İSTANBUL (AA) – YAKUT EL-AHMED – Arap dünyası, 2011'de demokrasi ve özgürlük talepleriyle başlayan ve birçok ülkede rejim değişimlerine neden olan Arap Baharı'nın sarsıcı etkilerini yaşamaya devam ediyor.
Ekonomik ve siyasi krizlerden çıkamayan pek çok ülkede, 11 yıl önce dile getirilen talepler karşılanmadı ve istikrar sağlanamadı.
Bu durum, bu ülkelerdeki otoriteleri, siyasi hayatı yeniden dizayn etmek için harekete geçmeye itti.
Bu kapsamda bazı Arap ülkelerinde siyasi güçlerle diyalog süreçleri başlatıldı. Bazılarında ise sancılı hükümet kurma süreci halen devam ediyor.
– Tunus
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de açıkladığı olağanüstü kararlarla yargı, yasama ve yürütmeyi tek elde topladı.
Said, 13 Aralık 2021'de "siyasi krizden çıkışın yol haritası"nı açıkladı. Buna göre ülkede 25 Temmuz 2022'de Anayasa değişikliği referandumu, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçim yapılacağı duyuruldu.
Anayasa referandumuna hazırlık amacıyla 20 Mayıs'ta ulusal diyalog sürecini başlatan Said, bunun öncesinde de halkı demokratik dönüşüm sürecine dahil etmek için "e-Ulusal İstişare Kapısı"nı hayata geçirdi. E-İstişare 15 Ocak'ta resmi olarak hizmete açıldı.
Tunus'ta 20 Mayıs'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameyle, Anayasa Hukuku Profesörü Sadık Beliyd'in koordinatörlüğünü yürüteceği Yeni Cumhuriyet İçin Ulusal İstişare Komitesi ile biri anayasal ve siyasi reformlar diğeri ekonomik ve sosyal reformlar alanında çalışacak iki alt komisyondan kurulması kararlaştırıldı.
Kararnameye göre siyasi partiler ulusal diyalog dışında bırakıldı. Siyasi partilerin ulusal diyalog dışında bırakılmasına ülkedeki siyasi ve sivil kuruluşlar tepki gösterdi.
– Moritanya
Moritanya Meclisindeki partiler, Şubat 2021'de hükümetle siyasi diyaloğun yol haritasını içeren bir belge sundu.
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Şeyh el-Gazvani, Eylül 2021'de hiçbir konunun ve kişinin dışarda bırakılmayacağı kapsayıcı bir siyasi diyalog sözü verdi.
Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Yahya Vild Ahmed el-Vakf, 2 Haziran'da, mevcut durumun diyaloğun hedeflerini gerçekleştirmeye uygun olmadığını söyleyerek sürecin askıya alındığını açıkladı.
Vakf, diyalog sürecinin durdurulmasının iptali anlamına gelmediğini, bilakis, hiçbir tarafın dışlanmayacağı kapsamlı bir yol üzerinde anlaşmaya varmak için topun siyasi yelpazenin bileşenlerine atıldığını söyledi.
Bunun üzerine 3 Haziran'da 6 parti, siyasi diyaloğun askıya alınması kararıyla ilgili "sırtımızdan vurulduk" değerlendirmesi yaptı ve açıklanan gerekçeleri temelsiz buldu.
– Cezayir
Cezayir haber ajansı APS'de, 3 Mayıs'ta "Abdulmecid Tebbun: Birleştirici Cumhurbaşkanı" başlığıyla kısa bir yazı yayımlandı.
Yazıda, "Kırmızı çizgiyi aşanlar ve vatanlarına sırtlarını dönenler hariç toplumdaki mevcut tartışmalarla her zaman ilgilenen Cumhurbaşkanı Tebbun'un eli herkese ve her zaman açıktır. Cumhurbaşkanı bölünme savunucusu değildir aksine buna karşıdır." ifadeleri kullanıldı.
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun daha önce de defalarca, seçim öncesi verdiği vaatleri yerine getirdiğini ve kapısının herkese açık olduğunu tekrarlamıştı.
– Mısır
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ordunun yönetime el koyduğu 2014'ten bu yana ilk kez 21 Nisan'da ülkede siyasi diyalog başlatma niyetinde olduğunu ifade etti.
