TBMM (AA) – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Göçmenler meselesi, saat başı karar değiştirerek araçsal ve çıkarcı yöntemlerle yönetilecek mesele değildir. Bu büyük insani ve siyasi meseleyi günlük siyaset için araçsallaştıran sadece iktidar değildir. Muhalefet partileri aynı oyunun bir parçası durumundadırlar." dedi.
Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bu haftanın Engelliler Haftası olduğuna işaret ederek, engellilerin yaşadıkları sorunları, eşitsizlikleri, adaletsizlikleri konuşmak ve bu sorunlara çözüm aramak gerektiğini söyledi.
Türkiye'de yaşanan ekonomik çöküşün, toplumun tüm kesimlerini derinden etkilediğini, bu kesimlerin başında engellilerin geldiğini savunan Sancar, "Yıllardır devam eden bu ekonomik çöküş ve sıklığı artan döviz şokları, öncelikle engellileri ve ailelerini mağdur ediyor. Türkiye'de kaç milyon engellinin yaşadığını bile resmi olarak bilmiyoruz." diye konuştu.
Sancar, ekonomik, siyasal ve toplumsal krizlere çözüm üretemeyen bir iktidarla karşı karşıya bulunduklarını, iktidarın temel gayretinin, kriz algısını yönetmek ve sürekli kriz odağını değiştirmek olduğunu öne sürdü.
Türkiye'nin, tarihinin en yüksek enflasyon oranlarından biriyle, en büyük yoksulluk ve sefaletiyle karşı karşıya olduğunu savunan Sancar, iktidarın ise yarattığı krizlerin üzerini yeni krizler üreterek kapatmaya çalıştığını iddia etti.
– "Her kesim bu meseleyi araçsallaştırarak kullanmaya çalışıyor"
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gündemde sığınmacılar, göçmenler meselesi var ve her kesim bu meseleyi araçsallaştırarak kullanmaya çalışıyor. Tabii ki bu kesimlerin başında iktidar geliyor. Ekonomik çöküşü durduramayınca topluma sığınmacıların geri gönderilmesi üzerinden hikayeler sunulmaya çalışılıyor. Göçmenler meselesi, saat başı karar değiştirerek araçsal ve çıkarcı yöntemlerle yönetilecek bir mesele değildir. Bu büyük insani ve siyasi meseleyi günlük siyaset için araçsallaştıran sadece iktidar değildir. Maalesef diğer muhalefet partileri de kendilerine muhalefet partisi diyen çevreler de aynı oyunun bir parçası durumundadırlar. Bugün göçmenlere, sığınmacılara yöneltilen bu kin, bu nefret, yarın toplumun başka bir kesimine yöneltilecektir. Bölgesel barışı hedeflemeyen, savaş politikalarında ısrar eden, savaş politikalarına örtülü veya açık destek veren anlayışların ne göçmen sığınmacı sorunlarını çözmesi mümkündür ne de topluma barışı, refahı, huzuru getirmesi mümkündür. 'Göçmenleri, sığınmacıları göndermeyeceğiz, gönüllülüğü esas alacağız' diyen iktidar, bir yandan bu sorunun kaynağı olan savaş politikalarını derinleştiriyor. Hedefi bölgesel barış olmayan, ülkesinde demokrasiyi, eşit yurttaşlığı savunmayan hiçbir anlayışın bu sorunları çözmesi mümkün değildir. HDP bu çizgiyi savunduğu için çözümün adresidir."
