İSTANBUL (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, teknoloji geliştirmenin bugünün dünyasında okuma yazma gibi temel bir yetkinlik olduğunu belirterek, "Dolayısıyla herkesin bu yetkinliklere erişme imkanını sağlamak bizim en temel, en öncelikli vazifemiz. Sadece Türkiye'de de değil, bütün dünyada bu rüzgarı başlatmak ve teknolojiyi bazı tekellerin elinden almak zorundayız." dedi.
Boğaziçi Yöneticiler Vakfı'nın (BYV) vizyon etkinliği olan Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu'nun (IBPF 2022) 10'uncusu, "Dijital Çağda Yetenek Savaşları” teması altında insan kaynakları ve teknoloji alanında öncü liderlerin katılımıyla Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Salonu'nda başladı.
Etkinliğin açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kacır, Kovid-19 salgınının "dijital dönüşüm" ve "öz yeterlilik" meselelerini öne çıkardığını belirterek, belki 10-15 yılda gerçekleşeceği öngörülen değişimlerin 1-2 yıla sığdığını söyledi.
Kacır, Türkiye'nin, özellikle son 20 yıllık dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde başlatılan ve sürdürülen "Milli Teknoloji Hamlesi" yolculuğuyla hem dijital dönüşüm süreçlerine hem de ülkenin öz yeterliliğine katkı sunacak çok önemli adımlar atıldığını, bütün bu adımların temelinde aslında Türkiye'nin insan kıymeti kapasitesini artırmak olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin, son 20 yıllık dönemde sıfırdan bir AR-GE ordusu inşa ettiğini bildiren Kacır, "AR-GE insan kaynağımızı 30 binlerden 200-250 binlere çıkardık. Şimdi önümüzdeki dönemde bu altyapıdan daha büyük neticeler ortaya çıkarabilmenin gayreti içindeyiz. Biz Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda bazı temel yaklaşımları, stratejimizin ana unsurları olarak görüyoruz. Bunların başında, özellikle teknolojide paradigma değişimlerini yakalamak geliyor." ifadelerini kullandı.
Milli Teknoloji Hamlesi'yle çalışmalarının merkezine beşeri sermaye yatırımlar ile insan kıymetini geliştirmeye dönük adımlar koyduklarını aktaran Kacır, Bakanlığın bu alanda yaptığı çalışmaları ve destekleri anlattı.
– "TEKNOFEST'e başvuran takım sayısı bu yıl 149 bin"
Mehmet Fatih Kacır, dünyanın en büyük teknoloji festivalinin Türkiye'de düzenlendiğini belirterek, "Bu yıl 5'incisi düzenliyor olacağız. TEKNOFEST'lere 2018'de başladık. Yaklaşık 4 bin 500 yarışmacı takımımız vardı 15 yarışmada. Şimdi yarışmalarımızın sayısı 50'e yaklaştı. Başvuran takım sayısı bu yıl 149 bin. Yani 750 bin genç Türkiye'de teknoloji festivali TEKNOFEST'te, tümüyle geleceğin teknolojileri olarak yarışmalarda aktif olarak sorumluluk üstleniyor, somut projeler geliştiriyor. Ben bu dip dalganın Türkiye'nin geleceğine 5, 10, 50, 100 yılına damga vuracağına yürekten inanıyorum." şeklinde konuştu.
Türkiye'de girişimciliği öncelikli konulardan biri haline getirmek için çabaladıklarını aktaran Kacır, şunları kaydetti:
"Tümüyle hayatımızın yapay zeka teknolojilerini de geliştiği bir dönem içindeyiz. Yaklaşık 8 milyonluk istihdamın 8-10 yıl içerisinde artık robotlar tarafından, yazılımlar tarafından ikame edileceği öngörülüyor. Bu noktada yeni teknoloji alanlarında 9 milyondan istihdam olanağı ortaya çıkabileceği söyleniyor. Bu 9 milyondan fazla yeni nesil alanlardaki istihdamı sağlamak bizim çabamıza bağlı. Bugün tır şoförlüğü yapan Ahmet abiye belki yeni nesil teknoloji alanlarında etkinlik kazandıramayabiliriz. Ama Ahmet abinin oğluna biz otonom sürüş teknolojilerinde konusunda yetkinlik kazandırmak zorundayız. Evleri temizliğe gelen Ayşe ablaya belki yeni nesil etkinlikler kazandırmakta güçlük çekebiliriz. Ama Ayşe ablanın kızına, evlerde temizlik yapan robotların sensörlerini geliştirmeyi kazandırmak zorundayız.
Teknoloji geliştirme, bugünün dünyasında okuma yazma gibi temel bir yetkinlik. Dolayısıyla herkesin bu yetkinliklere erişme imkanını sağlamak bizim en temel, en öncelikli vazifemiz. Sadece Türkiye'de de değil, bütün dünyada bu rüzgarı başlatmak, teknolojiyi bazı tekellerin elinden almak zorundayız. İşte bu anlayışla TEKNOFEST'i bu yıl Azerbaycan'a taşıyoruz. 2 hafta sonra inşallah Bakü'de düzenliyor olacağız. Önümüzdeki yıllarda hep birlikte dünyanın dört bir tarafında bu çalışmaları yaygınlaştırıyor olacağız."
– "Çağın gereklerine uygun yeni araştırma birimleri oluşturuyoruz
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci de üniversite olarak mevcut akademik programların güçlenmesi ve yenilenmesi için gereken altyapı ve insan kaynağı oluşturmak amacıyla önemli adımlar attıklarını, çağın gereklerine uygun yeni araştırma birimleriyle akademik birimlerin oluşturulması çalışmalarını yürüttüklerini söyledi.
İnci, küçük, kendine dönük, toplumdan kopuk bir yapının yerini; dışa dönük, toplumla bağları artan bir üniversite kimliği oluşturmak olduğunu vurgulayarak, "Değişime herkesin aynı anda kavraması ve buna uyum sağlaması kolay değildir. Bizler Boğaziçi Üniversitesi olarak geçmişte olduğu gibi bugün de değişimin öncüsü olarak, Türkiye'de bu anlayışı farklılaştırmak üzere bir temel atma çabası içindeyiz." dedi.
BYV Mütevelli Heyet Başkanı Halim Sırçancı ise Boğaziçi Yöneticiler Vakfı'nın, dünya yolculuğunda sahip oldukları zenginlikleri en yakın çevresinden başlayarak tüm insanlıkla paylaşmaya gönüllü bir grup Boğaziçi Üniversitesi mezunu tarafından 1996 yılında kurulduğunu belirtti.
Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve mezunlarının öncülüğünde, mensuplarını gönüllülük ve medeniyet bilinci temelinde buluşturarak onların önderlik ve yöneticilik yeteneklerinin gelişmesine katkıda bulunmayı amaçladıklarını aktaran Sırçancı, bu amaçla uzun soluklu programlar düzenlediklerini kaydetti.