İSTANBUL (AA) – Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, "Anadolu kültürünün sevgi dışında bir de sert tarafı vardır. O da mazlumun yanında, zalimin karşısında olmasıdır. Anadolu kültürü budur. Bu, Sultan Alparslan'dan bu yana böyledir." dedi.
Demircan, İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF), Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi ile Beyoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen 3. Uluslararası Model OIC Liseler Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, dünyada "bencil" ve "paylaşma" olarak iki kültürden bahsedilebileceğini söyledi.
Anadolu kültürünün "aşk" ve "sevgi" üzerine kurulduğunu vurgulayan Demircan, "İnsan sevgisini büyütüyorsanız bu, İslam kültürüdür zaten. Anadolu kültürünün sevgi dışında bir de sert tarafı vardır. O da mazlumun yanında, zalimin karşısında olmasıdır. Anadolu kültürü budur. Bu, Sultan Alparslan'dan bu yana böyledir. Kaşgarlı Mahmut da böyle anlatmıştır. Bütün önemli şahsiyetler kültürümüzü anlatırken bu yönüne vurgu yapmıştır. İşin sevgi tarafı Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli'dir, Cumhurbaşkanı'mız 'Dünya beşten büyüktür.' derken zalimin karşısında, mazlumun yanında durma politikasının aslında bu gelenekten geldiğini bilmemiz lazım." diye konuştu.
– "Savaş bitsin diye çaba gösteren kültür, İslam kültürüdür"
Demircan, Ukrayna örneğine dikkati çekerek, "Savaş bitmesin diye uğraşanlar var ama bir de savaş bitsin diye çaba gösterenler var. Savaş bitsin diye çaba gösteren kültür, İslam kültürüdür. Bu, Anadolu medeniyetinin bize öğrettiği bir haslettir. Bunun lideri Recep Tayyip Erdoğan da bu binlerce yıllık Türk-İslam geleneğinden gelen haliyle bir politika ortaya koymaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Zirveyi "kültürel bir aksiyon" olarak tanımlayan Demircan, bu faaliyetlerde önemli konuların konuşulduğunu söyledi.
Demircan, kültürün çok geniş bir kavram olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Her şehrin bir kültürü vardır. Maddi kültür. İbn Haldun coğrafyanın kader olduğunu söylüyor. Her şehrin mimarisi, yemesi, içmesi, taşı toprağı farklıdır. Burada kimse bir üstünlük kuramaz. Her şehir aynı zamanda kendi kültürüyle vardır. Şehirler iki şeye dikkat ederler. Somut mirası restore eder, korurlar ve oradan ilham alarak gelecekte binalar yaparlar. Bu, aynı zamanda onları korumak anlamına gelmiyor, oranın ruhunu geleceğe taşımak anlamına geliyor. Bir de somut olmayan miras var. Yaşam tarzımız, yememiz içmemiz, iş tutuşumuz. Daha önce söylediğim gibi zalimin karşısında, mazlumun yanında. Aynı zamanda sevgi. Mevlana aşktan, Yunus Emre sevgiden bahseder. Bu, insan sevgisidir. Allah sevgisidir elbette. Dolayısıyla somut mirası koruruz, somut olmayan mirası da önemli şahsiyetler üzerinden anlarız ve anlatırız."