TUNUS (AA) – Tunus Ulusal Gazeteciler Sendikası, ülkenin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 21 puan gerileyerek 94. sıraya düşmesinin sorumlusunun mevcut rejim olduğunu belirtti.
Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde, geçen yıl 73. sırada olan Tunus, bu yıl 94. sıraya geriledi.
RSF, endekste Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz 2021'de aldığı olağanüstü kararların, ülkede basın özgürlüğünün gerileyeceği yönünde korku oluşturduğunu ifade etti.
Sendika Başkanı Muhammed Yasin el-Celasi ise endeksin yayımlanmasının ardından Facebook hesabından yaptığı yazılı açıklamada, gerilemenin nedeninin, gazetecilerin çalışma şartlarında ve özgürlüklerde yaşanan kısıtlamalar, gazetecilere yönelik yargılamalar ile sosyal medyadaki sistematik tehdit ve provokasyonlar olduğunu kaydetti.
Gerilemenin, fiili olarak 2019'daki seçimlerde popülist hareketlerin yükselişiyle başladığını ancak 25 Temmuz 2021'den bu yana daha da arttığını belirten Celasi, bunun sorumlusunun mevcut rejim ve Cumhurbaşkanı Said olduğunu vurguladı.
Aylardan beri "basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkının kısıtlanmasının kaçınılmaz olarak bu düşüşe yol açacağını" söylediğini aktaran Celasi, "Tunus'un geçmişteki sıralaması kötüydü şimdi ise çok daha kötü." ifadesini kullandı.
Celasi, Sendika'nın 5 Mayıs'ta yayımlayacağı yıllık raporda, Tunus'taki basın özgürlüğünün durumuna ilişkin ayrıntılı bilgi verileceğini sözlerine ekledi.
– Tunus’ta siyasi kriz
Tunus Cumhurbaşkanı Said'in geçen yıl açıkladığı olağanüstü kararlar ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.
Önce 25 Temmuz 2021'de parlamentonun çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.
Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022’de Anayasa değişikliği referandumu, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclisin kapalı kalacağını duyurdu.
Tunus'ta bazı kesimler Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.