LONDRA (AA) – Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in, Çin ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalara tepki göstererek, Uygurlar ve Tibet hakkındaki paragrafların "gerçeküstü" olduğunu söyledi.
Callamard, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "diplomatik tiyatroyu" anladığını belirterek, "Bu açıklamanın, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri'ne ait olduğuna ve Çin'in insan hakları kayıtlarıyla ilgili olduğuna inanmak zor." değerlendirmesinde bulundu.
Bachelet'in, Uygurlar ve Tibet'e ilişkin açıklamalarının "gerçeküstü" olduğunu ve nutku tutulduğunu belirten Callamard, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki tek yol, Sincan hakkında uzun zamandır beklenen raporun yayınlanması ve bulguların BM İnsan Hakları Konseyinin haziran ayındaki bir sonraki toplantısında sunulmasıdır. Bachelet, yurt dışındaki Uygurlardan kayıp aile üyeleriyle ilgili başvurular aldığını beyan etti ve bunları Çinli yetkililerle görüştüğünü söyledi. Bachelet'in ofisi bunu takip etmeli, yetkililerin, tutukluların haklarını garanti etmesi ve aile üyeleriyle düzenli iletişim kurması konusunda ısrar etmeli."
– "BM'nin insan hakları çalışma grubu, bağımsız uluslararası bir mekanizmanın yerini alamaz"
Callamard, BM yetkilisi Bachelet'in, bu ziyaretin bir "soruşturma" olmadığını haklı olarak kabul ettiğini ancak bunun, yakın gelecekte bağımsız insan hakları uzmanları tarafından daha anlamlı eylemler ve soruşturmalar için bir sıçrama tahtası olması yönünde baskı yapması gerektiğini bildirdi.
Agnes Callamard, "Bir insan hakları çalışma grubu, şüpheli faillerin belirlenmesi dahil hesap verebilirliği sağlamak amacıyla, Sincan'daki uluslararası hukuk kapsamındaki suçları soruşturmak için bağımsız uluslararası bir mekanizmanın yerini alamaz." ifadesini kullandı.
– "Terörle mücadele tedbirleri Uygurlar ve Müslümanları hedef alıyor"
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, 6 günlük Çin ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, yetkililere, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde uygulanan "terörle mücadele tedbirlerinden" duyduğu endişeleri dile getirdiğini açıklamıştı.
Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerine ilişkin iddialara değinen Bachelet, "Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, özellikle Uygurlar ve çoğunlukla Müslüman azınlıkları hedef alan, terör ve radikalleşmeyle mücadele tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin sorularımı ve endişelerimi dile getirdim." ifadesini kullanmıştı.
Bachelet, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "terörizmle mücadele" ve "aşırıcılıktan arındırma" amacıyla uygulanan programların Uygur Türkleri ve diğer etnik azınlıkların haklarına verdiği zarara dair endişelerini gündeme getirdiğini aktarmıştı.
BM yetkilisi Bachelet, "Çin hükümetine tüm terörle mücadele ve aşırılıklardan arındırma programlarının, uluslararası insan hakları standartlarına uygun yürütüldüğünden ve keyfi ve ayrımcı uygulamalara yer vermediğinden emin olmak için gözden geçirilmesi tavsiyesinde bulundum." diye konuşmuştu.
– İnsan hakları ihlallerine ilişkin iddialar
Çin, son yıllarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor.
Türkiye'nin de yer aldığı BM üyesi 43 ülke, 21 Ekim 2021'de New York'ta düzenlenen BM İnsan Hakları Komitesi Toplantısı'nda yaptıkları ortak açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 1 milyondan fazla kişinin "yeniden eğitim merkezi" adı verilen siyasi kamplarda alıkonulduğundan, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kalmasından duydukları endişeyi dile getirmişti.
Açıklamada, bölgede din ve inanç özgürlüğü ile seyahat, toplantı ve ifade özgürlükleri üzerinde kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlık mensuplarını hedef aldığı belirtilmişti.
Pekin yönetiminin hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarını koruma konusundaki ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uyması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Çin'e BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve ofisi de dahil bağımsız gözlemcilere Sincan'a hızlı, anlamlı ve serbest erişim sağlama çağrısı yapıyoruz." ifadelerine yer verilmişti.
Çin, Sincan'da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermezken, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti.
– Zorla çalıştırma
Öte yandan çok sayıda Uygur Türkü'nün bölgedeki fabrikalarda zorla çalıştırıldığı iddia edilmiş, Sincan'daki bazı işletmeler, "zorla çalıştırma" yoluyla üretim yapıldığına dair iddiaların hedefi olmuştu.
ABD Kongresi, Aralık 2021'de Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türkleri ile diğer etnik ve dini azınlıkların zorla çalıştırılması yoluyla ürettiği malların ABD'ye ithalatının yasaklanmasını öngören yasayı kabul etmişti.
Washington yönetimi, iddialara konu olan işletmelere ve onlarla çalışan şirketlere yaptırım kararları almıştı.
Pekin yönetiminin sözcüleri ise zorla çalıştırma iddialarını "Çin-karşıtı güçler tarafından uydurulmuş yalanlar" olarak nitelemiş; ülkedeki insan hakları durumunun gerçeğe aykırı olarak karalanmaya çalışıldığını savunmuştu.