DOLAR 34,2158 0.03%
EURO 36,8090 0.09%
ALTIN 2.925,98 0,04
BITCOIN 2573387 5,14%
Yalova
12°

AÇIK

06:06

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (1)

ABONE OL
Mayıs 24, 2022 12:40
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TBMM (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kira artışlarıyla konut fiyatlarındaki vahim artışları sınırlandırmak, dar ve orta gelirli vatandaşları düşünmek, taleplerine kulak vermek zorunda olduklarını söyledi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik güvenliğinin, istikrarının ve geleceğinin yaylım ateşine tutulduğunu ifade etti.

Buna rağmen ekonomideki konjonktürel sarsıntıların atlatılması, dövizdeki suni yükselişin frenlenmesi, enflasyondaki tırmanışın engellenmesi amacıyla hükümetin tedbir üstüne tedbir aldığını belirten Bahçeli, "Konu ekonomik beka konusudur. MHP, devletimizin ve hükümetimizin alacağı her kararın yanındadır, destekçisidir. Çünkü Türkiye hepimizindir." diye konuştu.

Özellikle kur ve enflasyonda ekonomik gerçeklerle ters düşen artışların bir süre sonra normalleşeceğine, hazmedilebilir ve makul seviyelerde istikrar kazanacağına inandıklarını dile getiren Bahçeli, vatandaşların kesesine dokunan, mutfağına adeta dinamit koyan, geçim şartlarını ağırlaştıran ve şikayetlerinin yaygınlaşmasına neden olan fiyat artışlarının önünün arkasının dikkatle incelenmesi gerektiğini vurguladı. Bahçeli, "Bunların yanında FETÖ'cülerin, ticaret hayatını zehirleyerek ekonomik istikrarın bozulması için sürekli arayış içinde oldukları da yadsınmayacak bir gerçektir." değerlendirmesinde bulundu.

– "Fiyat etiketlerinin kabarmasına yol açan kim varsa"

Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşına yönelik takdir toplayan dengeli duruşunun, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine sağlam ve tutarlı karşı pozisyonunun, terörle mücadeledeki göz kamaştıran seviyesinin, ekonomi üzerinden açılan kara deliğin genişletilerek tesirsiz hale getirilmesinin planlandığını hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti:

"FETÖ'cüler, sıcak para çeteleri, köksüz sermaye grupları, bunların yerli uzantıları, içimize kadar sızmış meşum ayakları, küresel tefeciler, ekonomik tetikçiler, emperyalizme gönüllü casusluk yapan kokuşmuşlar, Türkiye'nin ekonomik olarak köşeye sıkışması, milletimizin hayat pahalılığının içine gömülmesi amacıyla faaliyet içindedir.

Konut fiyatlarıyla birlikte kiralardaki haksız, hukuksuz ve ahlaki hiçbir yanı olmayan artışların gerçek sebebi, asıl gayesi nedir? Kiracılarla ev sahipleri arasındaki ihtilafın yoğunlaşmasına hizmet eden, vatandaşlarımızı mağdur hale getiren, ayrıca bakkalda, pazarda, zincir marketlerde soğandan patatese, peynirden yumurtaya, etten süte, bakliyattan diğer gıda ürünlerine varıncaya kadar fiyat etiketlerinin kabarmasına yol açan kim ya da kimler varsa maşeri vicdan karşısında suçludur, sahnelenen kirli oyunun bir parçasıdır.

Kiralardaki denetimsiz ve dengesiz yükselişlere sessiz kalamayız. Konut fiyatlarındaki anormal yükselişleri atıl vaziyette seyredemeyiz. Vatandaşlarımızın memnuniyetsizliği bizim de memnuniyetsizliğimizdir. Fakat Türkiye'ye karşı tertip ve temin edilmiş alçak kampanyayı da görmek lazımdır. Kira artışlarıyla konut fiyatlarındaki vahim artışları sınırlandırmak, dar ve orta gelirli vatandaşlarımızı düşünmek, taleplerine kulak vermek mecburiyetindeyiz. Haksız kazanç peşine düşen, doymayan kursaklarıyla insanımızın sofrasına ve tenceresine göz koyan fırsatçıların elbette yakasından tutmalıyız, bedelini de ödetmeliyiz. Gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının kontrolünü sağlayarak, denetimleri sıklaştırarak, cebini doldurmaya çalışan utanmazları cümle aleme hem deşifre hem de rezil etmeliyiz."

– "Milli güvenliğimiz neyse ekonomik güvenliğimiz odur"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan iç ve dış mahreçli ekonomik saldırıların, ekonomide kurulan tuzakların bir benzerine bugün de şahit olduklarına dikkati çekerek, "Buna 'tamam' demeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. CHP'nin, İP'in, zillet ittifakının diğer ortaklarının felaket korosunda buluşmaları beyhudedir, Türk milleti bu sahte demokratlara, safralaşmış demagoglara aldanmayacak, aldırmayacaktır. Mazisinde karneyle ekmek verilen hüzün dolu yılların olduğu CHP'nin ve başındaki zatın konuşmaya esasen yüzü bile yoktur." ifadesini kullandı.

