TBMM (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD'nin Batı'yı ve NATO ülkelerini konsolide etmek için fırsat gördüğü Rusya-Ukrayna Savaşı bitmeden, ateşkes ve barış rejimi temin ve tesis edilmeden NATO'ya yeni üye katılımının insanlığı yeni bir ateşe sürükleyeceğini belirterek, "Finlandiya ile İsveç'in bekleme odasına alınması, geldiğimiz bu aşamada akla yatkın en doğru seçenektir." dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Moskova ile Kiev arasında barış köprüsünün inşası için henüz arayışların sonlanmadığını, ümitlerin solmadığını ifade etti.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nı körükleyen, fiilen yayılmasını tetikleyen, Rusya'nın enerji ve gücünün irtifa kaybını hedefleyen devletlerin ve uluslararası kuruluşların varlığının artık gizlenemez noktada olduğunu dile getiren Bahçeli, "Özellikle ABD'nin öncülük yaptığı Batı bloku tehdit algılamalarını Ukrayna ile sınırlı tutmaktansa Doğu Avrupa'dan İskandinav ülkelerine kadar yayma, krizin çapını esnetme gayretindedir. Adeta bir dünya savaşının test sürüşü yapılmakta, cephe hatları kalın şekilde çizilmekte, stratejik mevzilere biteviye tahkimat ve yığınak faaliyeti sistematik olarak devam etmektedir." diye konuştu.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecinin tartışmaya açılmasının, Ukrayna savaşının kronikleşmesine ve hatta küreselleşmesine yol açabileceğini söyleyen Bahçeli, konuyla ilgili MHP'nin görüşlerini şöyle aktardı:
"NATO bugüne kadar tam sekiz genişleme evresinden geçmiş, en son 2017'de Karadağ, 2020'de de Kuzey Makedonya Atlantik Paktı'nın içine girmiştir. Rusya'nın bilinen en ciddi ve göze çarpan itirazlarından birisi NATO'nun doğuya genişleme stratejisidir. Ukrayna'da savaş sürüyorken Rusya'nın tahrik edilmesi, bölgesel gerilimi daha da sertleştirecek maksatlı ve marazi tertiplerin NATO'yu Rusya sınırlarına tutundurması dünya barışına hizmet eden bir hedef olamayacaktır.
MHP, NATO'nun genişleme ve doğuya açılma stratejisini bugünkü statükoda ve siyasi angajmanlar muhtevasında oldukça mahsurlu değerlendirmektedir.
İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girme sürecinin, bu konuda yapılan müspet analiz ve çağrıların bize göre üç ayaklı sakıncası vardır. Birinci olarak, bu üyeliklerin gerçekleşmesi halinde Rusya'nın askeri veya siyasi tepkiselliği de kışkırtılmış olacaktır. Ayrıca Finlandiya'nın Rusya'yla sınır uzunluğu bin 340 kilometredir. Şayet bu iki Kuzey Avrupa devleti NATO'ya alınırsa Ukrayna savaşının Finlandiya'dan İsveç'e kadar sıçrama ihtimalini hiç kimse yabana atmamalıdır. İkinci Dünya Savaşı'nın başında Hitler'in Kuzey Avrupa'yı işgal stratejisini yeniden gözden geçirmek, tarihten doğru ve nesnel sonuçlar çıkarmak önümüzü görmek adına mühim bir ihtiyaçtır.
Finlandiya ile İsveç’in NATO'ya alınması demek Ukrayna savaşının uzaması, hatta coğrafi olarak genişlemesi demektir ve bize göre böylesi bir niyet insanlık suçudur, uluslararası norm ve değer piramidinin yıkımı anlamına gelecektir.
İkinci olarak, hem Finlandiya hem de özellikle İsveç'in Türkiye düşmanlarına nasıl kucak açtığı herkesin bildiği gerçekler arasındadır. PKK'nın, FETÖ'nün, DHKP-C'nin barınağı, ikmal ve ihanet merkezi İsveç'tir. Hiç kimse bize maval okumasın, hikaye anlatmasın. Viking mantığı vandal mantığıdır. Asırlar evvel bize sığınan İsveç Kralı'na müşfik kollarını açan aziz ecdadımıza vefasızlık yapanların, yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'i yakanların, bize laf yetiştirmeye ne yüzleri olacak ne de yürekleri yetecektir."
– "Terör örgütleriyle silah çatanlara nasıl güvenelim?"
Bahçeli, Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı'nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun belge, bilgi ve fotoğraflarla terör örgütlerine verilen desteği muhataplarının yüzüne vurduğunu belirtti.
