TBMM (AA) – CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi'yi Güvenlik Başdanışmanı olarak atadığını, 2018 yılında ise Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi olarak görevlendirdiğini belirterek, "Hani uzak yakın bir bağın yoktu?" dedi.
Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısında çokça "Bay Kemal" dediğini ancak ne işçiden ne işsizden ne çiftçiden ne esnaftan ne EYT'liden ne emekliden bahsettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Benden önce İstanbul'da ağaç yoktu" sözünün kendilerini güldürdüğünü ifade eden Altay, "Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 2020 yılında 1 milyon 692 bin 812 metrekare, 2021 yılında ise 4 milyon 81 bin 933 metrekare olmak üzere iki yılda toplam 5 milyon 774 bin 744 metrekare yeşil alanı İstanbullulara kazandırdı." diye konuştu.
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "CHP'nin nefret kokan yabancı söylemleri" olduğuna yönelik sözlerini de anımsatarak, yabancı nefreti kokan söylemin, Erdoğan'a ait olabileceğini ileri sürdü. Altay, "Bulgaristan'da zulümden kaçan soydaşlarımıza kapıları açan rahmetli Özal'a söylediklerini ne çabuk unuttun? Özal'a 'Gelin diyorsun ama millet aç, Ahmet'in, Mehmet'in işini alacaklar, getirme bunları, kapat kapıları' dedin. İşte bu bir nefret söylemidir." ifadesini kullandı.
Türkiye'deki Suriyelileri gönüllü olarak ülkelerine geri göndereceklerini açıklamanın nefret söylemi olmadığını savunan Altay, "Bu Türk insanına, mahallesine, sokağına sahip çıkmaktır. '100 bin kritik eşik' diyordun ne oldu? 5-6 milyon insanı Türkiye'nin mahallelerine, sokaklarına kontrolsüzce salmak, asıl Türkiye'nin insanına yönelik bir nefret olur." sözlerini sarf etti.
– "AK Parti Genel Merkezi'ndeki fotoğrafa bir bakacaksınız"
CHP Grup Başkanvekili Altay, Atatürk Havalimanı'nda yok edilen pistleri yeniden yapacaklarını iddia etti.
"İstanbul Havalimanı'nın satış pazarlıklarında alıcı firma bir alternatif istemediği için mi pistleri kırıyorsunuz?" diye soran Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Atatürk Havalimanı'nın kırılan pistlerini yeniden yapıp parasını da sizden alacağız. O müteahhitlere sesleniyoruz; kör kuruşuna kadar sizden ve size o işi yaptırandan tahsil ederiz. Ya da böyle yaparak yeni bir kışkırtma süreci mi başlatmak istiyorsunuz? Adında Atatürk bulunan bir tesis bırakmadınız Türkiye'de. Atatürk'ün adından rahatsız olduğunu defalarca ortaya koydun zaten. CHP'nin, Atatürk'ün arkasına sığındığını belirtiyorsunuz, ama Atatürk'ün arkasına sığınan biri varsa 16 Temmuz sabahı AK Parti Genel Merkezi'ndeki fotoğrafa bir bakacaksınız."
– "Millete bir şey söylemen lazım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "SADAT yöneticileri ile uzaktan yakından alakam yok" sözünün doğru olmadığını öne süren Altay, şunları dile getirdi:
"Erdoğan, Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin (SADAT) kurucusu Adnan Tanrıverdi'yi Güvenlik Başdanışmanı olarak atamış. 2018 yılında ise Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi olarak atadı. Hani uzak yakın bir bağın yoktu? Bu açıkladığım resmi belge bilgileridir. Bunu neden söyleme gereği duydun, bunu bilmiyorum. Belli ki sen de SADAT'ın karanlık iş ve işlemler içinde olabileceği düşüncesi içerisindesin. Sana oy verenler başta olmak üzere herkes yeni bir açıklama bekleyecek. Millete bir şey söylemen lazım."
– "Borcumuz 3-4 bütçe kadar"
Engin Altay, Türkiye'nin borç stokunun 8 ayda 2,1 trilyon liradan 3,1 trilyon liraya çıktığını kaydetti.
Faiz yüküyle birlikte Türkiye'nin 5,5 trilyon lira borcu olduğunu aktaran Altay, "Borcumuz 3-4 bütçe kadar. 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur' diyen Erdoğan tüm bu musibetlerin tek sebebidir. Dışarıdan borçlanılabilir onu anlarım, ama Türkiye'nin içinden, kendi vatandaşından devlet borçlanır mı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi vatandaşına dolarla, avroyla ihale veriyor. Bu nasıl bir yerlilik, nasıl bir milliliktir?" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu halin, beceriksizlikle izah edilemeyeceğini belirten Altay, şöyle devam etti:
"Bu kadar kötü yönetim ülkeye ihanetle izah edilir. 'Dış güçler' söylemleriyle bal gibi, buz gibi içeriden hançerleniyoruz. CHP il başkanlarına siyaset yasağı koyarak, parti binalarımızdaki pankartları indirerek bu işten kurtulamazsın. Korkunun ecele faydası yok. 'Tayyip kaç, kadınlar geliyor' diyen çocukları gözaltına almak gaflettir. Bir korkunun, bir kabusun ürünüdür. 'Süslü Sülo' diyen bir cumartesi annesini karakola çekmek de aynı şeydir. Şarkılara, festivallere yasak getirmek seni kurtarmaz. Erdoğan, muhalefetin sesini kesmek istiyorsan başta Bay Kemal olmak üzere milyonlarca insanı içine alacak bir cezaevi yapabilirsin. Seni yeni silahın mahkemeler de kurtaramaz. Millet sana hak ettiğini verecek."