İSTANBUL (AA) – Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, "Banka dışı mali kuruluşlarımız, özellikle, ülkemizin ekonomik büyüme, istihdam ve ihracatında kayda değer bir payı bulunan KOBİ'lerimizin finansman kaynaklarına erişiminde kritik bir öneme haizdir." dedi.
Finansal Kurumlar Birliği'nin (FKB) 10'uncu Olağan Genel Kurulu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, FKB Başkanı Aynur Eke ve davetlilerin katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi.
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben genel kurulda yaptığı konuşmada banka dışı mali kuruluşların önemine dikkati çekerek, "Banka dışı mali kuruluşlarımız, özellikle, ülkemizin ekonomik büyüme, istihdam ve ihracatında kayda değer bir payı bulunan KOBİ'lerimizin finansman kaynaklarına erişiminde kritik bir öneme haizdir. Finansmanların rekabet koşulları içerisinde, uygun maliyetli ve selektif koşullarda sağlanması banka dışı mali kuruluşlarımızın önceliği olmalıdır." dedi.
Akben, enflasyondaki sıra dışı gelişmenin yapısal bir sorundan ziyade küresel arz problemlerinden kaynaklanan geçici bir süreç olduğunu ve bir süre sonra piyasa dengesinin tekrar oluşacağını belirterek, "Nitekim tüm yaşanan bu olumsuzluklara rağmen ekonomimizin çarklarının dönmeye devam ettiğini, ihracat tutarlarımızın giderek artmakta olduğunu, herhangi bir ürünün tedarikinde sorun yaşanmadığını gözlemlemekteyiz." dedi.
Küresel makroekonomik koşullara rağmen ekonominin işlemeye devam etmesinde finansal sektörün önemli katkısı bulunduğunu ifade eden Akben, "Güçlü sermaye yapıları, profesyonel yönetim anlayışları ve yeniliklere hızlı uyum kapasiteleri ile finansal kuruluşlarımız ekonomimizin güçlü dayanak noktalarından biri olmaya devam etmektedir. Elbette finansal sektör kuruluşları arasında da banka dışı mali kuruluşlarımızın özel bir yeri bulunmaktadır." yorumunu yaptı.
Akben, banka dışı mali kuruluşların finans sektöründeki tamamlayıcı rolüne dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim otorite olarak temel stratejilerimizden biri, banka dışı mali sektörümüzü hem faaliyet ve ürün çeşitliliği hem de pazar payı bakımından da geliştirmektir. Bu bağlamda finansal inovasyona, özellikle de finansal hizmetlerin dijitalleşmesine özel bir önem verdiğimizi ifade etmek isterim.
Hepimizin takip ettiği üzere, birçok hizmet sektörü gibi finansal hizmetler de dijital platformlar üzerine inşa edilmektedir. Banka dışı mali kuruluşlarımızın da bu sürece dahil olması, gerekli teknolojik altyapılarını oluşturarak makul maliyetli, etkin ve esnek hizmetler sunması elzemdir."
BDDK olarak, finansal hizmetlerin güvenli bir ortamda ve etkin bir şekilde sunulması için gerekli düzenleme ve denetim altyapısını oluşturarak sektörleri desteklediklerini ifade eden Akben, "Önümüzdeki dönemlerde de ihtiyatlı düzenlemelerle finansal sektörlerimizde dijital dönüşümü kolaylaştırmaya ve teşvik etmeye devam edeceğiz. " dedi.
Akben, yakın gelecekte giderek öneminin artması beklenen diğer bir alanın ise yeşil finansman faaliyetleri olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Uluslararası standartlar çerçevesinde, finansal kuruluşların portföylerinin giderek artan oranda yeşil varlıklardan oluşması gerekeceğini öngörüyoruz. Bu durum, hem finansal sektörümüzün mali istikrarı hem de ekonomimizin yeşil dönüşümü için şimdiden önlem almamızı gerektiren bir husustur. Bu noktada, banka dışı mali kuruluşlarımızdan ve Finansal Kurumlar Birliğimizden yeşil finansman konusuna özel bir önem vermesini beklediğimizi ifade etmek istiyorum."
Tüm finansal kiralama, faktoring, finansman, varlık yönetimi ve tasarruf finansman şirketlerinin dikkat etmesi gereken 3 temel ilke bulunduğuna vurgu yapan Akben şöyle devam etti:
"İlk olarak, finansal faaliyetlerin bir tür kamu hizmeti niteliği taşıdığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, söz konusu hizmetleri sunan şirket yöneticilerinin kamusal bir sorumluluk taşıyormuşçasına hareket etmelerinde yarar bulunmaktadır. 2'ncisi, finansal müşteriler gerçekte finansal kuruluşların paydaşlarıdır ve şirketlerin onların durumlarını dikkate almama gibi bir lüksü bulunmamaktadır.
Bu bakımdan, banka dışı mali kuruluşlarımız, müşterileri ile karşılıklı kazanca dayanan, uzun vadeli iş ilişkileri kurmalıdır. 3'üncüsü, her türlü finansal faaliyetin esasında bir 'risk yönetimi' faaliyeti olduğu zihinlerden çıkartılmamalıdır. Eğer risk yönetimi ihmal edilir, faaliyetler yalnızca reklam ve pazarlama anlayışı ile sürdürülmeye kalkılırsa, bir süre sonra istenmeyen sonuçlarla karşılaşılacağı bilinmelidir."