Bu açıklamadan 72 saat sonra, aralarında aktivist ve siyasi tutukluların da bulunduğu 41 kişi serbest bırakıldı.
Daha sonra Sisi, 26 Nisan'da kendisine rakip ve muhaliflerin de katıldığı her yıl düzenlenen "Mısır ailesi iftarı" programında diyalog girişimini yeniden dillendirdi.
Sisi, iftarda herhangi bir istisna olmaksızın ülkedeki tüm siyasi partilerle "ulusal diyalog" süreci başlatılmasını istedi.
Uluslararası Af Örgütü yaptığı açıklamada, Mısırlı muhaliflerin serbest bırakılmasını memnuniyetle karşıladı ve daha fazla kişinin özgürlüğüne kavuşması için çağrı yaptı.
– Lübnan
Lübnan'da 15 Mayıs'ta yapılan genel seçimlerde, İran destekli Hizbullah ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın partisi Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi'nin başını çektiği ittifak, 128 sandalyeli Mecliste çoğunluğu yitirdi.
İran ve Suriye'deki Beşşar Esed rejimine yakın bloku oluşturan Hizbullah, Şii Emel Hareketi ve Özgür Yurtsever Hareketi'nin diğer müttefikleriyle sahip olduğu milletvekili sayısı ise 71'den 60'a düştü.
Mecliste hiçbir siyasi bloğun çoğunluğu elde edememesi, yeni hükümetin kurulması ve başbakanlık koltuğu için bir isim üzerinde uzlaşmanın kolay olmayacağını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın görev süresinin de 31 Ekim 2022'de dolacak olması göz önüne alındığında Lübnan'da bir yönetim boşluğu kendini hissettiriyor.
– Irak
Irak'ta 10 Ekim 2021'de yapılan genel seçimlerin üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen seçimin galibi Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ile eski başbakanlardan Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki arasındaki hesaplaşma nedeniyle uzlaşı sağlanamıyor ve hükümet kurulamıyor.
Sadr, Kanun Devleti Koalisyonu başta olmak üzere bazı güçleri saf dışı bırakarak "çoğunluk hükümeti" kurmaya çalışıyor.
Kanun Devleti Koalisyonu ile Haşdi Şabi komutanı Hadi Amiri başkanlığında 17 sandalyesi bulunan Fetih Koalisyonu ve diğer Haşdi Şabi gruplarının katılımıyla kurulan "Koordinasyon Çerçevesi" ise Sadr'ın bu yönlendirmelerine karşı çıkıyor ve Meclisteki tüm partilerin ortak olacağı "uzlaşı hükümeti" kurulmasını istiyor.
Irak'ta Saddam Hüseyin'in devrildiği 2003'ten bu yana süren teamüle göre, meclis başkanlığına Sünniler, cumhurbaşkanlığına Kürtler, başbakanlığa ise Şiiler getiriliyor.
– Yemen
Yemen, İran destekli Husilerin, Eylül 2014'te meşru hükümete karşı gerçekleştirdiği darbeyle şiddet sarmalının içine sürüklendi. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri de Mart 2015'te meşru hükümetin yanında bu sarmala dahil oldu.
Savaş nedeniyle ülkede yaşanan ekonomik ve insani krize çözüm bulunması ve ateşkes sağlanması amacıyla gerek bölgesel gerekse uluslararası düzeyde çalışmalar devam etti.
Son olarak Körfez İşbirliği Konseyinin (KİK) diyalog girişimleri kapsamında Yemenli taraflar 29 Mart'ta Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bir araya geldi.
Husiler, diyaloğu memnuniyetle karşıladıklarını ancak görüşmelerin "Yemen'deki saldırılara katılmamış tarafsız bir ülkede yapılması" şartını ileri sürdü.
BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg ise "Yemen hükümeti ve Husilerin 2 Nisan'dan itibaren hava, kara ve deniz operasyonlarını 2 ay boyunca durdurmayı kabul ettiğini" duyurdu.
İki ay boyunca ihlallere rağmen devam eden ateşkes, sürenin dolmasına saatler kala 2 Haziran'da 2 ay daha uzatıldı.
Öte yandan Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi, 7 Nisan'da, Reşad el-Alimi başkanlığında 8 üyeden oluşan güney ve kuzeyden önemli siyasi aktörlerin olduğu Başkanlık Konseyini kurduğunu ve tüm yetkilerini bu konseye devrettiğini duyurdu.
