ANKARA (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in, Bodrum açıklarındaki adalara gelme kararının aleni bir tahrik, her ihtimali gündeme taşıyan bir provokasyon olduğunu söyledi.
Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlenen "MHP Siyaset ve Liderlik Okulu 17. Dönem Sertifika Töreni"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de yalan, riya ve nifakı siyaset üslubu haline getirenlerin amacının önce hisarda gedik açmak, sonra küresel efendileri namına kaleyi içten teslim almak olduğunu ifade etti.
Tehdit ve tehlikenin bu kadar yakın olduğunu kaydeden Bahçeli, "Üzülerek görüyorum ki bazı siyasetçilerin beyni kendi kendini çoktan öğütmüş, bunun yanı sıra vicdan ölümleri de maalesef gerçekleşmiştir. Bunları uyarıyorum, kontrol edilemeyen her şey insan için tehlikelidir." dedi.
Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi" çalışmasını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin karşısında toplanan siyaset temsilcilerini de tıpkı kaplumbağa terbiyecisine benzer şekilde, Türk milleti terbiye edecek ve sonuçta da bütünüyle tasfiye işlemiyle cezalandıracaktır. Türk milletinin kutlu iradesinden ve tarihi ihtişamından bihaber olanların ağızlarından düşürmedikleri narkozlu demokrasi nakaratları, gerçekte demagojinin namesidir ve her şey gün gibi ortadadır. Bunların siyasetlerinde ahlak yoktur, millet yoktur, vatan yoktur, dürüstlük yoktur, gelecek yoktur, vatandaşlarımıza huzur yoktur. Karamsarlık aşılamaları, kötümserlik yaymaları kesinlikle tutmayacak, hiç kimse de itibar etmeyecektir."
-"Küresel tertipler boşa çıkacak"
Türk tarih profesörü Halil İnalcık'ın "Karamsarlık korkaklıktır, Türkiye büyüktür." sözünü anımsatan Bahçeli, "Bu büyüklük karşısında gözleri kamaşanlar, ödleri patlayanlar elbette hesap vereceklerdir. Türk milletinin gücünü görecekler. Türkiye'nin zirveye tutunduğuna şahit olacaklar. Küresel tertipler boşa çıkacak. Bölücü terör örgütünün kafası ezilecek. Bir kere yükselmiş al bayrak asla inmeyecek." diye konuştu.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in fikir ve düşünce kalibresinin geniş olduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı icazetli ve iradesiz siyaset temsilcileri köşeye sıkışınca fikir ve düşünce hayatımızın mimarlarına yalandan sahip çıkıyorlar. Zaman zaman Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör ve Mehmet Eröz'e atıf yapıp suçluluk psikolojilerini bastırmaya çalışıyorlar. Siyaset biliminde tanımı yapılan, işlevsel adaptasyon sürecini yaşıyorlar. Anlayacağınız, inanmıyorlar ama buna da hissettirmeden uyum göstermeye çabalıyorlar. Halbuki yırtıkları yama tutmuyor, siyasetleri sözlerini teyit etmiyor. Biliyoruz ki çelişkide bocalayanlar yanlışı savunacak gerekçeyi çok kolay bulacaklardır. Kafası karışık olanların kararları da karmaşıktır."
Milliyetçi olmanın önce yaşamak, özümsemek ve hissetmekle mümkün olacağını ifade eden Bahçeli, "Yüzeyde milli, dipte kozmopolit, sözde milliyetçi özde iş birlikçi olanların ne Ziya Gökalp'i ne Mümtaz Turhan'ı ne de Erol Güngör'ü ağızlarına almaya yürekleri yetecektir. Üç günlük siyasi ömürlerine bakmaksızın, mazisi yarım asrı aşan Milliyetçi-Ülkücü Hareket ile aşık atmak, boy ölçüşmek hiç kimsenin harcı olamaz, haddi olamaz, buna ahlakları kafi gelemez." değerlendirmesinde bulundu.
– "Kabak ve çınar ağacı"
Bahçeli, "Kabak ve Çınar Ağacı" öyküsünü anımsatarak, "Bizim 53 yılda geldiğimiz mevkiye birkaç yılda geleceğini düşünenlerin sonu kabaktır, kabağın akıbetiyle aynıdır. Geçmişleri bugünlerine kefil olamayanların fikir ve düşünce hayatımızın mümtaz isimlerini istismara yeltenmeleri, onları dillerine dolamaları kendilerini aklamaya, temize çıkarmaya yetmez, bu terazi bu sıkleti çekemez." diye konuştu.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Bodrum açıklarındaki adayı ziyaretine değinen Bahçeli, şunları söyledi:
"Miçotakis'in, Bodrum açıklarındaki adalara gelme kararı aleni bir tahriktir, nitekim her ihtimali gündeme taşıyan bir provokasyondur. Bu şahsın Türkiye'yi, AB'ye ve ABD'ye şikayeti, NATO'ya da şikayet etme hazırlığı karşımızdaki husumet cephesinin gün geçtikçe genişlediğine işarettir. Müttefik zannettiğimiz ülkelerin kahir ekseriyeti bölücü terör örgütüyle iç içedir, sarmaş dolaştır. Türkiye'nin var oluş mücadelesi bir yandan terör örgütüyle, diğer yandan emperyalizme piyonluk yapan Yunanistan vasıtasıyla engellenmek istenmektedir.
Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Aradan geçen on asır, bu coğrafyadan tarihe damgasını vurmuş büyük bir milletin gücüne güç katmıştır. Bu milletin adı Türk milletidir."
Bahçeli, Türk milletinin yüksek bir siyaseti ve stratejisi bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bu yüksek siyaset, kaynağını ve duruşunu coğrafyadan almaktadır. Anadolu üzerinde yaşıyor olmanın da bir siyaseti, bir jeopolitiği vardır ve bin yıldır değişmemiştir. Bizim siyasetimizin yönünü tarihimizin ve coğrafyamızın müktesebatı belirlemiştir. Dış dayatma ve tazyiklerle bunu değiştirmek için plan yapanların, bu vatanı elimizden almak için projeler hazırlayanların önce bizim bedenlerimizi çiğnemekten başka seçenekleri yoktur. Biz el ele verirsek, yüreklerimiz toplu vurursa, gaflete düşmezsek hiçbir batıl emel, hiçbir zalim ve vahşi hesap bizi yolumuzdan çeviremeyecektir."
(Bitti)