Ekonomik kanaldan yürütülen sistemli ve şiddetli baskılara sonuna kadar direneceklerini, milletin ve devletin yanında sapasağlam yerlerini alacaklarını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Ruhu bedeninden başıboş gezenlerin bize anlatacak hiçbir şeyi yoktur. Tasarlanmış kahramanlıklara karnımız toktur. Proje siyasetçilere mesafemiz kapanmayacak derecede çoktur. Biz mürekkebin bile olmadığı yıllarda, soba borularında biriken kurumları toplayarak bezir yağıyla karıştırıp yazıya döken bir ceddin ahfadıyız. Milli Mücadele'nin en zorlu zamanlarında, biriktirilmiş kefen paralarını devletine bağışlayan vatanperver yüreklerin mirasçılarıyız. Ekmek yerine süpürge tohumunun yenildiği, kavrulup öğütülen, sonra da kaynatılan nohudun kahve niyetine içildiği dönemleri unutmuş değiliz. Gazyağı yokken, lambada haşhaş yağı kullanılan yıllar aklımızdan çıkmamıştır. Milli güvenliğimiz neyse ekonomik güvenliğimiz odur. Biz tarihten dersimizi aldık, aynı yerimizden bir defa daha ısırılmamak için de karar verdik, irade gösterdik, yemin ettik.

Kılıçdaroğlu mahcup olacağı hevese şimdiden kapılmasın, diğer zillet yedekleri boşuna heyecan yapmasın, Türkiye'miz manda ve himayecilere, emperyalizme kul köle olanlara, Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş'ın hayasız hayranlarına teslim olmayacak, teslim edilmeyecek; emanet yere düşürülmeyecektir."

– "Neyin istibdadından bahsediyorlar"

Son günlerde Sultan 2. Abdülhamid Han ile ilgili tartışmaların yine alevlendiğini anımsatan Bahçeli, 33 yıllık hükümdarlık döneminde yedi düvelle mücadele eden; aklıyla, ahlakıyla, imanıyla, zekasıyla, sezgisiyle, siyasi maharetiyle imparatorluğu ayakta tutan hünkarı istibdatla bir ananların tarih cahili olmaları bir yana, milli tarihe yabancıların gözüyle bakan sefiller olduğunu dile getirdi.

Devlet Bahçeli, "Abdülhamid'i kimler sevmiyorsa, tedavi edilmemiş kuyruk acısını hala kimler çekiyorsa, onlara dikkat edeceğiz, çünkü onlar Batı'nın içimize yuvalanmış etki ajanlarıdır, üstelik 1900'lü yılların başında sahnelenen kahpe oyunların günümüzdeki mültezimleridir." sözlerini sarf etti.

Abdülhamid Han'ın seveni kadar sevmeyeni de olduğunu belirten Bahçeli, "Bu sevmeyenler güruhu bizim de sevmediklerimizdir, bizim de sırtımızı döndüğümüz sömürge bakiyeleridir. Abdülhamid'i Ermeni çetecileri sevmez, Siyonizmin müellifleri sevmez, sömürgeciler sevmez, casuslar sevmez, Türk ve İslam düşmanları hiç sevmez." diye konuştu.

"Gafiller ne istiyorlar tarihimizden? Neyin istibdadından bahsediyorlar?" sorularını yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilmedikleri, bilemeyecekleri, tanımadıkları, tanımaya da kafalarının ve kalplerinin yetmeyeceği büyüklerimizi tevsik edilmiş hangi bilgi ya da belgelerle itham ederler? Eğer Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bugünün Abdülhamid'i olarak görülüyorsa, bizce bunun hiçbir mahsuru yoktur, bilakis gurur duyulacak bir övgünün tezahürü ve tezekkürüdür.

Biz ecdadımıza dil uzattırmayız, tarihimize laf ettirmeyiz, zillete düşenlere geçmişimizi yargılatmayız, devşirmelere akıllarını başlarına devşirmelerini de hassaten tavsiye ve tebliğ ederiz. Hele hele, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Sultan 2. Abdülhamid'i cepheleştiren, sudan sebeplerle karşı karşıya getiren kanı bozukları asla affetmeyiz. Osmanlı İmparatorluğu bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, Atatürk bizimdir, Abdülhamid Han da bizimdir. Fitne çıkaranlar, nifak elebaşları, müzevirler, müstebit zihniyetler, münafık ve müfsit emeller bizim gibi görünseler de katiyen bizden değildir. Atatürk Ankara ise Abdülhamid Han İstanbul'dur. Atatürk Dolmabahçe ise Abdülhamid Han Yıldız'dır. Atatürk al bayrak, Abdülhamid Han da üç hilaldir. İkisini birbirinden ayırmak ne mümkün? Türk milletinin iki büyük değeri, hayır duayla anılacak iki kutlu ismidir. Dedelerimize hakaret edenler zillettedir. Milli ve manevi değerlerimize dil uzatanlar ziyandadır ve istikametleri mefluçtur. Şunu da temiz bir vicdanla ifade ve iddia ederiz ki Atatürk'ü seven Abdülhamid'i de sever. Birisini diğerine tercih eden, birisini diğerinden üstün tutan bataktadır, sakat ve savruk bir mantığın esareti altındadır."

(Sürecek)

En az 10 karakter gerekli