Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT World’e verdiği röportajda Orta Doğu’daki gelişmeler, Gazze savaşı, Suriye süreci ve küresel güvenlik başlıklarına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Fidan, İsrail’in uzun yıllar boyunca uluslararası sistem içinde fiilen dokunulmaz bir konumda hareket ettiğini belirterek, bu dönemin artık sona erdiğini söyledi.
Türkiye’nin Filistin meselesinde ilk günden itibaren açık ve net bir diplomatik duruş sergilediğini vurgulayan Fidan, “İsrail on yıllar boyunca uluslararası sistemden muaf tutuldu. Ancak bu anlayış artık değişiyor. Türkiye, ortaklarıyla birlikte bu farkındalığın oluşmasında önemli rol oynadı” dedi. İsrail’in, Türkiye’nin olası uluslararası güvenlik mekanizmalarına dahil olmasına karşı çıktığını da belirten Fidan, Ankara’nın ilgili tüm aktörlerle temaslarını sürdürdüğünü ifade etti.
“Suriye’de Diyalog ve Müzakere Yolunun Açık Kalmasını İstiyoruz”
Suriye Hükümeti ile SDG arasında 10 Mart’ta varılan mutabakata değinen Fidan, sürecin barışçıl yöntemlerle ilerlemesini temenni ettiklerini söyledi. Yeniden askeri yöntemlere dönülmesini istemediklerini vurgulayan Fidan, “Ancak SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır. Anlaşmaya bağlılığın gecikmeden ve çarpıtılmadan yerine getirilmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı.
Bir devlette birden fazla silahlı yapının kabul edilemeyeceğini dile getiren Fidan, ulusal birlik açısından tüm silahlı unsurların merkezi otorite altında toplanmasının hayati önemde olduğunu vurguladı.
“En Büyük Tehdit Terörizmdi, Bu Yüzden Devreye Girdik”
Türkiye’nin terörle mücadelede bölgenin en tecrübeli ülkelerinden biri olduğunu belirten Fidan, DEAŞ ve benzeri örgütlerin Suriye’deki boşluklardan faydalanmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. İç savaşın sona ermesiyle birlikte Şam yönetimiyle sağlıklı bir iş birliği zemini oluştuğunu kaydeden Fidan, bölgesel ve uluslararası ortaklarla DEAŞ’la mücadelede aktif bir mekanizma kurulduğunu ifade etti.
Suriye’nin uluslararası DEAŞ karşıtı koalisyona katılmasının önemli bir adım olduğunu belirten Fidan, bu sürecin Washington’da imzalanan belgelerle resmiyet kazandığını hatırlattı.
“Ateşkes, Sorunların En Kısa Çözüm Yoludur”
Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Fidan, Türkiye’nin her iki tarafla da konuşabilen nadir ülkelerden biri olduğunu söyledi. Karadeniz’de artan güvenlik risklerine dikkat çeken Fidan, ticari gemilerin hedef alınmasının ve insansız hava araçlarının oluşturduğu tehdidin bölgesel istikrarı zedelediğini belirtti.
Tahıl Anlaşması sayesinde milyonlarca ton tahılın dünya pazarlarına ulaştırıldığını hatırlatan Fidan, “Tüm bu sorunların en kısa çözümü ateşkestir. Aksi halde bölgesel tırmanma riski artar” dedi.
“Kıbrıslı Türklerin İzolasyonu Sona Ermeli”
Kıbrıs meselesine de değinen Fidan, mevcut gerçeklerin artık görmezden gelinemeyeceğini söyledi. Rum tarafının eşitlik temelinde bir çözümü kabul etmediğini ifade eden Fidan, iki devletli çözümün masada olduğunu vurguladı. Kıbrıslı Türklerin siyasi, ekonomik ve sosyal izolasyonunun sona ermesi gerektiğini belirten Fidan, “Gerçekleri söylemek cesaret ister. Bu cesareti göstermeliyiz” dedi.