DOLAR 32,4209 0.01%
EURO 34,5410 0.03%
ALTIN 2.485,63 0,11
BITCOIN 2056999 -2,91%
Yalova
21°

AÇIK

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, Çin Dışişleri Bakanı Vang ile görüştü

ABONE OL
Mayıs 24, 2022 09:58
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

PEKİN (AA) – Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Çin ziyaretinde Dışişleri Bakanı Vang Yi ile görüştü.

BM'de yapılan açıklamaya göre, ülkenin güneyindeki Guangcou şehrinde yapılan görüşmede Bachelet, 6 günlük ziyaretinde hükümet yetkililerinin yanı sıra akademi, sivil toplum ve iş dünyasından temsilcilerle insan hakları ve diğer sosyal ve ekonomik sorunlar konusunda istişarede bulunmayı diledi.

Bachelet, "Önemli ve hassas konuları tartacak olsak da umarım bu ziyaret Çin'de ve dünyada insan haklarının geliştirilmesi doğrultusunda birlikte çalışabilmek için karşılıklı güven inşa etmeye yardımcı olacaktır." dedi.

Vang da insan haklarının uluslararası ölçekte geliştirilmesi için insan haklarının siyasileştirilmesinden kaçınılmasının gerektiği belirterek "Çok taraflı insan hakları kuruluşları bölünme ve cepheleşmenin yeni sahası değil, iş birliği ve diyaloğun zemini olmalı." ifadelerini kullandı.

Ziyaretine Guangdong eyaletinin merkezi Guangcou'dan başlayan Bachelet, ilerleyen günlerde Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin Kaşgar ve Urumçi şehirlerini ziyaret edecek.

– Sincan'daki hak ihlallerinin gündeme gelmesi bekleniyor

Sincan'da son yıllarda Uygur Türkleri ve diğer etnik azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri ile zorla çalıştırma konularının, Bachelet'in gündeminde olması bekleniyor.

Bachelet, 8 Mart'ta BM İnsan Hakları Konseyi'nin 48'inci oturumunda Pekin yönetimi ile BM heyetinin bölgeyi ziyaret etmesi konusunda anlaştıklarını duyurmuştu.

Çin, son yıllarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor.

Türkiye'nin de yer aldığı BM üyesi 43 ülke, 21 Ekim 2021'de New York'ta düzenlenen BM İnsan Hakları Komitesi Toplantısı'nda yaptıkları ortak açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 1 milyondan fazla kişinin "yeniden eğitim merkezi" adı verilen siyasi kamplarda alıkonulduğundan, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kalmasından duydukları endişeyi dile getirmişti.

Açıklamada, bölgede din ve inanç özgürlüğü ile seyahat, toplantı ve ifade özgürlükleri üzerinde kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlık mensuplarını hedef aldığı belirtilmişti.

Pekin yönetiminin hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarını koruma konusundaki ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uyması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Çin'e BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve ofisinin de dahil bağımsız gözlemcilere Sincan'a hızlı, anlamlı ve serbest erişim sağlama çağrısı yapıyoruz." ifadelerine yer verilmişti.

Çin, Sincan'da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermezken kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti.

– Zorla çalıştırma

Öte yandan çok sayıda Uygur Türkü'nün bölgedeki fabrikalarda zorla çalıştırıldığı iddia edilmiş, Sincan'daki bazı işletmeler, "zorla çalıştırma" yoluyla üretim yapıldığına dair iddiaların hedefi olmuştu.

ABD Kongresi, Aralık 2021'de Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türkleri ile diğer etnik ve dini azınlıkların zorla çalıştırılması yoluyla ürettiği malların ABD'ye ithalatının yasaklanmasını öngören yasayı kabul etmişti.

Washington yönetimi, iddialara konu olan işletmelere ve onlarla çalışan şirketlere yaptırım kararları almıştı.

Pekin yönetiminin sözcüleri ise zorla çalıştırma iddialarını "Çin-karşıtı güçler tarafından uydurulmuş yalanlar" olarak nitelemiş; ülkedeki insan hakları durumunun gerçeğe aykırı olarak karalanmaya çalışıldığını savunmuştu.

En az 10 karakter gerekli