PEKİN (AA) – Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde aynı ilde yaşayan Uygur Türkü 10 binden fazla kişinin "terör" bağlantılı suçlamalarla hapse atıldığı ileri sürüldü.
Associated Press'in (AP) özel haberine göre, bölge yönetiminden sızdırıldığı iddia edilen adli kayıtlar, Sincan'ın güneyindeki 267 bin nüfuslu Konaşeher ilinde yaşayan 10 binden fazla kişinin "terörizm", "dini aşırıcılık", "kavga çıkararak huzursuzluğa yol açmak" gibi gerçekliği kestirilemeyen suçlamalardan 2 ila 25 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığını ortaya koydu.
Adli kayıtların, listedeki kişileri tanıyanlar, yasal celpler, yetkililerle yapılan telefon görüşmeleri tutanakları, adres, doğum tarihi ve kimlik numaraları gibi kanıtlar incelenerek kısmen doğrulanabildiği aktarılan haberde, ilin yetişkin nüfusu içinde her 25 kişiden 1'nin hapsedildiği değerlendirmesine yer verildi.
Hapsedilen vatandaşların sayısının nüfusa oranı bakımından Çin ortalamasının oldukça üzerinde olduğuna dikkati çekilen haberde, hapsedilme oranının, dünyada mahkum nüfusunun en yoğun olduğu ABD'den 10 kat fazla olduğu vurgulandı.
"Çin'in Uygur ili dünyadaki en yüksek hapis oranına sahip." başlıklı haberde, listedeki 194 kişiyi teşhis eden 8 Uygur Türkü tanığın, tanıdıkları ve yakını olan kişilerin atılı suçlarla ilgisi olamayacağını savunan ifadeleri de yer aldı.
– Tanıkların görüşleri
Mihrigül Musa adlı tanık, listede "dini aşırıcılık" suçlamasıyla hapsedildiği kayıtlara geçen, çiftçilikle uğraşan kuzeni Rozikari Tohti'nin "yumuşak başlı, üç çocuklu, ailesini seven birisi olduğu, dini aşırılığa hiçbir ilgisinin bulunmadığını" belirtti.
Norveç'te sürgünde yaşayan Musa, Tohti hakkında, "Onun tutuklanacağını hiç düşünmezdim. Onu görseniz siz de aynı şeyi düşünürsünüz. Çok dürüst biridir." ifadelerini kullandı.
Musa, Tohti'nin erkek kardeşi Ablikim'in "sosyal düzeni bozmak için halkı toplamak" ve kapı komşusu çiftçi Nurmemet Davut'un da "kavga çıkararak huzuru bozmak" suçlamasıyla tutuklandığını kaydetti.
Kayıtların AP'ye ulaşmasında rol oynayan, sürgünde yaşayan Abdülveli Eyüp adlı Uygur da listede kuzenlerinden birinin, komşularının ve lisedeki kimya öğretmeninin olduğunu belirterek, duygularını şöyle dile getirdi:
"Listeyi görünce bayıldım. O güne dek başkalarının hikayelerini anlatmaya çalışmıştım ama bu defa anlatılan benim çocukluğumdan insanlar, benim hikayemdi."
Eyüp, herkesin saygı duyduğu birisi olan öğretmen Adil Tursun'un, Tokuzak kasabasındaki lisede çocuklara Çince eğitim verebilen tek kişi olduğunu, Komünist Parti üyesi olan Tursun'un yetiştirdiği öğrencilerin bölgede kimya sınavlarında en yüksek notları aldığını anlattı.
Listede yer alan Tursun gibi isimlerin suçlanmasını anlayamadığını çünkü "model vatandaş" oldukları görüşünü dile getiren Eyüp, "Bu suç tanımları; aşırılıkçı fikirleri yaymak, ayrılıkçılık; bu suçlamalar tamamen saçmalık." ifadesini kullandı.
İddialar, Pekin yönetiminin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki uygulamalarının Uygur azınlığı ayrım gözetmeden hedef aldığı, temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiğine dair iddiaları yeniden gündeme getirdi.
– Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki uygulamaları
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyunca eleştiriliyor.
Pekin'in 2017'de bölgede yaşanan bıçaklı saldırılar gibi küçük çaplı bazı terör olaylarını gerekçe göstererek uygulamaya koyduğu polisiye tedbirler, Uygurların hapsedilmesi ve "aşırılıklardan arındırma" amacıyla "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırılan kamplarda çok sayıda Uygur Türkü'nün kendi rızası dışında tutulduğu iddiaları uluslararası kamuoyunu uzun süre meşgul etmişti.
Çin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin tutulduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çinli yetkililer, bugüne kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti.
Çin makamları, daha önce BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma taleplerini ise geri çevirmişti.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in bu ay bölgedeki insan haklarını durumunu yerinde incelemek amacıyla Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ni ziyaret etmesi bekleniyor.