– "Verilen hükümler elbette geçersiz kalacaktır"
Provokasyonlarla topluma korku yaymaya çalışıldığını iddia eden Sancar, "Herkesin gözü önünde bir kumpas sergilendi, gözlere soka soka kurmaca, yalan bir yargılama yürütüldü ve başta Osman Kavala olmak üzere diğer arkadaşlarımıza ağır cezalar verildi. Gezi yargılaması, dünya yargı ve hukuk tarihinde kirli, kumpas, kurgu yargılamaları listelerinin en başında yer alır. Bu utanç bu tezgahı kuranların alnından ebediyen silinmeyecektir. Aynı şey, Kobani Davası içinde geçerli. Gezi'deki haksız, adaletsiz yargılama ve verilen hükümler elbette geçersiz kalacaktır. Bunun için ortak demokrasi mücadelesini büyütmeye, bu iktidarı hep birlikte değiştirmeye ihtiyacımız var. Düzeni de değiştireceğiz, iktidarı da göndereceğiz. Buna gücümüz var." diye konuştu.
– "Gün boyu enflasyon konuşulmadı"
Mithat Sancar, Diyarbakır'da evlat nöbetini sürdüren aileleri temsilen HDP Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakan üç baba ile çelengi kaldırmak isteyen HDP binasındaki görevliler arasında çıkan arbedeye de değindi.
Yaşananları, "tezgah" olarak nitelendiren Sancar, "Bu tezgahı kuranları, iktidarı değiştirdiğimizde gerçek bağımsız yargının adaletine göndereceğiz." dedi.
Sancar, olay günü açıklanan enflasyon rakamlarının, HDP Genel Merkezi binası önünde yaşanan arbedeyle gölgelendiğini ileri sürdü.
Enflasyonun, son 20 yılın en yüksek seviyesine çıktığı haberlerinin yayımlanmadığını iddia eden Sancar, "Tezgah belliydi. Kendi medyalarını, canlı yayın araçlarıyla genel merkezimizin önüne yerleştirmişler, gün boyu oradan canlı yayın yaptılar. Kendi provokasyonlarını canlı yayınladılar. Burada yapılmak istenen dikkatleri başka yere çekmekti. Gün boyu enflasyon konuşulmadı." ifadesini kullandı.
– "İki kutuplu düzenden birlikte çıkaralım"
Halk için, halkla birlikte yönetmek isteyen güçlerin iktidara geleceğini ifade eden Sancar, şunları kaydetti:
"Bizler geleceğiz. Kararlılıkla bu yolda ilerleyelim. Işık olur, o ışık ortak mücadeledir, ortak mücadeleyi büyütmektir. Bu makam, mevki, sayı meselesi değildir. Sadece sandıkla sınırlı bir mesele de değildir. Bu geleceği kurma meselesidir. Seçim bunun önemli bir parçasıdır ama tek aracı değildir. Ortak mücadeleyi büyüttükçe, geleceği inşa etme iradesini güçlendirdikçe, seçim meselesini de en etkili biçimiyle mutlaka birlikte çözeceğiz.
O seçimde nasıl davranacağız, nasıl ittifak içinde kendi gücümüzü büyüterek parlamentoya en güçlü şekilde taşıyacağız; onu mücadele ederken zaten birlikte kararlaştıracağız. Onun için ortak mücadeleyi sağlamlaştıralım, bu zemini büyütelim, güçlendirelim, bu zemin üzerine parlamentoya en güçlü iradeyle halkların temsil edileceği sonucu alalım. Mutlaka alırız, yeter ki inanalım. Yeter ki bu konuda küçük hesapları ve ayrımcılara takılmayı bırakalım. Ayrılıklar önemsizdir demiyorum ama hep birlikte mücadele ettikçe her şeyi birlikte konuşmak da önemli. O yüzden tüm demokrasi güçlerine çağrımdır; gelin mücadeleyi büyütelim, Türkiye'yi, bu kısır döngüye mahkum eden iki kutuplu düzenden birlikte çıkaralım. Bunun için yeterli birikimimiz, gücümüz var."
Mithat Sancar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı paketin amacının, yandaş müteahhitleri kurtarmak olduğunu iddia etti.
Sancar, "Tane ile domates almak zorunda bırakılan insanlara milyonluk binaları satmayı planlıyorlar. Yok buna kimse kanmıyor artık. Herkes zarların hileli olduğunu, geminin su aldığını, kaptanın yalan söylediğini biliyor." değerlendirmesinde bulundu.