– Libya
Libya'da 42 yıl boyunca iktidarı elinde tutan Muammer Kaddafi'nin 20 Ekim 2011'de öldürülmesinin ardından ülke siyasi krize girdi ve istikrasızlık ortamı yakın zamana kadar sürdü. Geçiş dönemini yönetmek üzere 10 Mart 2021'de Ulusal Birlik hükümetinin kurulmasıyla ülkede siyaseten bir ferahlama yaşandı.
Ülkedeki krize siyasi çözüm için BM öncülüğünde 5 Şubat 2021'de Cenevre'de toplanan Libya Siyasi Diyalog Forumu üyelerinin oylaması sonucunda, 24 Aralık 2021'de yapılmasına karar verilen seçimlere kadar ülkeyi yönetecek geçici yönetimin Başkanlık Konseyi Başkanlığına Muhammed Menfi, Başbakanlığa da Abdulhamid Dibeybe seçildi. Ancak seçimler kararlaştırıldığı gibi 24 Aralık 2021'de yapılamadı.
Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, mevcut Ulusal Birlik Hükümeti'nin görev süresinin 24 Aralık 2021'de dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat 2022'de ülkenin batısındaki milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa'yı başbakan seçti. Tobruk'taki Meclis 1 Mart'ta da Başağa hükümetine güvenoyu verdi.
Dibeybe ise Temsilciler Meclisini Cenevre Anlaşması'nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak, görevinin başında olduğunu, görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini açıkladı.
Ülkede yaklaşık 3 aydır Dibeybe ve Başağa'nın liderlik ettiği iki ayrı hükümet bulunuyor. Bu durum Libya'nın yeniden şiddet sarmalına sürüklenmesi endişelerini artırıyor.
– Sudan
Sudan'da 2018'deki geniş katılımlı gösterilerin ardından 30 yıllık Ömer el-Beşir yönetiminin sona ermesiyle başlayan geçiş döneminde Abdullah Hamduk liderliğinde 5 Eylül 2019'da geçiş döneminin ilk hükümeti kuruldu.
Hamduk, 3 Ekim 2020'de ülkedeki silahlı gruplarla Güney Sudan'ın başkenti Cuba'da barış anlaşmasının imzalanmasının ardından eski hükümeti feshedip 9 Şubat 2021'de yeni kabinesini kurdu.
Ordu ile sivil yönetim arasında iktidar mücadelesi ve ciddi fikir ayrılıkları yaşanması sonucu Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, 25 Ekim 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Bu süre zarfında Sudan'da Burhan'ın kararlarına karşı gösteriler düzenlendi.
Ordu komutanı Burhan, askeri darbe yaptığını reddederken aldığı tedbirlerin "geçiş döneminin gidişatını düzeltmeyi" amaçladığını vurgulayarak, iktidarı seçimler veya ulusal bir uzlaşı yoluyla sivillere devretmeyi taahhüt etti.
Sudan'daki BM Geçiş Entegre Misyonu (UNITAMS), Afrika Birliği (AfB) ve Doğu Afrika'da Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesinden (IGAD) oluşan üçlü mekanizma, 12 Nisan'da Sudan'daki siyasi krizin çözümü için anayasal düzenlemeler, başbakan ve bakanların seçilmesine ilişkin kriterlerin tanımlanması, vatandaşların acil ihtiyaçlarına yönelik bir çalışma programı oluşturulması ve adil seçimler düzenlemek için kesin ve zamanında bir plan oluşturulmasını içeren 4 eksenli girişim sundu.
Üçlü mekanizma, 27 Nisan'da, Sudan‘da taraflar arasındaki ulusal diyaloğun mayısın ikinci haftasında başlatılacağını duyurdu, 13 Mayıs'ta da dolaylı görüşmelere başlandı.
Muhalif koalisyon Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) başta olmak üzere bazı güçlerin, herhangi bir diyaloğa girmeden önce ortamın yatıştırılması yönündeki talebi ordu komutanı Burhan tarafından karşılık buldu ve 7 ay süren OHAL 29 Mayıs 2022'de kaldırıldı.
OHAL'in kaldırılmasının ardından 30 Mayıs'ta da 63 siyasi tutuklu serbest bırakıldı.