikan kamuoyunda, hele hele bu son dönemde Türkiye NATO'ya Finlandiya ve İsveç'in girmesine karşılık bir rezerv koyacağını ortaya koyup ilan edince, belki onun da vermiş olduğu bir psikolojiyle Türkiye'ye karşı belki bir tavır olarak Yunanistan Başbakanı'nın bu kadar alkışlandığını düşünüyoruz." diye konuştu.
– "Stratejik önemi giderek artan bir Türkiye söz konusu"
Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin büyük gerilimleri içinde barındırdığını aktaran Kurtulmuş, "Rusya Finlandiya'ya doğal gazı kestiğini ortaya koydu. Rus doğal gazı kesildiği zaman Avrupa ne yapacaktır? Batı'nın bir de böyle bir sorunu var. Bu çerçevede böyle bir dönemde, böyle bir bölgede stratejik önemi giderek artan bir Türkiye söz konusudur. Ben hiçbir ülkenin bunu Amerika Birleşik Devletleri'ni de dahil ederek söylüyorum, Avrupa Birliği ülkelerini de dahil ederek söylüyorum, hiç kimse Türkiye'yi böyle değerinden daha az değerlendirme lüksüne sahip değildir. Türkiye bölgenin en önemli strateji ülkesidir. Büyük bir güç sahibidir. Bunu da göstermiştir." dedi.
Rusya-Ukrayna krizi sırasında Türkiye'nin Montrö Sözleşmesi'nden ortaya çıkan haklarını kullanarak savaşın Karadeniz'e yayılmasını önleyen bir ülke olduğunu, böylesine büyük bir gücü olan ülkeyi kimsenin göz ardı edemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, "Ama özellikle ben Amerikan Senatosu'ndaki alkışlama durumunun ya da böyle çok hararetli karşılama töreninin, biraz da NATO'daki tavrımıza cevap olarak geliştiğini düşünüyorum. Siyasetin pratik uygulamasına etkisi olacak hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur." ifadelerini kullandı.
– "Türkiye etrafında yapılan bu tahkimatın çok da iyi niyetli olmadığının farkında"
Numan Kurtulmuş, ABD'nin Yunanistan'la yaptığı üs anlaşmaları ve özellikle Dedeağaç'a yönelik yaptığı yığınağın Türkiye'yi hedef alıp almadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu kadar üsler, silahlandırılan Yunan adaları. Allah aşkına bunun gerekçesi nedir? NATO'nun hangi güvenlik gerekçelerini karşılayacaktır? Yani buradaki üsler Rusya'ya karşı mı kullanılacaktır? Bunların hepsi açık bir şekilde ortada. Türkiye etrafında yapılan bu tahkimatın çok da iyi niyetli olmadığının farkındadır. Bu anlamda Türkiye'ye gözdağı ya da Türkiye'yi bir şekilde kuşatmak, fiili olarak Türkiye'yi dışarıdan baskı altına almak için oluşturulmuş hususlardır. Eğer NATO üyesiysek, NATO'da yıllardır süren bir ittifakımız söz konusu ise eğer ortak çıkarlardan bahsediyorsak Yunanistan'da, Dedeağaç'ta ya da Adalar'daki silahlanmanın Türkiye-NATO ve Türkiye-Yunanistan arasındaki ortak menfaatlere, çıkarlara hizmet etmediği çok açıktır. Dolayısıyla bunun perde arkasında nelerin olabileceğini biz de görüyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değildir. NATO'nun güvenlik meselesini karşılayacağı söylenen bir husus da değildir. Ne işi var yani burnumuzun dibinde bu üslerin, Allah aşkına kimi koruyacak? Kimi kimden koruyacak? Ya da kime karşı bir saldırının hazırlığıdır bunlar? Bunları çok net şekilde görmemiz lazım."
– "Bazı ülkeler bu savaşın uzun süre devam etmesini istiyor"
Dünyanın hemen her bölgesinde ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği olarak 4 temel eksen üzerinde ortaya çıkan güç ve çatışma alanları olduğunu gördüklerini aktaran Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna krizinin de bu küresel güç mücadelesinin sonuçlarından olduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna krizinin, artan bu gerilimin ortaya koyduğu bir savaş olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada bütün dünyanın dikkatli olması lazım. Yani yeni çatışmalar, yeni gerilim bölgeleri oluşturmak yerine, bu çatışmaları ortadan gidecek bir anlayışın küresel olarak ortaya çıkması lazım. Bir de şöyle bir sorun var: Zaten dünya sisteminde savaş ve çatışma istikrarsızlıktan, küresel sistemdeki dengesizlikten ortaya çıkan bir durumdur. Maalesef Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden sonraki dönemde dünya sistemi bir dengeye henüz kavuşmamıştır. Öyle görünüyor ki önümüzdeki on yıllar boyunca da bu dengesizlik devam edecek."
ABD'nin NATO'yu araç olarak kullanarak Avrupa'yı tekrar avucuna almaya çalıştığını ve buna karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten Kurtulmuş, Rusya'nın hemen karşı kartını koyarak Finlandiya'nın doğalgazını kestiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Eğer şöyle olsaydı diyelim ki 2014'te Kırım'ın ilhakında AB ve Batı dünyası Rusya'ya karşı bir tavır ortaya koyabilmiş olsaydı zaten Rusya bu ileri adımlarını atamayacaktı. Sanki biraz da geçmişi telafi etmek için daha sert tedbirlere müracaat edilmesinin doğru bir yol olmadığı kanaatindeyim. Gerilimi azaltmak için ABD ve NATO, Rusya'yı bir şekilde Ukrayna savaşından men edeceklerse bunun yolu açıktır. İstanbul'daki müzakerelerde belli bir noktaya gelindi, acil bir ateşkes ve kalıcı onurlu bir barışın tesis edilmesi için. Bazı ülkeler bu savaşın uzun süre devam etmesini istiyorlar."
– "Güvenlik endişelerimizin karşılandığı bir sürecin ortaya konması lazım"
Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılım sürecine ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, Türkiye'nin dünyanın en stratejik noktasında bulunduğunu, bütün çatışmaların orta noktasının Türkiye olduğunu söyledi.
Türkiye'nin stratejik bakış açısının da bölgede savaş potansiyeli ve gerilim unsurları taşıyan bütün problemlerin ortadan kaldırılabilmesi ve bunun için müzakerelerin yapılması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bu NATO ve Batı'nın geleceği ile ilgili çok önemli bir konudur. Türkiye bu anlamda ne İsveç'e ne Finlandiya'ya kategorik olarak karşı değildir. Ama Türkiye'nin de çok haklı talepleri var. Burada asla masada pazarlıkta elimizi artırmak için söylediğimiz bir söz de değildir. Yani çok açıkça özellikle İsveç'in PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye vermiş olduğu destekler ortadadır. Hatta bu konu gündeme geldikten sonra İsveç'in başkentinde sokaklarda PKK, PYD militanlarının gösteri yapmış olması gerçekten ürkütücü bir durumdur. Ayrıca FETÖ'ye verdikleri destek ortadadır. Biz madem bir güvenlik teşkilatına yeni ülke alınmasından bahsediyoruz, bu teşkilatın üyesi olan bir ülkenin yani Türkiye'nin ve NATO'nun güneydeki en önemli müttefiki olan Türkiye'nin güvenlik endişelerini göz ardı edeceğiz. Böyle bir şey olamaz. Biz diyoruz ki Türkiye'nin güvenlik endişesi vardır."
Türkiye'nin NATO'ya giriş müzakereleri yapılırken bütün terör örgütlerine karşı bu ülkelerin acilen tedbirlerini alması ve bunların garanti altına alınmasını istediğini vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye'nin güvenlik meselesinden çok çektiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Bizim güvenlik endişelerimizin tamamının açık bir şekilde karşılandığı bir sürecin ortaya konması lazım. Türkiye bunu elini kuvvetlendirmek için, ortaya çıkacak siyasal baskıları azaltmak için yapmıyor. Bunu hayati bir mesele olarak söylüyor." dedi.
– "Güvenli bölgeler oluşturuldukça Suriyelilerin gideceğini düşünüyoruz"
Numan Kurtulmuş, diğer ülkelerden gelen yabancıların ne zaman geri döneceklerine ilişkin soruya da sınır ötesi operasyonların yapılma sebeplerinden birinin orada güvenli bölge oluşturarak geri dönüşleri özendirmek olduğunu, insanların gönüllü ve istekli bir şekilde geri dönüşünün sağlanması gerektiğini vurguladı.
Bu anlamda 500 bine yakın Suriyelinin geri döndüğüne işaret eden Kurtulmuş, güvenli bölgeler oluşturuldukça oralara Suriyelilerin gideceğini düşündüklerini, 1 milyona yakın Suriyelinin şartlar oluşturulur oluşturulmaz gideceklerinden emin olduklarını kaydetti.
– "Atatürk Havalimanı'nın çevresinin imara açılması konusu kesinlikle yalan"
Numan Kurtulmuş, Atatürk Havalimanı'na ilişkin soruya da Türkiye'de anlamadan, dinlemeden, ne olduğunu görmeden, meseleyi iyi analiz etmeden istediğini söyleyen bir çevrenin olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Üçüncü havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, Marmaray gibi Türkiye'nin büyük prestij projeleri başta olmak üzere her projeye kategorik olarak karşı çıkan bir çevre var. Burada garibime giden şu: Gezi Parkı eylemlerine çevre duyarlılığı dolasıyla itiraz ettiklerinde, oradaki muhalif unsurlara destek verdiklerini söyleyenlerin bir kısmının, burada belki de İstanbul'un en çevreci projesine destek vermemiş olmalarını anlamak mümkün değil."
Atatürk Havalimanı için "uçuşa tamamen kapatılıyor" şeklinde bir algının doğru olmadığını açıklayan Kurtulmuş, havalimanının en azından pistlerinin bir tanesi korunarak gerektiğinde kullanılabilecek bir havalimanı olarak İstanbullulara hizmet etmeye devam edeceğini söyledi.
Kurtulmuş, çevresinin imara açılacağı iddialarıyla ilgili de "Yalandır, hiçbir şekilde öyle bir şey yoktur." dedi.
Bu alanda milyonlarca metrekarede ağaçlandırma, yeşillendirme faaliyetleri yapılacağını anlatan Kurtulmuş, burada gençlere yönelik kültürel, sportif aktivitelerin yapıldığı büyük bir cazibe merkezi haline geleceğini dile getirdi.
Yargıtayın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verdiği karar hakkındaki değerlendirmesi de sorulan Kurtulmuş, AK Parti olarak Türkiye'deki siyasi yasakların hepsine başından beri karşı olduklarını belirterek, "Ama bu dosyaların siyaset içeriğiyle ilgisi olmadığını biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.