ANKARA (AA) – Altı muhalefet partisinin açıklamasında, "Hukuk devletinin yeniden tesisi, siyasetin normalleşmesi ve ekonomimizin tekrar refah üretmesi için gerçek anlamda güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir an önce geçilmesi gerektiğine inanıyoruz." ifadesine yer verildi.
Davutoğlu'nun daveti üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Gelecek Partisi Genel Merkezi'nde bir araya geldiği toplantının ardından altı muhalefet partisinin temel ilkeler ve hedeflerine ilişkin yazılı açıklama yapıldı.
Yüzyıl önce mazlum milletlere örnek olmuş bir zaferle kurulan Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak hedefiyle önkoşulsuz olarak bir araya gelindiği, Türkiye'yi insan hakları temelinde ve gerçek manada demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti kılmanın sorumluluk olarak görüldüğü belirtilen açıklamada, "Kendi parti programlarımızdan ve söylem ve hedeflerimizden vazgeçmeksizin, karşılıklı güven ve saygıya dayalı fedakarlıklarda bulunarak Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılına taşıyacağız. Bu amaçla 6 parti arasında başlamış olan iş birliği sürecinde yer alan bütün partilerin genel başkanları olarak önümüzdeki kritik tarihi süreçte aşağıdaki ilkelere sadık kalacağımızı taahhüt ve ilan ediyoruz." değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, ilkeler şöyle sıralandı:
"Kuvvetler Ayrılığı İlkesine Dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem: Hukuk devletinin yeniden tesisi, siyasetin normalleşmesi ve ekonomimizin tekrar refah üretmesi için gerçek anlamda güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir an önce geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde, denge ve denetim mekanizmaları ile yapılandırıldığı 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi' bütün kurumlarıyla hayata geçireceğiz.
Özgürlükçü Kamu Düzeni: Vatanseverliğimizin gereği olarak farklılıklarımıza saygı çerçevesinde geçmişte yaşanmış kırgınlıkların geleceğimizi esir almasına izin vermeyecek, demokratikleşme anlayışıyla ve empati bilinciyle ülkemizin huzurlu geleceğini hep birlikte kuracağız. Toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit eden terör örgütleri dahil her tür yapılanmaya karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Her Tür Ayrımcılığa Son Verecek Çoğulcu, Katılımcı ve Özgürlükçü Demokrasi: Demokratik hak ve özgürlüklerin evrensel ilkelerini savunan bizler, insan haklarına dayalı bir siyasal düzenin kurulması gerektiğine inanıyoruz. Vatandaşlarımız arasında ayrımcılığa yol açan her türlü engeli ortadan kaldırarak, milletimizin hiçbir ferdinin etnik, mezhebi ve dini kimliği, felsefi ve siyasi görüşü dolayısıyla dışlanmadığı çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyi hep birlikte inşa edeceğiz."
"Düşünce, İfade ve Basın Özgürlüğü" başlıklı ilkede, temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal ve yasal güvencelerin temin edileceği, düşünce, ifade ve basın özgürlüklerinin kullanımını engelleyen mevzuatın yeniden düzenleneceği, demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son verileceği, basının ve sosyal medyanın demokrasi açısından taşıdığı önemi dikkate alarak, özgür bir şekilde görev yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlanacağı belirtildi.
"Din ve Vicdan Özgürlüğü" başlıklı ilkede, "Ortak hedefimiz, bugüne kadar vatandaşlarımızın elde ettiği insan hakları kazanımlarını daha da ileri götürerek evrensel standartlara tam anlamıyla ulaştırmaktır. Kimseyi, yaşamın hiçbir alanında ayırımcılığa maruz bırakmayacak, kimseye de özel bir ayrıcalık tanımayacağız. Kamusal ve özel yaşamda herkesin inanç pratiğine saygılı olmayı özgürlükçü laiklik anlayışının zorunlu bir gereği olarak görüyoruz. Bu bağlamda din ve vicdan özgürlüğü çerçevesindeki kazanımların koruyucusu ve güvencesi olacağız." ifadeleri yer aldı.
