MOSKOVA (AA) – Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sırbistan ziyaretinin engellenmesiyle ilgili "Bu, Avrupa Birliği (AB) ve NATO için bir kural haline geldi. Giderek daha fazla gerçeklerden korkuyorlar." dedi.
Lavrov, gündemdeki konulara ilişkin çevrim içi olarak basın toplantısı düzenledi.
Bulgaristan, Karadağ ve Kuzey Makedonya'nın, uçağına hava sahasını kapatması nedeniyle Sırbistan'a bugün yapacağı resmi ziyaretin gerçekleşemeyeceğini hatırlatan Lavrov, söz konusu ülkelerin adımını "benzeri görülmemiş bir karar" olarak nitelendirdi.
Sergey Lavrov, "Bu ziyaret neredeyse global ölçüde bir tehdit olarak görülüyorsa, Batı'da durum kötü demektir." ifadesini kullandı.
– "İlgili ülkelerden resmi açıklama yok"
Söz konusu ülkelerden şu ana kadar Moskova'ya bu hususta resmi bir açıklama gelmediğine dikkati çeken Lavrov, Sırbistan ziyaretinin engellenmesiyle ilgili "Bu, AB ve NATO için bir kural haline geldi. Giderek daha fazla gerçeklerden korkuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Lavrov, Batı'nın, "ülkelere kendi ortaklarını seçme hakkı" prensibini, Sırbistan'ın Rusya ile ilişkisi çerçevesinde kendisinin çiğnediğini belirterek, "Batı'ya göre Sırbistan'ın ortaklarını seçme konusunda hiçbir seçme hakkı, özgürlüğü yok. Bu bir kabalıktır ancak bu bizim için pek şaşırtıcı değil." diye konuştu.
Sırbistan ile Rusya'nın ilişkilerini kimsenin bozamayacağını vurgulayan Lavrov, Sırbistanlı mevkidaşını Moskova'ya davet ettiğini ve onun uçağının Rusya'ya gelişinin AB tarafından engellenmeyeceğini umduğunu dile getirdi.
Lavrov, NATO ve AB'nin, Balkanlar'ı "kapalı Balkanlar" adı altında kendi projesine dönüştürmek istediğini savundu.
– "İsveç ve Finlandiya, NATO'ya girerse Rusya'nın güvenliğine tehdit olacak"
Türkiye'nin, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusundaki pozisyonunun hatırlatılması üzerine Lavrov, bu hususun Ankara'nın egemenlik işleri olduğu için yorumlamayacağını söyledi.
Lavrov, "Bizi ilgilendiren tek şey, eğer İsveç ve Finlandiya NATO'ya girerse, bu bizim güvenliğimiz için doğrudan tehdit olacak." görüşünü paylaştı.
Türkiye'nin, Ukrayna'daki durumun normalleşmesinde hangi rolü oynayabileceğine yönelik soru üzerine Lavrov, bu hususta Türkiye'nin pozisyonunu saklamadığını hatırlattı. Lavrov, Rusya ile Türkiye arasında farklı görüşler de olduğunu belirterek, Suriye, Libya gibi meseleler dahil Türkiye ile karşılıklı etkileşimlerin farklılıkları sorun hale getirmediğine işaret etti.
Lavrov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yaklaşımlarını net olarak ortaya koyarak birbirlerinin pozisyonlarına saygı duyduğunu, kaygılarını dikkate aldığını vurgulayarak, gıda güvenliği konusunda her iki liderin kısa süre önce telefon görüşmesi yaptığını anımsattı.
– "Türkiye ile birlikte gıda tedarikini çözmeyle ilgiliyiz"
Gıda güvenliği meselesinin Batı'nın düşüncesizce yaptırımlarını hayata geçirmesiyle başladığını ifade eden Lavrov, bunu yaptıktan sonra şimdi de Batı'nın, dünyanın çeşitli bölgelerine gıda tedarikinin nasıl etkileneceğini düşünmeye başladığına dikkat çekti.
Lavrov, Türkiye ile birlikte bu sorunları çözme konusunda ilgileri olduğunu kaydederek, Putin'in kısa süre önce Karadeniz'den ve Azak Denizi'nden engellerin kaldırılarak İstanbul ve Çanakkale Boğazı'ndan güvenli şekilde gıda tedarikinin nasıl sağlanabileceğini açıkladığını anlattı.
Gıda tedarikinin sağlanmasıyla ilgili olarak uzmanların bugün Türkiye'ye gittiğini açıklayan Lavrov, yarın da kendi heyetinin Türkiye'ye ulaşacağını bildirdi. Lavrov, Türkiye'de bu meseleyi çözmeyi umduklarının altını çizdi.
– "Limanların açılması konusunda Rusya üzerine düşeni uzun süredir yapıyor"
Rus tarafının, Ukrayna'daki tahılın limanlardan çıkması için uzun süredir her gün insani koridor açtığını belirten Lavrov, limanlardaki yabancı gemilerin çıkması için ise Ukrayna tarafının buradaki mayınları temizlemesi gerektiğini ifade etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, şunları kaydetti:
"Türk meslektaşlarımız, mayınları temizlemeye yardımcı olabileceklerini söyledi. Bizim askerlerimiz eminim bu hususu organize etmeye hazır. Daha sonra gemiler, mayın tarlasından çıkacak ve biz bağımsız ya da Türk meslektaşlarımızla birlikte bu gemilerin boğazlara kadar gidişini garanti ediyoruz. Ondan sonrası zaten Akdeniz. Biz üzerimize düşeni uzun süredir yapıyoruz."