ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gün oldu, ülkemiz vizyon projelerini engellemeye çalışan bürokratik oligarşiyle de kavga ettik. Gün oldu, Türkiye'yi tapulu mülkü görüp, insanımıza tepeden bakan 'kömürcü, makarnacı' diyerek milletimizi aşağılayan elitist zihniyetle de kavga ettik." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, siyasette, mücadele anlamındaki kavganın elbette olacağını ve 40 yılı aşan siyasi hayatının hep böyle geçtiğini söyledi.
Milletin ortak değerlerini oluşturan inanç ve kültür adına Türkiye'yi kalkındırmak için gerektiğinde 7 düvelle kavga ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milli iradeyi korumak, milletin emanetine sahip çıkmak için gerektiğinde canımız pahasına bir mücadele ortaya koyduk. Bu FETÖ'cüler, kaldığımız yeri gelip bombalamadılar mı? Gelip oralarda yanımızdaki korumalarımızı şehit etmediler mi? Ve biz Atatürk Havalimanı'na geldiğimizde on binler oradaydı ama Bay Kemal tankların arasından FETÖ'cülerin desteğiyle çıkıp oradan Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Hatırlıyorsunuz o günleri.
Bu böyle ürkek, korkak, pısırık, zavallı birisidir ve daha sonra da diyor ki utanmadan, 'Haberim olsaydı ben de beklerdim.' Orada on binler neyi bekliyor? Sen de öyle bir yürek, öyle bir ciğer yok. Neyi toparlayacaksın, neyi bekleyeceksin? Sen de öyle bir şey hayatta olmadı ki. Bu, 'Yeri geldi vesayet odaklarıyla, yeri geldi terör örgütleriyle kavga ettik.' diyor. Biz ettik, biz. Sen edemezsin. Elhamdülillah göreve geldiğimizden bu yana terörün kökünü kazıdık mı? Kazıdık. Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Dereler'de kazıdık mı? Elhamdülillah, kazıdık. Kazımaya devam ediyor muyuz? Ediyoruz. Sınır içinde, sınır dışında her şeye rağmen."
– "Bu silahları kime gönderiyorsunuz?"
Başta Amerika olmak üzere Avrupa'nın değişik ülkelerinin teröristlere binlerce tır dolusu silah, araç, gereç, mühimmat gönderdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz kendileriyle, Bay Kemal, bunun da mücadelesini verdik. Bu silahları kime gönderiyorsunuz? Hani sizin terörle mücadeleniz vardı? Bu terörle, bu teröristlerle mücadeleyi nerede, kiminle yapıyorsunuz? Biz sizinle NATO'da beraber değil miyiz? Beraberiz. Peki NATO'da beraber olduğunuz Türkiye'ye tehdit oluşturan bu ülkelere siz kalkıp da en ufak bir dirsek gösterdiniz mi? Yok. Ve onlarla da yine mücadeleyi sınır boylarında da olsa biz verdik. Hala veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Tabii bunların sözlerine güven olmaz. Bunlar 'koalisyon güçleri' derler, yine bizim için tehdit oluştururlar. Bunlar 'bizim bu işlerle alakamız yok' derler, tehdit oluştururlar. Ve ne yazık ki hiçbirine güven olmaz. Öyle de olsa, böyle de olsa biz bildiğimiz yoldan sapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz."
Türkiye'nin istiklal ve istikbaline kasteden şer güçlerle de kavga ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Gün oldu, ülkemiz vizyon projelerini engellemeye çalışan bürokratik oligarşiyle de kavga ettik. Gün oldu, Türkiye'yi tapulu mülkü görüp, insanımıza tepeden bakan 'kömürcü, makarnacı' diyerek milletimizi aşağılayan elitist zihniyetle de kavga ettik. Son olarak 15 Temmuz gecesi korkaklar televizyon karşısında kahvesini yudumlarken, biz milletimizle omuz omuza vererek tankla, uçakla, silahla Türkiye'yi teslim almaya kalkışan hainlerle mücadele ettik." dedi.