Açıklamada diğer ilkelere ilişkin yunlar kaydedildi:
"Toplumsal Barış ve Tarafsız/Bağımsız Yargı Önünde Hesap Verilirlik: Hiç kimse siyasi tercihleri nedeniyle suçlanmayacak, toplumsal barışımızın rövanşist bir tavır ve kolektif suç anlayışı üzerinden zarar görmesine müsaade edilmeyecektir. Demokratik hukuk devleti anlayışı temelinde her kişi ve işlem hukuki denetime tabi tutulacaktır. Ülkenin zenginliklerini, kamu kaynaklarını hukuk ve ahlak dışı yol ve yöntemlerle elde edenler ise bağımsız ve tarafsız yargının karşısına çıkartılacaktır.
Sosyal Devlet ve Gelir Adaleti: Türkiye'yi anayasamızda yer aldığı şekliyle gerçek bir sosyal devlet haline getireceğiz. Sosyal yardım ve güvenlik mekanizmalarıyla bütün dezavantajlı kesimlerin insana yaraşır bir hayat sürmelerini sağlayacağız. Tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye inşa edeceğiz. Kadınlarımızı toplumsal eşitsizlikten ve şiddetten, çocuklarımızı her türlü istismardan, gençlerimizi ise gelecek kaygısından kurtaracağız.
Üretim ve İstihdam Odaklı Ekonomi: Ülkemizi yaşanan ekonomik krizden çıkaracak şekilde makroekonomik dengeleri rasyonel bir yaklaşımla gözeten, sosyal devlet ilkesiyle adil bir gelir dağılımını önceleyen, AR-GE ve üretim-odaklı bir ekonomi politikası benimseyeceğiz. Ekonomi ile ilgili tüm kurumların etkin biçimde çalışmasını ve kuralların tüm taraflara adil biçimde uygulanmasını sağlayacağız. Hayat pahalılığı ile mücadele eden, üretim ve istihdam odaklı, insan onuruna yaraşır sosyal politikalarla desteklenmiş bir anlayışı hayata geçireceğiz."
Siyasi Etik Reformu: Mevcut iktidar koalisyonunun sorumsuzca zaafa uğrattığı devlet yapısını kurumsal kültür, ehliyet ve liyakat temelinde yeniden inşa edeceğiz. Bu geçiş sürecinde devlet sürekliliği ve kamu düzeni zaafa uğratılmayacak, kaos senaryosu çizenlere asla fırsat verilmeyecektir. Demokratik meşruiyete sahip olmayan hiçbir yapının devlet kurumlarını organize bir şekilde kontrol etmesine izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızın kamu istihdamında görünen ve görünmeyen bir dezavantaj veya avantajla karşılaşmasına engel olacağız. İsrafı ve yolsuzluğu önleyecek, kamuda denetimi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği temel alacak siyasi etik reformunu hayata geçireceğiz."
"Etkin ve İtibarlı Dış Politika" ilkesinde Türkiye'nin çıkarlarını ve itibarını korumak, uluslararası alandaki etkinliğini ve saygınlığını en üst seviyeye çıkarmanın ana öncelik olduğu belirtildi.
Açıklamada, AB perspektifine odaklanarak çok boyutlu dış politikayla Türkiye'nin demokratik dünyanın ve uluslararası kurumların saygın bir üyesi olması sağlanacağı kaydedildi.
Tarihi ve kültürel bağlara sahip olunan ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine önem verileceği aktarılan açıklamada, "Dış politikamızın ve dış ilişkilerimizin iç siyasetin malzemesi yapılmasına müsaade edilmeyecektir. Güvenliğimizi ve sınırlarımızı korumak üzere savunma sanayimiz daha da güçlendirilecek, TSK'nın caydırıcılığı azami seviyeye çıkarılacaktır. Birbirinden farklı siyasi geleneklere sahip partiler olarak bizler, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken ülkemizin daha huzurlu, daha mutlu, daha müreffeh, daha özgür ve daha demokratik olmasını sağlamak üzere iş birliği ve güç birliği yaptık. Bu birlikteliğimizi, milletimizin desteği ile hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulunuldu.