ANKARA (AA) – RİYAZ UL KALIQ/AYSU BİÇER – Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Pakistan-Türkiye ilişkilerinin örnek teşkil ettiğini belirterek, "Bu tarihi ilişkiler, ortak dini, kültürel ve dilbilimsel bağlara sıkı sıkıya dayanıyor ve bunlar her iki taraftaki siyasi değişimlerin sınırlarını aşar." dedi.
Şerif, Başbakanlık görevine gelişinin ardından ilk Türkiye ziyareti öncesinde ikili ilişkiler, ülkesinin ABD ile ilişkileri, Afganistan'daki geçiş süreci ve hükümetinin hedeflerine dair pek çok konuda AA muhabirinin sorularını yazılı yanıtladı.
Soru: Pakistan, IMF programını uyguluyor ve hükümetiniz daha önce üzerinde uzlaşılan 36 milyar dolarlık kredinin 8 milyar dolarlık dilimini aldı. Ekonomi ekibiniz, dünya tedarik zincirlerine ağır darbe vuran salgından çıkmaya çalışırken küresel bir fenomene dönüştüğü gözlenen enflasyonla mücadele için neler yapıyor?
Şerif: Tüketici fiyatları, Temmuz 2021-Haziran 2022'yi kapsayan 2022 Mali Yılı'nın nisana kadar geçen döneminde yüzde 11,04 oldu. Bu oran geçen mali yılda yüzde 8,62'ydi. Enflasyon göstergelerindeki artış doğal gaz ve elektrik fiyatlarındaki artışla, kur değerinin düşmesiyle uluslararası ham madde ve akaryakıt fiyatlarının yükselmesiyle bağlantılı. Görevdeki hükümet mal tedarikinin sorunsuz sürmesini sağlayarak, karaborsa ve stokçuluğu engelleyerek, federal ve eyalet düzeyinde fiyatların takibini titizlikle yürüterek enflasyonu düşürmeye kararlı.
Enflasyonu kontrol altına almak için şu tedbirlere başvuruyoruz; sıkı para politikası, mali açığın azaltılması, Tanzim Satış Şirketi aracılığıyla 19 temel ihtiyaç ürününe 8,2 milyar Pakistan rupisi (yaklaşık 110 milyar dolar) teşvik içeren ramazan yardım paketi, arpa, şeker ve baklagiller için stratejik rezervler oluşturarak tedarik güvenliğinin sağlanması.
Hükümet günlük ihtiyaç maddelerinin temini için Halk Pazarları ile Tanzim Satış Mağazaları ağını genişletiyor. Pakistan Rekabet Komisyonu, tekelleşmeyi ve haksız kazancı önlemek, temel ihtiyaç maddelerinin makul fiyatlarla satılmasını sağlamak üzere denetim yapıyor. Akaryakıt fiyatlarındaki artışı dengelemek üzere hane başına 2 bin Pakistan rupisi (yaklaşık 25 dolar) yardım yaptık, nüfusun üçte biri yardımdan yararlandı.
Soru: Ülkenin en büyük eyaleti Pencap'ta başbakanlık döneminizdeki icraatınız ekonomik kalkınmaya öncülük ettiği için övülmüştü. Bu ivme, ülke yönetiminde de devam edebilecek mi?
Şerif: En büyük zorluk kendi ünümle rekabet etmek olacak. Yıllara yayılan kamu hizmeti sicilimi, deneyimimi, enerjimi ve odağımı, şimdiki görevime taşıyorum. Pakistan Başbakanı olmanın daha farklı bir bakış açısını gerektirdiğinin farkındayım. Bu görev daha çok siyasi. Ayrıca görev süremin kısa olduğunun da farkındayım, bir yıldan az zamanımız var ama bu beni hiçbir zaman kısıtlamıyor. Aksine zamana karşı yarış daha fazla odaklanmayı gerektiriyor. Benim Pencap'ta başardıklarımın hızına şahitlik ettiyseniz, şimdi Pakistan'ın hızını görmeye hazır olun. İcraatımızla Pakistan'ı kendine yeterli, siyasi bakımdan istikrarlı ve toplumsal uyumun hakim olduğu bir ülke haline getireceğiz.
Soru: Pakistan Müslüman Ligi-Navaz (PLM-N), Pakistan Halk Partisi (PPP) ve diğer küçük partilerle kurduğunuz koalisyonun öncelik verdiği alanlar neler?
Şerif: Önderlik ettiğim koalisyon hükümetinin önünde açık biçimde tanımlanmış bir ulusal gündem var. En önemli ve büyük sorun son 4 yılda ivmesini kaybetmiş olan ekonomiyi canlandırmak. Yalnızca kaybedilen zamanı telefi etmek ve oluşan hasarı onarmak değil uzun vadeli doğrultuyu da oluşturmak gerekiyor.
Pakistan son yıllardaki en kötü kutuplaşmaya ve siyasi partizanlığa tanıklık etti. Koalisyon hükümetimiz kilit ulusal meselelerde uzlaşma yaratarak siyasi normalleşmeyi sağlamayı hedefliyor.
Üçüncü mesele, Pakistan halkının yaşamında fark yaratmaya muktedir, sonuç odaklı bir yönetimi sağlamak. Halkımızın tüm kesimleri, yönetimdeki çöküşün sonuçlarından olumsuz etkilendi. Bunu sistemi yeniden çalıştırarak, halkın güvenini yeniden tesis ederek ve kamu hizmetlerinin etkinliğini yeniden sağlayarak düzeltmeliyiz.
Ayrıca ülkede seçimlerin şeffaf, adil ve özgür şekilde yapılabilmesi için seçim reformu sürecini başlatacağız. Koalisyon ortaklarımızla ve diğer paydaşlarla bu konuda çalışıyoruz. Yönetim anlayışımız "hayati meselelerde istişare ve uzlaşma" olarak özetlenebilir.
Son olarak ve en önemlisi, hükümette olduğumuz dönemdeki performansımızla gelecek 5 yıl için refah vizyonu ortaya koymayı hedefliyoruz. Ben kin ve söyleme dayalı bir siyasettense icraata ve eyleme dayalı bir siyaseten yanayım.
Soru: Genel seçimin yapılmasına bir yıl var, eğer ara seçim yapılmazsa, giderek arttığı gözlenen siyasi kutuplaşmaya karşı nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Şerif: Biz hiçbir kutuplaşmaya inanmıyoruz. Uzlaşma inşa etmenin ve geniş çaplı istişarenin ülkeyi ileri götürecek çözüm olduğuna inanıyoruz. Koalisyon hükümetimiz eski iktidar partisi hariç ülkenin dört eyaletindeki tüm siyasi güçleri temsil ediyor. Dünün siyasi rakipleri günü zorluklarıyla başa çıkmak üzere bir araya gelecek siyasi olgunluğu gösterdi.
Ben siyasette kapsayıcılığa ve diyaloğa inanıyorum. Bu yüzden (eski iktidar partisi) Pakistan Tahrik-i İnsaf (Pakistan Adalet Hareketi -PTI) dahil tüm siyasi güçleri Ekonomi Şartı'nda uzlaşmak için masaya davet ettim.
Pakistan'ın döngüyü kırması ve ekonomik canlanma ile istikrara kavuşabilmesi için ekonomik politikaların sürekliliğini sağlayacak asgari kuralları belirlemesi, buna elverişli ortamı sağlaması gerekiyor. Siyasi kutuplaşmanın zararlarının farkında olarak diyaloğu ve katılımı teşvik etmeye çalışıyoruz.
Soru: ABD'nin ciddi insani krizler yaşayan Afganistan'dan çekildiği geçen yıldan bu yana, bölgeniz Himalayalar'da değişimlere tanık oldu. Pakistan, Taliban liderliğindeki geçici hükümetle uluslararası toplum arasında angajman arayışında öncü oldu. Şimdi durumu nasıl görüyorsunuz?
Şerif: Geçici Afgan hükümetiyle angajman tercih meselesi değil, bir zorunluluktur.
Dünya, Afgan halkını terk edemez. (Dünya) Ülkenin insani krizini ve kırılgan ekonomisini derhal ele alma sorumluluğunu üstlenmeli. Afgan ekonomisinin tamamen çökmesi Afganistan, Pakistan ve uluslararası toplum için felaket olur.
Afganistan'daki herhangi bir istikrarsızlık, bölgeniz ve ötesinde yayılma etkilerine sahip olacaktır. İstikrarsızlaştırılmış Afganistan'dan mülteci ve ulus aşırı terörizmin çıkışı kimsenin çıkarına hizmet etmez.
Pakistan, geçici hükümete, ülkenin terörizm için kullanılmayacağına, kız çocuklarının ve kadınların eğitime devam edebileceklerine ve kapsayıcı hükümet kurulmasına dair uluslararası taahhütlerini yerine getirmesinin üzerinde ısrarla duruyor. Uluslararası toplum, bu taahhütler konusunda onlarla ilişki kurmaya devam etmelidir.
Barışçıl, istikrarlı ve müreffeh bir Afganistan'ın ortak hedeflerini ancak sürekli angajman yoluyla ilerletebiliriz.
Soru: Afganistan, İslamabad ve Pakistan Talibanı (TTP) terör örgütü arasında da arabuluculuk yapıyor. Taliban, Pakistan'ın güvenliğini ve Afgan topraklarının ülkenize karşı kullanılmayacağını mı garanti ediyor?
Şerif: Kabil'deki mevcut yetkililer, topraklarının herhangi bir ülkeye karşı kullanılmasına izin vermeyecekleri konusunda hem bize hem de daha geniş uluslararası topluma defalarca güvence verdi. Ayrıca tüm terör gruplarına karşı sert önlemler almayı ve (teröristler için) tüm güvenli bölgeleri kendi topraklarından temizlemeyi taahhüt ettiler.
Uluslararası toplumun geri kalanı gibi, Kabil'deki mevcut yetkililerin verdikleri taahhütlerin arkasında durmasını bekliyoruz.
Terör belasını yenmek, bölge ve ülkemizde barışla istikrarın sağlanması için her yolu deneyeceğiz.
Soru: Hindistan sizin en büyük komşunuz ve Dünya Bankası tahminleri ikili ticaretin yılda 36 milyar doların üzerine çıkabileceğini gösteriyor. Ancak Keşmir sorunu sebebiyle ilişkiler geriledi ve neredeyse hiç ticaret gerçekleşmiyor. Hükümetiniz, (Keşmir konusunda) ısrarlı talepleri olduğu halde Hindistan'ın Keşmir ticaretini ve vaatlerini nasıl müzakere ediyor?
Şerif: Pakistan jeostratejiden jeoekonomiye geçişini sürdürürken, özellikle bölge içinde bağlantı, kolektif kalkınma ve refaha dayalı ortaklıklar kurmaya çalışıyoruz. Pakistan ve Hindistan'ın karşılıklı yarar sağlayan ticaretten kazanacakları çok şey var.
Ancak Hindistan'ın 5 Ağustos 2019'da yasa dışı ve tek taraflı adımlarının ardından Pakistan ilkeli bir duruş sergiledi ve bir dizi ikili faaliyeti kısıtladı. Bu karar, Pakistan'ın, kuşatılmış Keşmirlileri adaletsiz ve güçlü bir politika yoluyla temel haklarından yoksun bırakmaya yönelik kınanması gereken Hint tasarımına yönelik açık ve net kınamasını yansıtıyordu.
Hindistan ile sağlıklı ticari faaliyetinden elde edilebilecek ekonomik getirilerin farkındayız. Bununla birlikte, Keşmirlilere karşı sürekli merhametsizlik, işgal altındaki bölgenin demografik yapısını değiştirme girişimleri ve Hindistan'ın Keşmirlilerin kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak reddetmesinin ardından ticaret alanında ilerlemenin mümkün olmasını hayal etmek zor.
İlişkilerin normalleşmesi için Hindistan, 5 Ağustos 2019'daki eylemlerini yeniden gözden geçirmeli ve yasa dışı işgalini sürdürmek için işgal altındaki topraklarda daha fazla bölünme ve demografik değişiklikler aramamalıdır. Karşılıklı yarar sağlayan ticaretten azami fayda sağlamak ve diyalog için elverişli ortam yaratma sorumluluğu Hindistan'a aittir.
Soru: Çin, 2014'ten bu yana altyapı geliştirme ve diğer alanlarda halihazırda harcanan yaklaşık 28 milyar dolar ile Pakistan'ın en büyük yatırımcısı. Kuşak ve Yol Girişimi'nin amiral gemisi programı olan Çin-Pakistan Ekonomik Koridorunu (CPEC) ileriye taşımak için odak alanlarınız nelerdir?
Şerif: Kuşak ve Yol Girişimi'nin kalbindeki bağlantısallık ve kazan-kazan iş birliği vizyonu, hükümetimin önceliklerinin yanı sıra barışçıl, müreffeh bir bölgedeki Pakistan vizyonumuzla uyumludur.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in vizyoner Kuşak ve Yol Girişimi'nin en eski savunucusu olan Pakistan, girişimin fiziksel bağlantı, finansal iş birliği, ticaretin kolaylaştırılması, politika danışmanlığı ve insandan insana bağlantılar üzerindeki beş yönlü vurgusunu sıkı bir şekilde destekliyor.
Kuşak ve Yol Girişimi'nin amiral gemisi CPEC ile iki ülkenin ortak vizyonunu ve girişimin ideallerini başarıyla gerçekleştirdik. CPEC'nin yüksek kaliteli kalkınmanın yeni bir aşamasına girmesiyle, Kuşak ve Yol iş birliğimiz Pakistan'ın endüstriyel ve ekonomik modernleşmesini hızlandıracak.
Bu ortak amaçtaki başarı, Pakistan ve Çin'in CPEC'nin altyapıya odaklanmasını sürdürmesini gerektiriyor. Tutarlı politika desteğiyle iş ortamını iyileştirmek, ekonomik faaliyetin altında yatan donanımı geliştirmekle el ele gitmelidir. Bu nedenle, Pakistan'ın çok yönlü bölgesel bağlantı vizyonu için stratejik öneme sahip bir proje olan "Ana Hat I" demir yolu ve diğer bazı mega projelerde ilerlemeye yönelik Çin ile yakın bir şekilde çalışacağız.
Çin'in CPEC kapsamında Pakistan'ın kara yolu ve enerji altyapısına yatırımları Pakistan'daki yüksek elektrik açığının dengelenmesine yardımcı oldu, üretim merkezlerini pazarlara bağladı, binlerce yerel iş yarattı ve bölgesel bağlantısallığı geliştirdi. CPEC'nin bir diğer önemli odak noktası da Pakistan'ın endüstriyel gelişimidir. CPEC Özel Ekonomik Bölgeleri üzerinde çalışmalar devam ediyor ve kilit sanayi sektörlerinde yabancı yatırımcıları teşvik ediyoruz. Pakistan, ülkenin demiryolu altyapısındaki iyileştirmeler ve Gwadar Limanı'nın potansiyelinin tam olarak gerçekleştirilmesi de dahil olmak üzere CPEC'nin gelişimine kendini adadı.
Soru: Pakistan’ın, ABD'nin NATO dışı önemli müttefiki olarak uzun bir geçmişi var. İslamabad-Washington ikili ticari hacmi yıllık 6 milyar doları aşıyor. Washington'un daha geniş Asya-Pasifik'teki değişen ittifakları arasında Pakistan, bölgedeki ABD politikası içerisinde, kendi rolünü nerede görüyor?
Şerif: Pakistan ve ABD, çeşitli sahalardaki karşılıklı menfaatler olarak, uzun süreli ve geniş tabanlı bir ilişkiye sahip. Bölgede yapıcı angajmanımızın barışı, güvenliği ve kalkınmayı destekleyebileceğine inanıyoruz. ABD ile angajmanımızı derinleştirmek ve genişletmek istiyoruz.
ABD, Pakistan'ın en büyük ihracat pazarı, doğrudan yabancı yatırım ve havale olarak ise önemli bir kaynak. Bu ilişkinin ticaret, satış ve yatırım yönünü daha da genişletmek için oldukça fazla potansiyel var. Pakistan çeşitli alanlarda ABD ile Diyaloglar kurdu: (Örneğin) İklim değişikliği, sağlık, enerji, ticaret ve yatırımları ki bunlar ikili ilişkilerimizi güçlendirmede önemli bir rol oynuyor.
Bazı ABD'li firmalar Pakistan'da son derece iyi işler yapıyor. ABD'li büyük şirketleri, Pakistan'ın kazançlı pazarına yatırım yapmaya ve hızlı gelişen bilişim sektöründe ticari ilişkilerini güçlendirmeye teşvik ediyoruz.
Bu yıl ABD ile Pakistan diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 75. yılını kutluyoruz.
Soru: Pakistan, geçen yıldan bu yana altı ay içinde iki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesine ev sahipliği yaptı. İslamabad, İran ile olduğu kadar, Suudi Arabistan ile de iyi ilişkilere sahip. İİT'te "safları sıklaştırma" amacıyla Pakistan'ın girişimlerini ileriye taşıma planınız var mı?
Şerif: Pakistan, İİT'nin kurucu üyelerinden biri. İslam inancına dayanan mirasıyla Pakistan, Müslümanların davalarını sürekli destekledi. İİT'yi yeniden canlandırmak ve tüm Müslüman ülkelerle daha yakın ilişkiler kurmak için her zaman aktif ve dinamik rol oynadık.
İran ile ilişkiler olduğu kadar, Pakistan'ın Suudi Arabistan ile mükemmel kardeşlik ilişkileri var. İran ile de eşit derecede iyi ilişkilere sahibiz. Her iki ülke ile de ilişkilerimiz, ortak değerlerimize, inancımıza, tarihimize, kültürümüze ve geleneklerimize derinden bağlı. Müslüman ümmetinin birliğini geliştirmek için çaba göstermeye devam edeceğiz.
Pakistan daima Müslüman ülkeler arasında birlik ve barışın sadık bir destekçisidir. İİT Dışişleri Bakanları Konseyi (CFM) Başkanı olarak, üye ülkelerimizin her birinin ulusal güvenliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünün korunmasının acil ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler ve İİT Şartlarında yansıtıldığı üzere, ulusal politikalarımız, barış ve adalet ilkelerine bağlı kalmalı. İslam dünyası içinde ve dışında, tüm anlaşmazlık ve çatışmalarda, adalet ve onurla, birlik ve barışı teşvik etmeliyiz. Teşkilatın rolünü yeniden canlandırma ihtiyacının farkında olarak, Pakistan başkanlığındaki toplantımızın teması "Birlik, Adalet ve Kalkınma için Ortaklık" olarak tutuldu.
Çatışmaların çözülmesi ve barışın inşası için çeşitli mekanizmaları İİT halihazırda tasarlıyor. Dolayısıyla teşkilatın, arabuluculuk ve önleyici diplomasi alanındaki rolü güçlendiriliyor. İİT CFM olarak Pakistan, ayrılıklarda köprü olma ve ümmeti bir araya getirme kapsamında, diyalog ve müzakereleri teşvik ederek, olumlu rolünü oynamaya devam edecek.
Soru: Türkiye ve Pakistan kardeş ilişkilere sahip. 2023'te Pakistan bağımsızlığının 75. yılını kutlarken, Türkiye 100. yılını kutlayacak. Çok sayıda insandan insana etkileşim meydana geliyor. Yaklaşık on yılın sonunda, yıllık ikili ticaret bu yıl 1 milyar doları aştı. Hükümetiniz ilişkileri daha da ilerletmek için hangi adımları atacak?
Şerif: Haklısınız. Pakistan-Türkiye ilişkileri örnek teşkil ediyor. Bu tarihi ilişkiler, ortak dini, kültürel ve dilbilimsel bağlara sıkı sıkıya dayanıyor ve bunlar her iki taraftaki siyasi değişimlerin sınırlarını aşar.
Bu yıl iki ülke de diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 75. yıl dönümünü kutluyor. Bu 75 yılda, iki taraf da tüm meydan okumalar karşısında, her zaman birbirinin yanında yer almıştır.
Pakistan ve Türkiye, ister Cammu ve Keşmir olsun ister Kuzey Kıbrıs olsun, ulusal çıkarları ilgilendiren tüm meselelerde birbirini destekler. Bu vesileyle Türkiye'ye, özellikle de liderliğine, Cammu ve Keşmir anlaşmazlığına verdiği ilkeli destek için teşekkür etmek isterim. Hem Pakistan hem de Türkiye, bölgesel ve uluslararası konularda benzer görüşlere sahip; ikili, bölgesel ve çok taraflı forumlarda yakın iş birliğinden yararlanıyor. İnsandan insana ve kültürel temaslar yukarı yönlü bir yörüngede.
Şimdi ekonomik iş birliğine odaklanıyoruz. İkili ticaretin mevcut düzeyi, ilişkilerimizin mükemmel durumunun gerçek yansıması halen değil. Bu aynı zamanda her iki ülke için de muazzam fırsatların bulunduğu bir saha. Ziyaretim sırasında, enerji, altyapı, e-ticaret, tarıma dayalı sanayi ve bilişim sektörleri vb. dahil olmak üzere çeşitli alanlarda Pakistan'da bulunan muazzam fırsatları kullanmalarını teşvik etmek için önde gelen Türk firmalarıyla bir araya geliyorum.
220 milyonu aşan nüfusuyla Pakistan, yatırımcılarına sürekli genişleyen bir orta sınıf ile güçlü ve büyük bir tüketici pazarı sunuyor. Pakistan, yatırımcılar için kazançlı getiri sağlayan çok sayıda yatırım fırsatına sahip.