Millete ve memlekete hizmet yolculuklarında sayısız haksızlığa, zorbalığa ve hukuk katliamlarına maruz kaldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ama yola çıkarken söylediğimiz gibi kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu mücadelenin hiçbir safhasında hamdolsun milletin bize sandıkta verdiği emanete gölge düşürmedik. Vatanımızın bekasına, milletimizin huzuruna, insanımızın birlik, beraberlik ve kardeşliğine asla halel getirmedik. Peki bunlar kiminle kavga etmeye geliyor? CHP'nin geçmişine, bu zatın tıynetine baktığımızda kiminle kavga etmeye geldiği açıkça görülüyor. Evet, bunlar milletle kavga etmeye geliyor. Bunlar milletin hak ve özgürlük kazanımlarıyla kavga etmeye geliyor. Bunlar ülkeye kazandırdığımız eser ve hizmetleri yerle yeksan etmenin kavgasını vermeye geliyor.
Bunlar Türkiye'yi yeniden tek parti faşizmi utancına geri döndürmek, zulmü, yokluğu, yoksulluğu, sefaleti hortlatmak için kavga etmeye geliyor. Bunlar ülkemizin başını bölgesinde ve dünyada eğecek kepazelikler sergilemeye geliyor. Velhasıl bunlar yeniden milletin başına bela olmaya geliyor. Buna izin vermeyeceğiz. Milletimize sözümüz var. Bunların o yılan dillerinin, riyakar yüzlerinin, sahte söylemlerinin ardındaki gerçek karakterlerini, gerçek niyetlerini göstererek 20 yıldır hep yaptığımız gibi tamamını da Allah'ın izniyle hep birlikte sandığa gömeceğiz."
– "Masa diye kurdukları 6 benzemez ittifakı sağından solundan dökülmeye başladı"
"Niyet hayır, akıbet hayır" deyişine gönülden inanan insanlar olduklarını dile getiren Erdoğan, "Nitekim muhalefet diye karşımıza dikilenler, bizim bir şey yapmamıza kalmadan kendi kendilerini ifşa etmeye başladılar. Masa diye kurdukları 6 benzemez ittifakı, daha seçimleri bile görmeden zangır zangır titremeye, sağından solundan dökülmeye başladı." dedi.
Daha ortak aday belirleme dirayetini bile gösteremeyenlerin, ülkenin hiçbir kritik meselesinde kararlı tutum ortaya koyamayacaklarını görmek için allame olmaya gerek olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Muhalefet diye ortada salınanların, ne dediklerine, yaptıklarına bakıyoruz. Karşımıza çıkan manzara ise şu, kimi çıkıyor ülkemizin iftihar vesilesi eserlerine, hizmetlere sataşıyor. Kimi çıkıyor, vatandaşlarımızın inanç özgürlüklerine, eğitim ve kıyafet haklarına dil uzatıyor. Ama bunlar cambaz. Sürekli kılık kıyafetle hep savaşmışlardır. Ama şimdi bakıyorsunuz bunlar vitrin için özellikle bazı siparişler de veriyorlar. Ve bu siparişleri de vitrinlerde sergiliyorlar. Ya biz sizin ne olduğunuzu biliyoruz. Siz bir gün bakarsınız rozet takarsınız, öbür gün gider o hanım kardeşimizin rozetini söker alırsınız. Siz busunuz.
Kimi çıkıyor, sığınmacı düşmanlığı üzerinden insani tüm değerleri ayaklar altına alan nefret suçları işliyor. Kimi çıkıyor artık gizleyemediği kibriyle, nobranlığıyla, hırsıyla herkesi ötekileştiriyor, herkese parmak sallıyor. Kimi çıkıyor kifayetsizliğini, kabiliyetsizliğini, zihninin ve kalbinin boşluğunu başkalarına suç atarak gizlemeye çalışıyor. Kimi çıkıyor siyasi ve ekonomik krizlerin ateşiyle yanan dünyada ülkemizin verdiği mücadeleye köstek oluyor. Kimi çıkıyor mumu yatsıya kadar yanmayan, tiyatrovari gösterilerle sahte gündemler oluşturmanın peşine düşüyor. Bakın tekrar söylüyorum. Ülkemizde şu anda muhacir olarak bulunan bu insanları, biz ne Bay Kemal'in dedikleriyle ne onun yandaşlarının dedikleriyle bu ülkeden, bu görevde olduğumuz sürece asla geri itmeyiz, ötelemeyiz. Bay Kemal senin dün söylediğin bugün yoktur."
(Sürecek)