Yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış sporcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 18 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen Şube Müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı davada, Fatih Terim’in Savcılığa verdiği ifade ortaya çıktı.
‘’Paraya ihtiyacım olduğu zaman ise yakınlarımdan, aile dostlarımdan isterim’’
Fatih Terim’in 2 Haziran günü Savcılığa verdiği ifadesinde, “Seçil Erzan isimli, banka şube müdürü olarak tanıdığım şahıs ile yaklaşık 5-6 yıldır tanışmaktayım. Yaklaşık 11 yıldır bu bankanın müşterisiyim. İşlerimin yoğunluğu sebebiyle, finansal işlerime şahsen vakit ayıramamaktayım. Bütün bankacılık işlemlerimi birlikte çalıştığım bankada çalışanlar yönetmekteydi. Hayatımda hiçbir zaman o bankanın hem Florya’daki hem de Levent’teki şubesine gitmedim. Paraya ihtiyacım olduğu zaman ise yakınlarımdan, aile dostlarımdan isterim. Onlar gidip gerektiğinde bankadan parayı çekip bana getirirler. Bazen de yanımdaki çalışanlarım ihtiyacım olan parayı bankadan alıp bana getirip verirler” dediği iddia edildi.
“3 milyon dolar halen gönderilmedi’’
Terim’in ifadesinin devamında, “Bir takım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya’daki tesislerde imzamı alırdı. Bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgim yoktur. Şöyle ki bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan’a hiç para vermedim. Fakat ben zaman zaman çalıştığım bankacılara durumumun ne olduğunu sorarım. Onlar da bana parasal durumuma ilişkin Excel tablosu olacak şekilde bir görsel fotoğraf çekip bana yollarlar. 6 Nisan’da hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için bankada çalışan Rüya Hanım’la mesajlaştım. Gönderdiği Excel tablosunda 3 kalem gözükmekteydi. Birincisinde 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira ve 3 milyon dolar şeklinde bilgiler yer alıyordu. Sonrasında Seçil Erzan olayını duyunca ben bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın, eşim Fulya Terim’in farklı bir bankadaki hesabına aktarılmasını istedim. 219 bin 300 dolar ve 47 bin 400 liranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim. Fakat 3 milyon dolar halen gönderilmedi” dediği öne sürüldü.
“İyi niyetimin suiistimal edildiğini düşünüyorum’’
Bu durumdan rahatsız olup şüphelendiğini ve bankadaki son 11 yıla ilişkin tüm parasal işlerini içerir belge istediğini söylediği iddia edilen Terim’in ifadesinin devamında, ‘’Fakat bu zamana kadar banka sadece bana vadesiz hesaplar ile ilgili birkaç doküman verdi. Bunun dışında talep ettiğim hesap dökümleri ve ayrıntılar verilmedi. Öncelikle 3 milyon dolar paramı halen bana vermedikleri için bankada çalışan Rüya Hanım’dan şikâyetçiyim. Ne kadar zarara uğratıldığımdan dahi haberdar değilim. Bu zamana kadar özellikle bankacılık işlemlerimi yürüten Seçil Erzan, Rüya Hanım ve bankaca tespit edilecek işlemlerimde usulsüzlük yapanlardan şikâyetçiyim. Ben bunun gibi çok fazla aleyhime bankacılık işlemi yapıldığını fakat iyi niyetimin suiistimal edildiğini düşünüyorum’’ dediği öne sürüldü.
21 Kasım’da görülen davanın ilk duruşmasında ise mahkeme, 2 sanığın tahliyesine hükmederken, sanık Erzan’ın tutukluluk halinin devamına karar vermişti.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, aralarında Buse Terim Bahçekapılı, Emre Belözoğlu, Emre Çolak, Fernando Muslera, Arda Turan, Selçuk İnan, Volkan Bahçekapılı’nın da bulunduğu 18 kişi ’müşteki’ sıfatıyla yer alırken; Seçil Erzan, Ali Yörük, Asiye Öztürk, Atilla Yörük, Hüseyin Eligül, Kerem Can ve Nazlı Can’ın bulunduğu 7 kişi ise ’şüpheli’ sıfatıyla her aldı.
Güven ilişkisine dayanarak parayı teslim etti, daha sonra Erzan’a ulaşamadı
Hazırlanan iddianamede, Denizbank’ın Levent Büyükdere Caddesi Şubesi müdürü olarak çalışan şüpheli Seçil Erzan’ın, müştekilerden Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayanarak 2 milyon dolar parayı değerlendirmesi amacıyla elden aldığı, 3 Nisan’da 3 milyon olarak iade edeceğini bildirdiği, bunun karşılığında da müşteriye yazılı bir evrak verildiği ancak şube müdürüne ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı anlatıldı. Şüpheli Erzan’a ulaşamayınca durumun bankaya bildirildiğinin aktarıldığı iddianamede, banka tarafından araştırma yapılmaya ve Seçil Erzan’a ulaşılmaya çalışıldığı ancak ulaşılamadığı, bu nedenlerden dolayı Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ve soruşturmaya başlandığı kaydedildi.
Fatih Terim’in ismini vererek fona dahil olduğunu söylediği belirtildi
Mağdurların kamuoyunda tanınmış sporcular, iş adamları, hekim gibi çeşitli meslek gruplarına sahip kişiler olduğunun belirtildiği iddianamede, mağdurların hepsinin alınan beyanlarında şüpheli Seçil Erzan’ın kendilerine yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu söylediği, ayrıca kamuoyunda tanınmış Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek bu fona para yatırmaya ikna ettiği şeklinde benzer ifadelerin bulunduğu aktarıldı. Gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığı, müştekilerin Şube Müdürü olan şüpheli Erzan’a teslim ettikleri paraları başından itibaren yatırım amacıyla ve banka müdürü sıfatıyla sağladığı güven sebebiyle verdikleri kaydedildi.
Kim ne kadar para yatırdı
İddianamede, müştekilerden Buse Terim Bahçekapılı’nın 190 bin Amerikan Doları verdiği, Emre Belözoğlu’nun bu fona para yatırması için bir kısmını Volkan Bahçekapılı ile göndermek suretiyle toplamda 4 milyon 292 bin doları şüpheli Erzan’a teslim ettiği, Fernando Muslera’nın 1 milyon 200 bin dolar teslim ettiği ancak şüpheli Erzan’ın bu paranın 700 binlik kısmını geri vererek 500 bin dolar dolandırdığı kaydedildi. Öte yandan şüpheli Erzan’ın Arda Turan’dan 13 milyon 900 bin dolar nakit elden para alıp sadece 6 milyon 400 bin doları fon getirisi olarak geri vermek suretiyle 7 milyon 500 bin dolandırdığı belirtildi. Şüphelinin Selçuk İnan’dan ise 3 milyon 685 bin dolar alıp bunun 2 milyon 150 binini fon getirisi olarak geri iade ederek toplamda 1 milyon 535 bin dolandırdığı kaydedildi.
216 yıla kadar hapis talebi
Hazırlanan iddianamede şüpheli Seçil Erzan’ın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 66 yıldan 216 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Diğer 6 şüphelinin ise 3 yıl ile 65 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.