İSTANBUL (AA) – Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet Bursları Mezuniyet Programı'nda öğrencilere seslenerek, "Sizler, iyiliği emretmek ve yaşamak, bilginizle, kültürünüzle, medeniyet birikiminizle, ahlakınızla insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam'ı iyi temsil etmek suretiyle, inşallah büyük bir görevin temsilcisi olacaksınız." dedi.
Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Mezuniyetten Mesuliyete" adıyla düzenlenen, 112 ülkeden öğrencinin katıldığı Diyanet Bursları Mezuniyet Programı'nda konuşan Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfının 47 senedir "yeryüzünde iyilik hakim oluncaya kadar" sözünü gerçekleştirmeye çalıştığını, bunun en önemli metotlarından birisinin eğitim olduğunu belirtti.
Salondakilere seslenen Erbaş, "Sizler, iyiliği emretmek ve yaşamak, bilginizle, kültürünüzle, medeniyet birikiminizle, ahlakınızla insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam'ı iyi temsil etmek suretiyle, inşallah büyük bir görevin temsilcisi olacaksınız. Sizlere birisi sorsa senin için Allah'ın lütfettiği en büyük nimet nedir diye? Cevabınız 'Müslüman olmuş olmaklığımdır' olmalı." diye konuştu.
Hz. Muhammed Mustafa'nın son peygamber olarak insanlığı İslam'a davet ettiğini söyleyen Erbaş, Ahzab Suresi'nin "Ey peygamber, seni tanık, müjdeci, uyarıcı, izniyle Allah’a çağırıcı ve etrafını aydınlatan bir ışık olarak gönderdik" mealindeki 45. ayetini okudu.
Hz. Muhammed'in kendisine verilen görevleri yerine getirdiğini ve Rabb'ine kavuştuğunu belirten Erbaş, "Kime emanet etti? Bu vazifeyi bize emanet etti. İşte sizlere dünyanın dört bucağından gelip Türkiye'de imam hatip okuyan, ilahiyat okuyan, başka fakültelerde okuyan siz gençlerin omuzundadır bu vazife. İnşallah ömrünüz boyunca iyiliğe şahitlik edeceksiniz, kötülüklerin ortadan kaldırılmasına şahitlik edeceksiniz, insanları müjdeleyeceksiniz. İslam'ın büyük bir nimet oluşunu insanlara müjdeleyeceksiniz, İslam'a davet edeceksiniz." ifadelerini kullandı.
– "İslam, dünyanın dengesini muhafaza edecek bir dindir"
"Ey insanlar, hepiniz Adem'densiniz. Adem de topraktandır. Beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur." sözlerini aktaran Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"İşte burada olduğu gibi, türlü renklerden kardeşlerimiz burada. Başımızın üzerinde yeriniz var, hepiniz kalbimizdesiniz, renginiz ne olursa olsun, diliniz ne olursa olsun, mezhebiniz ne olursa olsun. Hepiniz Peygamber Efendimizin ifadesiyle 'Müslüman şudur, elinden ve dilinden Müslümanların, insanların emniyette olduğu kimsedir.' tarifinin içerisinde olan gençlersiniz. Biz inşallah dünyanın her yerine Müslüman'ın bu şekilde tarifini öğreteceğiz. Müslümanı tanımlayan Peygamber Efendimizin tanımına uygun ahlakla onu temsil edeceğiz. İşte o zaman İslamofobi dediğimiz, anti İslam dediğimiz bu kavramların, bu tanımların hükmü ortadan kalkacak çünkü İslam, korkulan bir din değil, Müslüman, korkulacak bir kişi değildir. İslam, kendisine düşman olunacak bir din değil, tam tersi dünyanın dengesini muhafaza edecek bir dindir."
Türkiye Diyanet Vakfının Lütfi Doğan başkanlığında Tayyar Altıkulaç, Yakup Üstün, Ahmet Uzunoğlu ile birlikte 1975 yılında kurulduğunu anlatan Erbaş, "Onların 1975 yılında kurduğu bu iyilik hareketi, kartopu gibi büyüyerek bugüne kadar geldi. Bugün o emanet bizim omuzumuzda. Bizler de bu emaneti bizden sonrakilere en güzel bir şekilde bu emaneti devretmek için, şu an nöbetteyiz." dedi.
Erbaş, yeryüzünde iyiliğin hakim olması için nöbetlerinin sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"112 ülkeden geldiniz sizler ama bizim ulaştığımız ülke sayısı 112 ile sınırlı değil. Örneğin 2019 yılının Kurban Bayramı dolayısıyla 149 ülkeye ulaştık. Oraya iyiliklerimizi ulaştırmaya, milletimizin iyiliklerini ulaştırmaya çalıştık. Sadece hayri hizmetlerle değil, eğitim hizmetlerimizle. Türkiye Diyanet Vakfı, hayri hizmetlerle yeryüzünde nerede bir mazlum var, nerede bir mağdur var, nerede savaş mağduru çocuklar var, kadınlar var, onların rengine, inancına, mezhebine, ülkesine bakmadan her yere ulaşmaya çalışan bir Türkiye Diyanet Vakfı var. İşte bu açıdan vakfa gönül vermiş herkes peygamber varisidir. Çünkü ilk vakıf, medeniyetimizde, ilk vakıf yani vakfeden vakıf anlayışını kuran Peygamber Efendimizdir. Hz. Muhammed Mustafa'nın vakıf medeniyeti, emaneti bugün bizim üzerimizdedir."
– Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı okundu
Erbaş'ın konuşmasının öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajı okundu.
Programa katılanları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında, "Türkiye'de öğrenim gördükleri okullarından bu yıl mezun olacak 112 farklı ülkeden gelen tüm öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Bugün mezuniyet sevinci yaşayan her bir gencimizi milletimizin gönül elçisi kabul ediyoruz. Burada eğitimlerini sürdüren her bir öğrenci kardeşimi de içinden çıktıkları toplumların Türkiye'deki fahri temsilcileri kabul ediyorum. Bugün okullarını başarıyla bitiren her bir evladımızın geleceğin bakanları, başbakanları, siyasetçileri, sanayicileri, bilim, kültür ve sanat insanları olarak ülkelerine en güzel şekilde hizmet edeceklerine inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Mezunlardan ülkelerine döndüklerinde ailelerine, arkadaşlarına ve halklarına selam götürmelerini özellikle rica ettiğini belirten Erdoğan, öğrencileri tebrik etti.
Programa Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yanı sıra eşi Seher Erbaş, Dakar Büyükelçisi Ahmet Kavas, İstanbul Müftüsü Safi Arpaguş ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Etkinlikte İstiklal Marşı'nın seslendirilmesinin ardından Fransa Uluslararası İlahiyat Programı öğrencisi Enes Saatçi tarafından Kur'an-ı Kerim okundu.
Öğrencilerin mehter ve Kafkas dansı gibi gösteriler sunduğu programda konserler de verildi.