– "2022 yılında eğilimin yeni yatırımlar ile birlikte büyüme yönünde olacağını düşünüyoruz"
FKB Başkanı Aynur Eke, genel kurulda yaptığı konuşmada, 2022 yılında eğilimin yeni yatırımlar ile birlikte büyüme yönünde olacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Kovid-19'un etkisinden kurtulmaya çalıştığımız bu dönemde, ne yazık ki bölgemizdeki savaşın da etkisiyle ekonomimizde birtakım dalgalanmalara şahit olduk. Bununla birlikte; ekonomi yönetimimizin etkin koordinasyonu ve aldığı proaktif önlemlerle, dengelenme süreci kapsamında güvenin hızla tesis edildiğini de gözlemliyoruz. Ekonomimizin gücüne, ülkemizin geçmiş dönemdeki tecrübelerine ve en önemlisi de değişen durumlar karşısında hızlı hareket etme kabiliyetine güveniyor; 2022 yılında eğilimin yeni yatırımlar ile birlikte büyüme yönünde olacağını düşünüyoruz."
Eke, mevcut süreçte, verimliliğin, sıkı çalışmanın, umudun, "birlikten kuvvet doğar" anlayışının eksiksiz bir şekilde benimsenmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu bakış açısıyla; ülke menfaatlerini önceleyerek sektörlerimizin ihtiyaçlarını en etkili şekilde gündeme taşımak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürdük ve sürdürüyoruz. FKB olarak tüm üyelerimizle birlikte misyonumuza sahip çıkıp; reel sektörümüzün, ihracatçılarımızın, KOBİ'lerimizin ve bireysel müşterilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Finansal kurumların finans sektörü içindeki payının potansiyelinin gerisinde olduğunu kaydeden Eke şunlara vurgu yaptı:
"Türkiye ekonomisinin büyümeye devam etmesi için son derece kritik olan yatırımların, üretimin ve ticaretin finansmanını desteklemek adına ve daha güçlü bir Türkiye ideali doğrultusunda, üzerimize düşen görevleri üstlenmeye hazır olduğumuzu bir kez de sizlerin huzurunda vurgulamak isterim. Üzerimize düşen sorumluluğun bilincinde olmakla birlikte; banka dışı finansal kurumların finans sektörü içindeki payına baktığımızda ağırlığımızın maalesef potansiyelin oldukça gerisinde olduğunu görüyoruz.
Banka dışı finans kesiminin sermaye piyasaları, sigortacılık, emeklilik fonları ve leasing, faktoring ve finansman sektörleri gibi toplam finans içindeki payının ülkemizde yüzde 14, gelişmiş ekonomilerde yüzde 40 civarında olduğu düşünüldüğünde; banka dışı finansın büyüklüğüyle ekonomik büyüme ve gelişme arasında doğrudan bir korelasyon olduğunu görüyoruz."
Eke, birliğin temsil ettiği Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Varlık Yönetim sektörlerinin 2021 yılı konsolide verilerine göre; işlem hacminin 288 milyar liraya yükseldiğini belirterek, "Bugün itibarıyla 52 Faktoring, 22 Finansal Kiralama, 18 Finansman, 22 Varlık Yönetim ve aramıza yeni katılıyor olan 6 Tasarruf Finansmanı şirketimizin intibak sürecinin tamamlanmasıyla Birlik çatısı altında üye sayımız 120'ye ulaşmış olacak." dedi.
Sektördeki, stopaj kesintisinin bankalarla eşitlenmesini talep ettiklerini ifade eden Eken şunların altını çizdi:
"Bankalarda halen yüzde 5 olarak uygulanan menkul kıymet stopajı; geçici olduğu ve kaldırılacağı daha önce ifade edilmesine rağmen üyelerimizin ihraçlarında yüzde 15 olarak uygulanmaktadır. Bankalarla eşitlenmesi taleplerimiz arasındadır. Diğer taraftan, yurt dışından kaynak temininin daha da önem arz etmeye başladığı günümüzde hem finansal kiralama hem de faktoring sektörlerinde 3 yıldan kısa vadelerdeki borçlanmalarda banka ve diğer finansal kuruluşlarda olduğu şekliyle Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'nun (KKDF) kaldırılması yatırımcının ve ticaret erbabının kaynak maliyetlerinin düşürülmesi açısından elzem görülmektedir. Üye şirketlerimizin alternatif fon kaynaklarına ulaşabilmelerine imkan sağlamak üzere tüm para ve sermaye piyasalarından etkin olarak yararlandırılmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Merkez Bankamızın 23 Nisan 2022'de açıklamış olduğu zorunlu karşılık uygulaması kapsamına birliğimiz bünyesindeki Finansman Şirketlerinin yurtiçi bankalardan borçlanmasının dahil edilmesinin, sınırlı kaynağa erişimi bulunan sektörün fonlama maliyetini artıracağı değerlendirilmektedir.
Bankaların diğer banka borçlanmalarında yer almayan bu ek maliyet, yalnızca finansman şirketleri için yer alacağından rekabette oldukça geriye düşmesine yol açacağı öngörülmektedir. Finansman Sektöründen kısa sürede ciddi nakit çıkışına yol açan bu düzenleme ile Merkez Bankamız tarafından yapılan 2 haftalık erteleme için teşekkür ederiz. Sektörün mali bünyesini zorlayabilecek karşılık uygulamasının bankaların birbirinden aldığı krediler kapsamında değerlendirilmesini, biraz önce bahsettiğim stopaj ve KKDF uygulamalarının gözden geçirilmesi konusunda ilgili otoritelerin desteklerini arz ediyoruz."