ANKARA (AA) – ROKETSAN İleri Teknolojiler ve Sistemler Genel Müdür Yardımcısı Sartuk Karasoy, Türkiye'nin uzay yolculuğuna ilişkin, "Türkiye kendi imkanlarıyla uzaya çıktı. Uzayda motor ateşleme teknolojisine sahip oldu. İstediği noktaya da kontrollü şekilde gidebilecek teknolojiyi geliştirdi." dedi.
Mekatronik Mühendisleri Derneği tarafından organize edilen Havacılık ve Uzay Teknolojileri Konferansı'nda, ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serkan Özgen'in moderatörlüğünde "Türkiye'nin Uzay Yolculuğu" paneli gerçekleştirildi.
Karasoy, burada yaptığı konuşmada, roket fırlatma teknolojilerinde belirli kırılma noktaları bulunduğunu belirterek, Türkiye'de TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN'ın roket teknolojileri alanında önde gelen iki kurum olduğunu söyledi.
Buralarda yetişen insan gücünün ve kurulan altyapıların, projelerin gerçekleştirilmesinde ilk kırılma noktasını aşmalarını sağladığını vurgulayan Karasoy, "Uzay alanında ticari iş birliği olabilir. Teknolojik iş birliği yapılması pek mümkün değil. Uzay alanında yepyeni bir pazar oluşturuldu. Burada yeteneğe sahip taraflar, yeni kimseyi istemiyor. Bu da teknolojik iş birliği açısından demotive edici bir durum." diye konuştu.
Türkiye’nin uzay yolculuğuna ilişkin merak edilen sorulara da değinen Karasoy, şunları kaydetti:
"Tamamen kendi imkanlarımızla uzaya çıktık. 100 kilometre uzay sınır çizgisini 8 kere geçtik. Her seferinde farklı teknolojileri deneyerek bunu başardık. Bir uzay aracının kontrollü şekilde uçurulmasına ilişkin testler de yaptık. Şunları söyleyebilirim; Türkiye kendi imkanlarıyla uzaya çıktı. Uzayda motor ateşleme teknolojisine sahip oldu. İstediği noktaya da kontrollü şekilde gidebilecek teknolojiyi geliştirdi."
TÜBİTAK SAGE Enerjik Sistemler Grup Koordinatörü Bülent Sümer de çalışma alanlarına ve geliştirdikleri projelere ilişkin bilgi verdi.
Havacılık ve uzay alanında gençlerin kendilerini göstermelerine imkan tanıyan TEKNOFEST'ler sayesinde değişik bir ortam oluştuğunu anlatan Sümer, bu organizasyonları çok beğendiğini dile getirdi.