Mehmetçiğe kurşun sıkan, Türk vatandaşlarına zulmeden, bölücü teröristleri başkentlerinde ağırlayan ülke ya da ülkelerle bir güvenlik mimarisi altında, karşılıklı müttefiklik hukuku içinde bir araya gelmenin mümkün olmadığının altını çizen Bahçeli, "Bir yanda elimizi sıkarlarken, diğer yanda sırtımıza hançer vurmalarına seyirci mi kalalım? Terör örgütleriyle silah çatanların, katillere yardım ve yataklık edenlerin sözüne nasıl güvenelim? İttifaklarına hangi mantıkla itimat ve itibar edelim? Finlandiya ile İsveç'in bekleme odasına alınması geldiğimiz bu aşamada akla yatkın en doğru seçenektir." değerlendirmesini yaptı.
İsveç ile Finlandiya'nın NATO'ya girmesiyle ilgili hazırlık sürecinin, tehditleri Batı Avrupa'dan süpürme ve uzaklaştırma sinsiliğinden başka bir şey olmadığını ifade eden Bahçeli, "Bunu görüyoruz, bu sarih gerçeği fark ediyoruz. Batı Avrupa'ya yüklenen ağırlık kuzeye kaydırılacaktır. Baltık Denizi ve mücavir bölgeleri askeri ve siyasi kutuplaşmalara havale edilecektir. Bu itibarla, MHP Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliğini zamansız, yersiz, gereksiz olarak değerlendirmekte ve soğuk bakmaktadır." dedi.
ABD yönetiminin, ABD'lilerin terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'de fiilen işgal ettiği bölgelere yatırım yapmasının önünü açtığına dikkati çeken Bahçeli, "ABD, yani müttefikimiz, NATO'da beraber olduğu Türkiye'ye yaptırım uygularken terör örgütlerini bundan muaf tutmuş, kollamış, pozitif ayrımcılık muamelesi yapmıştır. Bu küstahlık bize reva mıdır? Böylesi kasıtlı ve kindar tutuma hangi vatan evladı 'tamam' diyebilecektir?" ifadelerini kullandı.
– "Bunun sonu ve sonucu topyekun savaştır"
Devlet Bahçeli, NATO'nun genişleme patikasına girebilmesi için Türkiye'nin tavrının belirleyici olacağını vurgulayarak, "Çünkü NATO kararı, 30 üye ülkeden her birinin müşterek şekilde vereceği oyun sonucudur ki tüm kararlar oy birliğiyle somutlaşmaktadır. ABD'nin Batı'yı ve NATO ülkelerini konsolide etmek için fırsat gördüğü Ukrayna savaşı bitmeden, ateşkes ve barış rejimi temin ve tesis edilmeden NATO'ya yeni üye katılımı insanlığı yeni bir ateşe sürükleyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Finlandiya ve İsveç'in muhtemel çok riskli NATO üyeliğinin, Avrupa'nın güvenlik haritasını kaotik ölçülerde güncellemekle kalmayacağını, var olan dengeleri sarsarak Rusya'yı daha farklı ve kuvvet kullanımını provoke eden bir pozisyona taşıyacağını söyleyen Devlet Bahçeli, "Herkesi uyarıyorum, bunun sonu ve sonucu barış değil, topyekun savaştır. Türkiye barışın, huzurun, istikrarın, demokrasinin, insan hak ve hukukunun yanındadır, mazlumların da sonuna kadar davacısıdır." diye konuştu.
– "Ne kadar övünsek azdır"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 103 yıl önce, Türk milleti etnik topluluklar koleksiyonu olsun diye Samsun'a çıkılmadığını dile getirerek, Samsun'a Türk milletinin namus ve şerefini kurtarmak, kimseye muhtaç olmadan var olabilmesini sağlamak ve sağlama almak için ayak basıldığını kaydetti.
"Ne kadar övünsek azdır ve ne kadar gururlansak yetersizdir." diyen Bahçeli, "Milli beka için gösterdiğimiz duruş ve kararlılığı siyaset icabı, zayıflık, acizlik zannederek göz ardı edenler, geçen yüzyılın başlarında milletimizi kurtaran ve devletimizi kuran kahramanları tıpkı dönemin işgalcileri gibi fark edememiş olanlardan başkası değildir." dedi.
19 Mayıs 1919'un unutulmadığını ve unutturulmayacağını söyleyen Bahçeli, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladı; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Milli Mücadele kahramanlarına ve aziz şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
(Bitti)